AZINLIKLAR

Başbakan Erdoğan'ın, Alevilerle ilgili açıklamalarında Karacaahmet Türbesi'nin yanındaki cemevi ile ilgili 'Ucube' ifadesini kullanması üzerine ilk tepki Karacaahmet Sultan Derneği Genel Başkanı Muharrem Ercan'dan geldi. Cemevleri ibadethane sayılmadığı için ruhsat verilmediğini, kaçak cemevlerinin sorumluluğunun devlette aranması gerektiğini belirten Ercan, Karacaahmet Türbesi'nin kutsal mekan olmasından ötürü yanına cemevi kurulduğunu söyledi.

Ekümenik Patrikliğe bağlı Bursa Metropoliti ve Heybeliada Ruhban Okulu Başrahibi Prof. Dr. Elpidophoros Lambriniadis Heybeliada Ruhban Okulu’nun tekrar açılması için her şeyin hazır olduğunu belirtirken; “Bize verilen belli bir vaat yok, belli bir tarih yok. Ancak havayı koklayarak, artık vaktin geldiğine inanıyoruz. Çünkü, kamuoyu, basın, devlet ve hatta muhalefet de hazır. Her şey ve herkes hazır. Onun için umutluyuz' dedi.

Başbakan Erdoğan Suriye, cemevi tartışması ve Şemdinli'deki çatışmalarla ilgili konuştu. Erdoğan, işkence ve tecavüz suçları nedeniyle Türkiye'yi AİHM'de mahkum ettiren Sedat Selim Ay'ın terör şefliğine terfisini savunurken, 'Gerçekten işkenceci olduğuna inanırsanız orada tutar mısınız' sorusunu, 'Orada değil meslekte tutmayız' diye yanıtladı. Erdoğan cemevinin bir kültür merkezi olduğunu, ibadethanenin cami olması gerektiğini öne sürdü.

1915’te katledilen ve kadim toprakları Mezopotamya’dan dünyanın dört bir yanına sürülen Süryanilerin yaşadıklarını, anlatan ‘Aynkef’ten Ayvert’e’ adlı belgesel, Mardin ve Batman’da çekiliyor. Yönetmen Sedat Cereci filmin oluşum sürecini anlattı.

Dünya Ehl-i Beyt Vakfı Genel Başkanı Fermani Altun, Alevi-Sünni birlikteliğine yönelik çalışmalarından dolayı 28 Şubat'ta derin devletin hedefi haline geldiğini söyledi. Altun, 28 Şubat sürecinde derin devletin ölümüne kadar varan 5 karar aldığını ifade etti. Altun, Alevilerin sistem tarafından dışlandığını vurgulayarak, Alevi-Sünni çatışmasının sistemden kaynaklandığını ifade etti: 'Demek ki; sistemin değiştirilmesi gerekiyor.'

Malatya'nın Sürgü Beldesi'nde, evlerine taşlı saldırı yapılan ve ahırları yakılan Alevi ve Kürt Evli Ailesi'nin avukatları, soruşturmanın 'insanlık suçu' yerine sadece 'mala zarar vermek' suçundan açılmasına tepki gösterdi. Avukat Ali Hamamcı, olayın münferit bir olay gibi gösterilmesine karşı çıkarak, saldırının son 1 yıldır Alevilere yönelik yapılan saldırıların devamı olduğunu savundu. Hamamcı, ailenin ölüm korkusu altında yaşadığını belirtti.

Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Selahattin Özel, Yargıtay'ın cemevlerine ilişkin verdiği 'cami ve mescit dışında bir yerin ibadethane olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı' kararını eleştirdi. Özel, 'karar Diyanet İşleri Başkanlığı'nın fetvasının bir sonucudur' diye konuştu.

'Münferit denilen ne kadar suç, ne kadar uygulama, ne kadar yanlış karar varsa, hepsi aslında çoğuldur ve geneldir. Genel olmakla da kalmaz sistemin ruhudur, özüdür. Bu toplumun gelmiş geçmiş ve bugünkü muktedirlerinin zihniyetidir.'

Türkiye Musevi Cemaati Hahambaşı İsak Haleva ev sahipliğinde gerçekleştirilen iftara, katılım yoğun oldu. Davetliler arasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Turan Çolakkadı da vardı.

Malatya'nın Sürgü Beldesi'nde Alevi yurttaşların evini taşlayan ve ahırını ateşe verenler yargı önüne çıkarılmazken, AKP'li belediye açıklamasında mağdur aileyi provokatörlükle suçlandı. Aileye 'Siz bu beldeden gidin' dediği öne sürülen, Belediye Başkanı Faruk Taşdemir, kendilerine sadece 'Sizin güvenliğinizi sağlayamayız, beldeyi terk edin' dediğini söyledi. CHP'li Hüseyin Aygün, 'güçlü bir soruşturma ve cezalandırma süreci gerekir' dedi.