DOSYA

DOSYA Ermeni coğrafyasının klasik eseri artık Türkçede

Peder Sukyas Eprigyan’ın 1902-1907 yıllarında yayınladığı ‘Resimli Yurt Sözlüğü’, (Badgerazart Pnaşxarhig Paŕaran- Պատկերազարդ Բնաշխարհիկ Բառարան) yirminci yüzyılın başında Osmanlı ülkesi içinde ve dışındaki Ermeni yerleşimleri konusunda temel bir başvuru kaynağı. İlgililer ve uzmanlar tarafından paha biçilmez bir bilgi hazinesi olarak değerlendirilen çalışmanın günümüze dek Türkçeye veya başka bir dile çevrilmemesi büyük eksiklik olarak görülüyordu. Yazarın ancak belli bir harfe getirerek bıraktığı sözlüğü Sevan Nişanyan Türkçeye çevirdi ve bizzat Eprigyan’ın kullandığı kaynaklardan yararlanarak tamamlamaya çalıştı. Kitap Liberus Yayınları'ndan çıktı. Nişanyan ile sözlüğün önemini ve nasıl bir çalışma yürüttüğünü konuştuk.
DOSYA “1964 Rum sürgünü Lozan’ın ihlaliydi”

16 Mart 1964 İstanbul Rumları için trajik bir tarih. Kıbrıs olayları gerekçe gösterilerek İstanbul’da Yunan pasaportu taşıyan Rumların kısa sürede ülkeyi terk etmeleri istendi. Böylece Yunan pasaportu taşıyan Rumlar Türkiye vatandaşı olan eş ve çocuklarıyla birlikte Türkiye’yi terk ettiler. Bu sürgünün üzerinden tam 60 yıl geçti. Kararın arka planını ve sonuçlarını azınlık hukuku üzerindeki çalışmalarıyla tanıdığımız Prof. Dr. Baskın Oran ile konuştuk.
DOSYA 1620 yıllık bir alfabe ve Van

Van Barosu, Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Van Şubesi, Dil Kültür Sanat Araştırmaları Merkezi (ARSİSA) ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Van Şubesi tarafından “21 Şubat Dünya Anadil Günü” vesilesiyle ‘Türkiye’de yaşatılmayan diller’ başlıklı bir panel gerçekleştirildi. Panel Van Barosu Tahir Elçi Salonu'nda düzenledi. Panelin moderatörlüğünü Arap toplumundan Mehmet Sena Sönmez yaparken, Agos yazarı ve mimar Zakarya Mildanoğlu, Kürt Dili Uzmanı Nazir Öcek ve yine Arap toplumundan eğitimci Turgay Dabakoğlu (Arap) konuşmacı olarak yer aldı. Arapça ve Kürtçe ana dili konusunda önemli değerlendirmelerde bulunan Dabakoğlu ve Öcek’in konuşmalarını, düşüncelerini yayına dönüştükleri an okumayı umuyor ve Zakarya Mildanoğlu’nun kendi özetlediği konuşmasını sizlerle paylaşıyoruz.
DOSYA Üç Remziye

Yazar Hulusi Üstün bir aile hikâyesi anlatıyor. 1915’lere dayanan, Erzurum’a uzanan bir hikâye. Ermeni yetim bir kızın, Remziye’nin çarpıcı, iç burkan hikâyesi bu. Fazla söze gerek yok, sizi Hulusi Üstün’ün satırlarıyla baş başa bırakıyoruz.
DOSYA “Önceden teyzeydim, ablaydım, evlattım, artık hiçbiri değilim”

6 Şubat depremini herkes aynı yaşamadı. Kimi evsiz kaldı kimi kimsesiz. Evini yurdunu kaybeden de oldu, uzuvlarını, ailesini akrabasını arkadaşlarını da. Hep kendimi ve yaşananları kendi gözümden anlatmaya çalıştım ama biraz da kalanların hikayesini aktarmayı kendime görev sayıyorum artık. Öğretmen arkadaşım Gülçin Aktuğ, annesi, babası, kız kardeşi, eniştesi ve iki yeğeninin cenazesini aynı binanın enkazından günler sonra alabildi. Yaşadıkları sonrasında “Artık kendimi kimsenin hiçbir şeyi değilmiş gibi hissediyorum. Önceden teyzeydim, ablaydım, evlattım ama artık hiçbiri değilim…” diyor.
DOSYA Şavarş Misakyan’ın Mimaroğlu’na yönelttiği tarihsel soru

Tarihçi Ümit Kurt’un “Kanun ve Nizam Dairesinde: Soykırım Teknokratı Mustafa Reşat Mimaroğlu’nun İzinde Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Devlet Mekanizması” başlıklı yeni çalışması geçtiğimiz haftalarda Aras Yayıncılık’tan çıktı. Kurt, 24 Nisan 1915 tutuklamalarını ve devamındaki soykırımı “masa başında” uygulayan önemli bürokratlardan –daha sonra Danıştay Başkanlığı’na kadar yükselecek- Mustafa Reşat Mimaroğlu’nun hayatına, Ermenilerin sürülmesini nasıl meşrulaştırdığına ve sorguladığı Şavarş Misakyan ile “tarihsel” diyebileceğimiz karşılaşmasına odaklanıyor
DOSYA Zozo Dalmas ve çalkantılı hayatı:

Zozo Dalmas, gerçek adıyla Zoi Stavridi, 1906’da İstanbul Langa’da doğdu. 1910’lu yıllarda, belki Balkan Harbi’nin yarattığı koşullardan dolayı, annesi ve büyükannesiyle birlikte Selanik’e göçtü. Selanik’in muhacir mahallelerinde büyüdü. Kısa sürede kamuoyunun ve eleştirmenlerin ilgisini çekerek bir sahne yıldızı hâline geldi. 1932’de Yunanistan’da ‘Avukat Hanım’ filmiyle sinemaya adım attı. Muhsin Ertuğrul’un yönettiği ‘Cici Berber’ filmi Türkiye’de ve Yunanistan’da gişe rekorları kırdı. Dalmas, pek çok gazeteye verdiği röportajlarda, 1933’ten 1938’e dek Kemal Atatürk’le ilişkisi olduğunu anlattı.
DOSYA Fatsalı Ermeni devrimci Sayim Şen’in hikâyesi

Ordu’daki Ermeni toplumunun tarihine yönelik çalışmalarıyla bilinen Güven Bayar, Fatsalı devrimci Sayim Şen’in hikâyesini Agos okurları için kaleme aldı. Sayim Şen, devrimcilikle nasıl tanıştığını, Fikri Sönmez'i, Nokta Operasyonu'nu, 12 Eylül'ü, cezaevinde Ermeni olmayı , cezaevi sonrasındaki hayatı anlatıyor ve ekliyor: Hayatımın en güzel yılları, mücadelenin içinde bulunduğum yıllarmış.
DOSYA Cumhuriyet’in 100 yıllık azınlık politikaları tartışıldı

Hrant Dink Vakfı’nın düzenlediği “Cumhuriyet’in 100. Yılında Azınlık Hakları” konferansı 17-18 Kasım tarihlerinde Anarad Hığutyun Binası Havak salonunda gerçekleşti. Konferansta, 11 ülkeden 25 tebliğ sunuldu. Etnik, dinî ve dilsel azınlıklara mensup kişilerin sahip oldukları haklar, Türkiye Cumhuriyeti’ndeki azınlıkların yaşadıkları sorunlar ve bu sorunlara dair çözüm önerileri kapsamlı bir şekilde ele alındı. Konferansa katılan izleyiciler oturumları yüz yüze izlerken vakfın Youtube hesabından yapılan canlı yayınla dinleyiciler oturumları uzaktan da izleme fırsatı buldu. Konferansın açılış konuşmasını Rakel Dink yaparken açılış tebliğini BM Azınlık Konuları Eski Özel Raportörü Fernand de Varennes sundu. Her iki konuşmayı geçen hafta Agos’ta yayınlamıştık. Bu hafta konferansa katılan akademisyenlerin konuşmalarından bir özet sunuyoruz.
DOSYA Derik’in son üç Ermenisi ile üç gün

Naif ahparın (ağabeyin) dükkânının 300 metre aşağısındaki Derik Ermeni Mezarlığı’na gittik. Zekerya ahparım bir tomar anahtar çıkardı ve sonunda kilidi açtı. Ağaçlardan, yeşilliklerden, betondan mezarlar zor gözüküyor. Birçok mezarda paslı peynir tenekelerinin üstüne delikler delinip doğum ve ölüm tarihleri yazılmış. Tek mermer mezar Yamacı ailesinin. Hanımım Janet’in dedesi Daniel, yayası Zoze, ve tüm Derik Ermenileri için Zekerya ahparımla bildiğimiz kadarıyla dua ettik. Oradan Surp Kevork Katolik Ermeni Kilisesi’ne geçtik. Bahçesi ceviz, incir, zeytin ağaçlarıyla yemyeşil.