DOSYA

DOSYA “Yes hay em! Hay çem?”*

Müslümanlaş(tırıl)mış Ermeniler ve Ermeni kimliği üzerine sosyal medyada başlayan tartışma yeni boyutlar kazanarak sürüyor. Jbid Arsenyan konuyla ilgili yayınlanan iki yazıyı merceğine alıyor ve konuya başka bir pencereden bakıyor.
DOSYA Flor’un kaçırılma travmasıyla geçen hayatı

Henüz 13 yaşındayken, ismi kaçırılmaya çalışılan Ermeni kızların listesine dahil oldu. 45 yıl önce kendisini kaçırmak, hayatına, bedenine uzanmak isteyen ellerden kurtulmayı başarmış olsa da yıllar boyu kan ter içinde uyandığı kâbuslarında tekrar tekrar kaçırılarak, atıldığı yılanlarla dolu kör kuyulardan çıkmak için çırpınıp durdu. Bu konu hakkında konuşulmasına dahi tahammül edemedi. Ancak kendisine göndermiş olduğum Muhsin Kızılkaya'nın yazısını okuduktan sonra, o 'sıradan' acıları yaşamış olan tüm kaçırılan kadınların sesi olmayı kabul etti. Ricası üzerine röportajda kendisinden “Flor” olarak bahsederken, olayların geçtiği köy ve şahıs isimlerini de tümüyle değiştirdim. Olay Türkiye’nin güneydoğusunda, Ermeniler’in, Araplar’ın, Kürtler’in bir zamanlar birlikte yaşadığı bir coğrafyada geçmekte diyeyim, gerisini anlayın. Bu, aynı zamanda Ermeniler’in doğup büyüdükleri toprakları, çok yakın tarihte,1975’lerde bile ne şartlar altında terketmek zorunda kaldıklarının hikayesi. İşte Flor’un hikayesi.
DOSYA Gülizar’ı hala kimler taşlıyor?

Ne yazık ki Muhsin Kızılkaya, François Georgeon'un kitabından seçtiği bölümde, Ermeni kızların kaçırılma vakalarının, gündelik hayatın bir parçası boyutuna gelecek kadar çok olduğunu anlatan bölümü es geçerek, vakaların çokluğuna atfen kullandığı ‘sıradan’ tanımına farklı bir anlam yüklenmesine neden olmakta.
DOSYA Müslümanlaşmış Ermeniler’in travması ve direnci

Raffi Bedrosyan’ın ‘Trauma and Resilience, Armenians in Turkey: Hidden, not hidden and no longer hidden’ (‘Travma ve Direnç, Türkiye’deki Ermeniler: Kimliklerini Gizleyenler, Gizlemeyenler ve Artık Gizlemeyenler’) başlıklı kitabı Türkçe’ye çevrildi. Toronto’da yaşayan inşaat mühendisi, yazar ve piyanist Raffi Bedrosyan ile Müslümanlaş(tırıl)mış Ermeniler’den başlayıp Türkiye Ermenistan ilişkilerine, İstanbul Ermenileri’nin durumuna ve aile hikayesine uzanan bir söyleşi gerçekleştirdik.
DOSYA ‘Eylül ve Ekim aylarında daha zor günlerle karşılaşabiliriz’

Halk Sağlığı uzmanı Prof. Dr. Kayıhan Pala ile 5 Haziran tarihli Agos’ta yayımlanan söyleşimizde, pandemi sürecinde ‘yeniden açılma’ dönemine dair konuşmuştuk. “1 Haziran’da salgın açısından riskli bir döneme girdik” diyen Pala ile Agos'un 17 Temmuz'da yayınlanan "Pandemiyle Yaşamak" eki için yeniden konuştuk. Pala "Yüzeysel ve yanlış bilgilendirme nedeniyle insanların kafası karıştı", "Eylül, Ekim aylarında pandemi açısından daha zor günlerle karşılaşabiliriz", "Salgınla mücadelede sorumluluk tek başına bireye indirgenemez" diyor.
DOSYA ‘Düşmanın şarkıları’: Ermeniler ile Azerileri birbirine bağlayan ezgiler

Ermeni-Azeri ilişkileri ve Güney Kafkasya dilleri, kültürleri ve siyaseti üzerine çalışmalar yapan bağımsız araştırmacı Leon Aslanov’un, 26 Ocak 2020’de ‘Ajam Medya Kolektifi’ adlı oluşumun internet sitesinde (ajammc.com) İngilizce olarak yayımlanan yazısının Türkçe çevirisini sunuyoruz. Integrity UK adlı sivil toplum kuruluşunda Ortadoğu uzmanı olarak çalışan Aslanov, aynı zamanda, Londra’daki Ermeni Araştırmaları Programı’nda iletişim sorumlusu.
DOSYA Halep’i ‘vatan tutmaya’ çalışan Ermenilerin hikâyesi

Ayhan Aktar’ın ‘Ermeni Evine Figan Kuruldu: 1915 Destanları ve Halep’ başlıklı kitabı Aras Yayınları’ndan geçtiğimiz günlerde çıktı. İstanbul Bilgi Üniversitesi öğretim üyesi, sosyal bilimci Prof. Dr. Ayhan Aktar ile kitabından yola çıkarak, 1915 sonrası Ermenilerin Halep’te yaşadıkları acıların ve sıkıntıların farklı boyutlarını konuştuk
DOSYA Albert Sevinç Hadodo’ya veda

Albert Sevinç Hadodo uzun uğraşlardan sonra tekrar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olma hakkını kazandı. 2010 yılından sonra Turabdin’e, Midyat’a gidip geldi, Hadodo Ailesi’nden kalan evleri, toprakları gördü. Hasret giderdi. Albert Sevinç Hadodo’ya, Almanya’da, 2018 Şemun Hanne Haydo Süryani Üstün Hizmet Ödülü verildi.
DOSYA Ayasofya'daki Ermeni izleri

Hiç şüphesiz Ayasofya tarihinin en önemli simalarından biri mabedin bugüne kadar sapasağlam ayakta duran kubbesinin mimarı Dırtad. Ortaçağ Ermeni mimarlık tarihinin en müstesna temsilcilerinden olan Dırtad, Ani Ermeni Krallığı’nın başmimarı sıfatıyla Ani katedralini de inşa etmişti.