Ermenistan’ın kış sanat rehberi
Agos’un kültür-sanat sayfalarını hazırladığım dönemde Türkiye Sinema ve Audiovisuel Kültür Vakfı tarafından düzenlenecek “4. Sinema-Tarih Buluşması”nın ‘7 Yönetmenden Ermenistan Sineması’ başlıklı bölümünü hazırlamak için 2000 yılı kışında Yerevan’da yapımcılar, yönetmenler ve sinematek yetkilileriyle görüşüyordum. Dönemin koşulları bugünkü imkânlarla kıyaslanamayacak kadar sınırlıydı; buna rağmen Ermenistan’ın kış aylarında da keyifle gezilebileceğini tecrübe etmiş, müze ve galeri gezileriyle, konserlerle dolu bir Yerevan ve Gümrü turu yapmıştım. Yıllar içindeki tecrübelerimin de verdiği güç ile kış sevenler için minik bir kültür-sanat rehberi hazırlamaya karar verdim. Geçtiğimiz haftalarda bir kez daha gördüm ki Ermenistan’ın soğuk mevsimi de sıcak sanat atmosferiyle ilgi çekici bir deneyim yaşatıyor.
Kış gezinizin ilk durağı Yerevan’ın merkezinde, Cumhuriyet Meydanı’nın görkemli taş binaları arasında yükselen Ermenistan Ulusal Tarih ve Resim Müzesi olabilir. 1921 yılında kurulan müzeye ortalama 2 saatinizi ayırmalısınız, zira müzenin koleksiyonunda 65.000’i aşkın eser bulunuyor. Müze Ermeni sanatçıların farklı dönemler ve üsluplardan eserlerinin yanı sıra Avrupa ve Rus sanatının önemli örneklerine de ev sahipliği yapıyor. Daimi sergilerin yanı sıra süreli tematik sergileri de ilginizi çekecektir. Önemli not: Ermenistan’da devlet müzeleri pazartesi günleri kapalı. Müzelerin giriş ücretleri 150 ila 350 TL arasında değişiyor.
Ev müzeler
Yerevan’da da sanatçıların yaşadıkları, ürettikleri evler ölümlerinin ardından genellikle müzeye dönüştürülüyor. Birkaçını sizin için seçtim.
Benzersiz bir deneyim için sinemacı, kolaj sanatçısı dünyaca ünlü Paradjanov’un ev-müzesini (Parajanov str, 1) önereceğim. Duvarlarındaki kolajlar, fotoğraflar ve kişisel eşyalar sanatçının hayal dünyasına açılan bir pencere adeta. Ziyaret etme fırsatı bulursanız Paradjanov’un İstanbul ziyaretinden birkaç çizimi görme şansına sahip olursunuz.
- Ressam ve etnograf olan Lusik Aguletsi, yıllar içinde topladığı geleneksel eşyaları, kostümleri evine entegre ederek Lusik Aguletsi Ev-Müzesi’ni (Muratsan Caddesi, 79) yaşarken oluşturdu. Günlük hayatında kullandığı geleneksel kıyafetleriyle tanınan sanatçı, aramızdan bedenen ayrılmış olsa da burada hem bir dönemin kültürünü, hem de kendi zarif yaşam tarzını yaşatıyor. Öğle yemeği için bahçesindeki otantik restoran tercih edilebilir.
Ermenistan’da Türkiyeli bir Ermeni sanatçının da ev müzesi var. Heykeltraş Ara Sarkisyan İstanbul’da Dadyan ve Esayan okullarında eğitim gördükten sonra bir süre Yervant Oskan’dan dersler aldı. Viyana Güzel Sanatlar Akademisi’ni tamamladıktan sonra SSCB Ermenistan’ına yerleşti. Yerevan Opera binası önündeki heykeller, Yerevan Devlet Üniversitesi önündeki heykeller, Ara Sarkisyan’a aittir. Ermenistan Ressamlar Birliği’ni de Sarkisyan kurmuştur. Ev müzesinde (Puskhin Caddesi, 30) İstanbul’dan da esintiler bulacaksınız.
Mezarlık değil açık hava müzesi
Çağdaş sanatseverler kısaca NPAK olarak bilinen Çağdaş Deneysel Sanat Merkezi’ne de mutlaka uğramalı. 25. yılını kutlamaya hazırlanan mekan çağdaş sanatçılar, küratörler ve ziyaretçiler için yaratıcı bir buluşma noktası işlevi görüyor. Performans sanatı, yeni medya, enstalasyon ve disiplinlerarası projelere ev sahipliği yapan merkezin (Buzand Caddesi, 1-3) web sitesinden sergi ve performans takvimini takip edebilirsiniz.
Başkentte son durağımız yaz başına kadar açık kalacak süreli bir sergi. Gomidas yani Ermenistan’daki orijinal yazılışı ile Komitas Müzesi ve Enstitüsü ve bitişiğinde yer alan Ulusal Mezarlık (Panteon). Müzikolog, rahip Gomidas, yazar William Saroyan, duduk sanatçısı Civan Gasparyan ve daha pek çok tarihi şahsiyetin Panteon’daki heykel mezarlarını ziyaret etmeden geçmeyin. Komitas Müzesi her ne kadar biyografik bir alan gibi algılansa da çok daha geniş bir perspektif sunuyor. Müzede 19. yy Ermeni kültür-sanat yaşamı ve üretimi hakkında pek çok detay yer alıyor. Yaz başına kadar açık kalacak süreli sergide Gomidas’ın 1919’dan ölümüne (1935) kadar kaldığı Villejuif Hastanesi'nde doktorların onun yakınlarına yazdığı mektuplar sergileniyor. Baş Psikiyatr Ducoste’nin Haziran 1928’de yazdığı şu mektup dikkatimi çekti: “Başlangıcında kendisiyle sık sık ve uzun uzun sohbet edebilmiş olsam da, birkaç yıldır bana tek kelime etmedi ve aslında kimseyle konuşmuyor. Ancak, birkaç hafta önce stajyer olarak çalışmaya başlayan genç bir kadın, görev yaptığı birkaç gün boyunca onunla keyifli bir sohbet etmeyi başardı.”
Komitas Müzesi’ne de gelmeden web sitesi veya instagram hesabından etkinlik takvimini kontrol edin. Şanslı iseniz konser salonunda bir resital sizi bekliyor olabilir.
Yerevan dışına çıkıyoruz
Ermenistan’ın kültür-sanat rotası yalnızca başkentle sınırlı değil. Ülkenin kuzeybatısındaki Gümrü, mimarisi ve sosyal dokusuyla öne çıkan bir kültür kenti. İlk durağınız meydana çok yakın olan Ulusal Mimarlık ve Kent Yaşamı Müzesi olmalı. Aslen Dzitoghtsyan ailesine ait olan taş konak, 19. yüzyıl Gümrü yaşamının karakteristik özelliklerini taşıyor: sivri kemerli pencereler, siyah bazalt taş işçiliği, zarif iç mekân düzeni... Müzede geleneksel mobilyalar, el sanatları, fotoğraflar ve giyim eşyaları aracılığıyla geçmiş bir dönemin günlük yaşamı canlandırılıyor. Gümrü’yü gezerken, 19. yüzyılın ruhunu bugünün sokaklarında hissedeceksiniz.
Kışın Ermenistan’ı gezmek, sessizliğin ve soğuğun içine gizlenmiş tanıdık bir kültürü keşfetmek gibidir adeta. Bir durağı diğerine bağlayan ara sokakları tercih ederek taş binaların arasına serpiştirilmiş kafelerde yorgunluk atabilirsiniz. Opera binasının önünden geçerken haftanın konser ve gösteri programını istemeyi unutmayın.

