‘AYIPTIR, ZULÜMDÜR, CİNAYETTİR’

2 / 14


‘Ayıptır, zulümdür, cinayettir’

Fotoğraflar: Erhan Arık

“Rakel Dink'in gelişinden dolayı çok mutlu olduk; hoş geldi, baş, göz üstüne geldi. Onun da acısı var. İyi etti de geldi. Onun acısı olmasaydı belki buraya gelmezdi; onun da acısı var ve bizim acımızı da hissediyor. O yüzden buraya geldi.”

Acıları ululaşan Uludere...

RAKEL DİNK

Zeynep Tanbay’ın beni arayıp “bize katılır mısın” dediği günün akşamı, göğüs kafesim hem sıkıştı, hem sancıdı.

34 haneli bir köy düşünün, hepsi sancılı, hepsinin acılarını dile getirmeye, seninle yaşamaya ihtiyacı var. Dinlenilmeye, paylaşılmaya, anlaşılmaya ihtiyaçları var. Şekva var, şikâyet var, sonra umut var, mücadele var, birlikte olmak, sarılmak var.

Göz göze gelmek, el ele olmak var... Ve yine yokluk, yoksulluk, acı ve keder var... Bombaların dağları titrettiği yerde yatabilmek var.

Gerçekleri kabullenmek ne kadar zor Hisus Baba! Boşuna demedin, kendine istediğini karşındakine de, yanındakine de istemektir bütün peygamberler ve kitapların dediği...

Hakların istenmeden verilmesi gerekirken, daha kaç cana ihtiyaç var? Şu kadar cana ihtiyaç var dense halk sıraya girecek “Ben, ben, beni! Yeter ki son olsun bu kan dökme, bu bombalama!'

Ey Mardin, ey Şırnak, Hakkâri, Sinopi, Dadar, Burkundan köyleri, ey Hasana ve Varto aşireti, bu kaçıncı boşaltılmadır yaşadığın?

Ey Uludere, acıları ululaşan Uludere...

Ey Cudî, görkemli dağ, kaçıncı tanıklığındır bu gördüğün, kaçıncı ölüm sessizliğidir bu yaşadığın, kaçıncı insansız kalışındır?

Tarih boyunca su ve ekmek fışkıran vadiler, ovalar, hiç mi anlatamadınız emeği, saygıyı, sevgiyi de bugün böyle boynunuz bükük seyrediyorsunuz?

Ey devlet ve ey insanlar, kan dökmeye doymadınız mı? Yeter değil mi?...

İşte oralarda bunları düşündüm, bunları yaşadım...

Kategoriler

Foto Galeri Haber