DOSYA
Pandemi ve “Tekâlif-i Milliye Dayanışması”
Konu 1912’den itibaren yaşadıkları yerlerden türlü kolektif şiddet mekanizmaları ile koparılmış, tehcir edilmiş ve kırıma uğramış Ermeni ve Rumlar'dan kalan taşınmazların yönetilmesi ve savaş seferberliğine merkezi hükümetin regülasyonuyla dâhil edilmesidir. Ama ne Wikipedia, ne ders kitapları, ne de Erdoğan’ın paylaştığı özette vergi düzenlemesinin bu tarafını görmek mümkün.
Koronavirüs’ün günah keçisi neden yaşlılar oldu?
Korona günlerinde yaşadığımız yaşlı faşizmine tanık olunca 'Foucault’nun delileri şimdi yaşlılar mı?' diye soruyor insan. Deliler nasıl sanayileşmeyle dışlanmış hatta akıl hastanelerine kapatılarak adeta gözden uzak hale getirilmişse, bugün yaşlılar için de aynı toplumsal ötekileştirme ile karşı karşıyayız.
‘Adile Naşit’i bu kadar sevmemizin nedeni aslında bize benzemesi’
Araştırmacı, yazar ve editör Sibel Öz’ün ‘Oyuncu: Yeşilçam Yıldız Sisteminde Bir Yıldız: Adile Naşit’ adlı kitabı İletişim Yayınları’ndan çıktı. Adile Naşit üzerine günümüze kadar yapılmış kapsamlı bir biyografik araştırma niteliği taşıyan kitapta Naşit Ailesi üzerine de önemli bilgiler yer alıyor. Sibel ÖZ’le kitabından yola çıkarak, Adile Naşit’ten Türkiye sinemasının tarihsel evrimine uzanan bir söyleşi yaptık. Öz, “Adile Naşit’i bu kadar sevmemizin nedeni aslında bize benzemesi. Türkiye gibi; hem Ermeni hem Rum hem de Türk. Ve ayrıca tüm bu kimliklerin üstünde olması” diyor.
‘Batı Ermenicesi yaşasın istiyorsak sadece konuşmak yetmez’
Meri Tek Demir hem İngilizce hem de Ermenice edebiyat üzerine çalışmalar yapan bir akademisyen. Yakın zamanda Oxford'da "Ermenice Edebi Metinleri Türkçe Okumak" başlıklı bir sunum yaptı. Aynı zamanda Ermenicenin körelmemesi için de gayret gösteriyor. Meri Tek Demir ile Lusyen Kopar konuştu.
İnsanlığımızın striptizi..
Mülteciler alanında çalışmalar yapan Halkların Köprüsü Derneği’nin eski yönetim kurulu üyesi Prof. Dr. Zerrin Kurtoğlu Yunanistan sınırında yaşanan mülteci krizini Agos okurları için değerlendirdi. Prof. Kurtoğlu aynı zamanda KHK’lıların kurduğu İzmir Dayanışma Akademisi’nin kurucularından.
"Lazların yaşadığı mekân gibi Lazca da ikiye bölündü"
Siyaset bilimci Özlem Şendeniz’in ‘Kimdir Bu Lazlar?: Laz Kimliği ve Sanal Mekânda Lazca’ başlıklı kitabı İletişim Yayınları’ndan çıktı. Şendeniz’le kitabından yola çıkarak, Laz kimliği ve Lazlarla Hemşinliler arasındaki ilişkilere uzanan bir söyleşi yaptık. Özlem Şendeniz, Iğdır Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü’nde araştırma görevlisi olarak çalışırken, kamuoyunda ‘Barış Bildirisi’ olarak bilinen ‘Bu Suça Ortak Olmayacağız’ başlıklı bildirinin imzacısı olması nedeniyle 686 sayılı KHK ile görevinden ihraç edildi.
“Dostluk istiyorsan kendi ülkendeki milliyetçiliğe karşı mücadele edeceksin”
Adeta ömrünü Türk-Yunan kültürlerarası iletişimine adamış olan araştırmacı-yazar Herkül Millas’la geçen hafta başladığımız söyleşimize bu hafta da devam ediyoruz. Bu haftaki konu başlıklarımız milliyetçilik, ötekileştirme, eğitim sistemi ve “Öteki Kasaba” belgeseli…
Yervant Baret Manok'un anısına: Çok-kimlikli bir dünya vatandaşı
Baret’in son dönemlerde entelektüel ilgisini yönelttiği en önemli konu Ermeni kimliğinin farklı tarihsel, coğrafi ve kültürel bağlamlarda aldığı farklı biçimlerdi. Genel kabul gören bir teze karşı çıkıyor ve Ermeniliğin dinle organik bağlantısı olduğu yolundaki ortodoks yaklaşıma şüpheyle yaklaşıyordu.
Yervant Baret Manok'un anısına: Geç bulduk, çabuk kaybettik.
Tezi, Venedik San Lazzaro Adası’ndaki arşivde bulunan ilk Türkçe tiyatro oyunları üzerineydi. Bunlar Ermeni harfleriyle 18. yüzyıl sonundan yazılmış oyunlardı ve aslında Türkçe tiyatro yazarlığı için bir milada işaret ediyorlardı, zira bu 25 civarında oyun, bizim ilk Türkçe tiyatro metni olarak bildiğimiz Şair Evlenmesi’nden yaklaşık 70 yıl önce kaleme alınmışlardı.
Yervant Baret Manok'un anısına: İslamlaştırılan ve gizli Ermeniler
Araştırmacı, yazar ve eğitmen Yervant Baret Manok, geçen hafta sonu Paris’te yaşamını yitirdi. Onu yakından tanıyanlardan Zakarya Mildanoğlu, Mehmet Fatih Uslu ve Fırat Güllü, Manok’u ve çalışmalarını yazdılar. Bunlardan Zakarya Mildanoğlu'nun yazısını sunuyoruz.