Ermeni toplumunda yoksulluk: Çare arayışları sürüyor
8 Aralık Pazartesi akşamı Patrikhane’de yapılan toplantıya, PSYK (Patriklik Sosyal Yardım Komisyonu), özel gereksinimli çocuklar yararına kurulan Huys Derneği, öğrencilere photoshop ve yapay zeka eğitimleri düzenleyen Paregam, pandemi döneminde vatandaşlara erzak yardımları yapan Mer Hayer Sosyal Yardımlaşma Derneği ve toplum içerisinde bireysel olarak ihtiyaç sahiplerine yardımlarda bulunan Aslan Güner katıldı.
“Kira yardımı ihtiyacı var”
Paregam Topluluğu’ndan Hera Mimaroğlu, günümüzde 32 üniversite öğrencisine maddi destek verdiklerini belirtti. Topluluk’tan Avedis Seyran, kendilerine gelen erzak talpelerini PSYK’ya yönlendirdiklerini belirterek “Sahadan gelen veriler ciddi bir kira desteği ihtiyacı olduğunu gösteriyor” dedi.. Seyran, okulu olmayan bazı kilise vakıflarının denetlenmesi gerektiğini belirterek “Maddi varlık var ama giderek eriyoruz” dedi. Mer Hayer Sosyal Yardımlaşma Derneği’nden Natali Cebeci de, sürekli sahada olduklarını sıkıntılı durumlarla karşılaştıklarını söyledi. Cebeci, binden fazla aileye destek sağladıklarını belirtti ve şunları söyledi:
“Pandemi döneminin ihtiyaçları farklıydı, şimdi daha farklı. Sahadaydık. Her zaman sahada olmanın çok faydalı olduğunu düşünüyoruz. Çok vahim durumda olan aileler ile karşılaştık. Evinde yiyecek ekmeği olmayanlar dışında çok daha farklı ihtiyaçları olan, evinde hiç bir şey olmayan insanlar gördük. Taciz vakaları gördük, hastalığı nedeniyle toplum dışına itilenlere yardım ettik fakat daha sonra bize ‘Neden yardım ediyorsunuz’ diye tepki veren insanlar gördük. Günün sonunda bizler elinden geldiğince bir şeyler yapmaya çalışan insanlarız.”
“Barınma öncelikli sorun”
Cebeci, kira yardımı ve barınma probleminin Ermeni toplumunun öncelikli sorunu olduğunu ifade etti. Mer Hayer olarak bir sistem inşa etmek istediklerini söyleyen Cebeci, kira yardımında bulundukları bazı aileler olduğunu, büyükşehir ve ilçe belediyelerinden destekler aldıklarını kaydetti. Derneğin kurucu başkanı Arev Cebeci de Bağcılar, Gaziosmanpaşa gibi semtlerde yaşayan çok sayıda Ermeni aile olduğunu söyledi ve dernek olarak kuruldukları ilk günden bugüne kadar 10 bine yakın alışveriş kartı ve erzak dağıttıklarını ifade etti. Arev Cebeci, toplumda kumar, madde ve sanal bahis bağımlı kişi sayısının az olmadığının da altını çizdi.
Özel gereksinimli çocuklar yararına farkındalık çalışmaları yapma amacıyla kurulan Huys Platformu, 11 Kasım’da dernek statüsüne geçti. Tokatlıyan Han’da çalışmalarını sürdüren dernek adına toplantıya Ohannes Süylünoğlu, Talin Pehlivan, Levon Yıldırımyan ve Rahide Kayane Dulkadiryan katıldı.
Rahibe Dulkadiryan, çocukların terapiye ihtiyacı olduğunu belirterek, toplumda terapi merkezi eksikliğine dikkat çekti. Farkındalığın yayılması için toplantılar yaptıklarını söyleyen Rahibe Dulkadiryan, özel gereksinimli çocukların başat sorununun eğitim olduğunu, ailelerin ise gıda ve yakacak ihtiyaçları bulunduğunu ifade etti. Rahibe Dulkadiryan, ailelerin çocuklarını bırakabilecekleri bir bakımevinin olması gerektiğini vurguladı. Huys Derneği, Ermeni toplumunda otizm tanısı konmuş ya da tanı konmamış çocuk sayısını 175 olarak hesaplıyor.
Aslan Güner de, bireysel çabaların önemli bulmakla birlikte kalıcı çözümler üretmek için vakıfların ortak hareket etmesi gerektiğini vurguladı. Güner, “Kaynak sorununu çözmeden sürdürülebilir bir yapı kurulamaz. Toplumun kurumlarına olan güveninin yeniden tesis edilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
“Fakirler kolları ile vakıf yönetimleri arasında çekişme var”
Toplantının kapanış konuşmasını yapan Patrik Maşalyan, iyilik hareketlerinin büyütülmesi ve daha geniş kitlelere ulaşması gerektiğini vurguladı ve “Önemli olan insanlara dokunmak ve kamu kurumlarıyla iş birliği yaparak çözümler üretmektir” dedi.
Patrik Maşalyan’ın, bazı kilise fakirler kolları ile vakıf yönetimleri arasında çekişme olduğu yönündeki sözleri dikkat çekti. Patrik Maşalyan şunları söyledi:
“Fakirler kollarında, yönetim kurullarıyla gizli bir çekişmeleri var. Özellikle okulu olan vakıflar, listelerdeki fakirlerin sayısının artmasından hoşnut değiller. O listeleri en aza indirmek gibi bir eğilimleri var.”
Edinilen bilgilere göre Patrik Maşalyan’ın sözlerinin arka planında bazı vakıflar açısından fakirler kollarındaki ihtiyaç sahibi kişileri listesinin artmasının, okullara yapılan bağışın azalması anlamına geleceği ve vakıfların sosyal yardımlara ayıracağı bütçenin de nispeten artması sonucunu doğuracağı düşüncesi var. Patirk hangi vakıfları kastettiğine ise açıklık getirmedi.
Patrik Maşalyan, sosyal yardım alanında faaliyet gösteren tüm oluşumların, fakirler kollarının ve cemaat vakıflarının bir araya gelerek çözüm önerilerini paylaşacağı bir toplantı daha organize edilebileceğini söyledi.

