BASKIN ORAN

Baskın Oran

İÇLİ DIŞLI

Cok yazdım ama yine yazayım: Yunanistan, Lozan’ın ihlali olarak Boğazönü adalarını 1930’larda askerîleştirmeye başladı ve bunu Türkiye, iki devlet için de İtalyan tehlikesinin zirveye çıktığı sırada (1936) Dışişleri Bakanı T. R. Aras’ın ağzından bir TBMM konuşmasında destekledi.

Fakat Bodrum’da? Bodrum gibi bir turistik Ege kasabası halkını etkilemeyi umuyor olamaz bu rejim, ezan hoparlörlerini bu kertede çığrıştırarak. O zaman, sakın bu bir intikam yöntemi olmasın? Kimden intikam?

Başta Gazi olmak üzere Türk resmî makamları bu konuda sessiz kalıyor. Üstelik Gazi, 1927’de TBMM’de okuduğu toplam 36,5 saatlik Büyük Nutuk’ta S. N. Paşa’ya olan antipatisini ciddi bir şekilde belirtmekte, onu tam 16 sayfa boyunca yerin dibine batırmakta. Fakat burada İzmir yangınına dair tek kelime etmiyor. Sonra da etmiyor. En fazla söylediği: “Evet, bu yangın nahoş bir hadisedir.”

Alsancak zaten Gayrimüslim mahallesidir, idi, ne kadar Gayrimüslim komşu varsa bizim eve doluşmuşlar. Çünkü mahalleli için babam yaşlı, çok ciddi, çok sert, eski bir CHP milletvekili. Kapımızda da kocaman “Avukat Ekrem Oran” yazıyor. Zangır zangır titriyor içerde hepsi. Dışarıda evleri yıkılıyor, yağmalanıyor, kalabalığın gulgulesi bize doğru santim santim yaklaşıyor. Sonunda dayandılar bizim kapıya da.

Fakat, Tek Adam derken, maalesef ülkede bi de Yok Adam meselesi var. Bikaç gün önce “ilk turun son (altıncı!) toplantısı”nı yapan Altılı Masa, müteakip toplantının 2 Ekim’de (yani kırk küsur gün sonra) yapılacağını bildirdi.

Memleketten umudun kesilmeyeceğine ilişkin olumlu bir gidiş var gibi. Kronolojik sırayla İktidar’dan başlayalım, Muhalefet’ten devam ederiz.