LORA BAYTAR ÇAPAR

Lora Baytar Çapar

MUTLU AZINLIK

Sergideki bir kartpostalda, Antakya’nın 1630’daki durumunu gösteren bakır baskı bir gravür yer alıyor. Şehir Asi yakınında ama asıl yerleşim bölgesi dağın yamaçlarına uzanıyor. Şehri bugünkü yıkıma hazırlayan değişimler, 1960’lı yıllarda başlamış. Geçmişte tarım alanı olan nehrin batı kıyıları ve Asi yatağı imara açılmış; bölgeye çok katlı binalar inşa edilmiş.

Şehir, emekleyerek de olsa, toparlanıyor. Bazı dükkânlara 6 Şubat’tan sonra hiç dokunulmamış, içleri darmadağın, ama bazılarından umut yükseliyor âdeta. Yeni normal başlamış gibi oralarda. Uzun Çarşı’daki dükkânlar açılıyor mesela – yani, yıkılmamış olanlar ve sahipleri hayatta olanlar.

Cumartesi günü köyde yumurtalarımızı boyayıp Zadig yani Paskalya çöreklerimizi pişirdik. Aslında İstanbul’dan Tıbrevank Derneği köy için çörek pişirip bizimle göndermişlerdi ama biz köyü biraz da olsa çörek kokutmaya kararlıydık. Köyün tüm çocukları bir masanın etrafında toplanıp, rengârenk boyadılar yumurtaları. Belli ki birbirlerini özlemişlerdi, bol bol oyun da oynadılar. Pazar bayramdı ama havası bayram havası değildi. Kiliseden uzak, camları kırılmış çok amaçlı salonun içinde kurulmuş horan ve kilise ortamında yaptık Paskalya ayinini.

Vakıfköy halkı köyünü, bahçesini terk etmedi. İlk günden beri direniyor, toprağında ayakta kalmak için. Kadınlar ve çocuklar yoksunluklar sebebiyle uzaklaşmış olsa da, bu bayram yeniden toparlanmamıza vesile olacak. Hem de ne vesile... Vakıfköy coşkulu bayram kutlamalarıyla bilinir. Bizim şimdi isteğimiz, bu coşkulu havayı köyün semalarında buruk da olsa estirebilmek. Bayram ruhunu yeniden yaşatmak istiyoruz, çünkü diriliş günlerindeyiz

Merhaba. Bundan böyle mutlu ve umutlu yazılarımla karşınızda olmaya niyetliyim. Köşenin adı, bana bir arkadaşımın taktığı lakap. Hem azınlık olup hem nasıl mutlu olabildiğime şaşardı. Bence mutlu veya mutsuz olmak hayata nereden baktığınızla ilgili. Mutsuz olmak için çok sebep var; ben bunlara tutunup diplerde dolaşmaktansa, tam tersinden bakıp, tutunacak bir dal aramaktan yanayım. Mutlu okumalar dilerim...