BASKIN ORAN
Vatandaşı ne hallere soktular, yazıklar olsun
Açılan dava sayısının nasıl bir zirve oluşturduğunu , daha önceki cumhurbaşkanlarının açtıklarıyla karşılaştırıp öyle görelim: Süleyman Demirel - 158 dava. Ahmet Necdet Sezer - 163 dava. Turgut Özal - 202 dava. Kenan Evren - 340 dava. Abdullah Gül - 848 dava. Recep Tayyip Erdoğan – 38.581 dava .
Üçüncü Varlık Vergisi Faciası
İşin püf noktası şuradadır ki, verginin esas amacı Gayrimüslimleri tasfiye etmektir. Bunun için, yasa metninde tek kelimeyle bile geçmeyen 4’lü bir kategori uygulanacaktır: M (Müslüman), G (Gayrimüslim), D (Dönmeler) ve E (Ecnebiler). Yabancı büyükelçiliklerin baskıları sonucunda E cetveli es geçilecektir, D’lere ise G muamelesi yapılacaktır.
Helalleşme’nin altını derhal doldurmak şart
Erdoğan’ın kutuplaştırma siyasetinin tam zıddı olduğu için çok ciddi ve desteklenmesi şart bir girişim olan helalleşme’nin altının bilinçli biçimde doldurulması, net bir yol haritası haline getirilmesi şart. Aksi halde muhalefet bir daha değil iktidara gelmek, adını bile duyuramaz.
Hayatta bunlara da tanık olduk şükür
“Türkiye’yi daha daha ilginç kılan bir örnek” demem lazımdı üçüncü olarak, ama diyemiyorum çünkü bu üçüncüsü bir hüzün. Serapa hüzün. Diğer ikisi gibi traji-komik değil, sadece trajik.
Muhalefet: böyle Baş’a böyle tarak
CHP’ye gelince, bu konulardaki geçmişi alkışlanası olmaktan çok uzak olduğu halde bu sefer böylesi bir tecavüz tezkeresine hayır demek dirayetini ve vatanseverliğini gösterdi. Gösterdi de, ‘hay gösteremez olsaydı!’ dedirtmekte.
Utanıyorum
Yel değirmenlerine yapılan bu taarruzun, içeride gittikçe dibe vuran seçim anketlerini yükseltmek için yapılıyor olmasından utanıyorum...Beyaz Saray’a kabul edilmenin mümkün olmayacağı anlaşılınca Biden’la “baş başa” görüşmenin Roma’daki G-20 zirvesine ertelenmesinden utanıyorum... Roma’da Biden’ı gördükten sonra, “Taleplerimiz yerine getirilmeyince biz de Glasgow’a gitmekten vazgeçtik” diyerek, 120 liderin bulunacağı COP26 iklim zirvesine katılmaksızın Türkiye’ye dönmüş olmasından utanıyorum.
Adım adım 10 büyükelçi olayı
Bu metin yayınlanınca, CB Erdoğan istenmeyen adam kararından “vaz geçiyor”. İngilizce bilse bile hemen vaz geçecek çünkü böyle fantastik bir kararın uygulanması kesinlikle im-kan-sız. Atladığı kuyudan çıkmak için derhal bu ipe sarılıyor.
Cehalet ile melanet bir araya gelince…
Sırf cehaletten kaynaklansa öpüp başımıza koyalım. Birinci melanet, Türkiye’yi Batı limanına kesin biçimde demir attırdığı için Lozan’ı kötülemek. İkinci ve güncel melanet de milliyetçiliği körükleyerek komşu toprakları işgale zemin hazırlamak. Bu açıdan, M. El Hayyani gibilerin silahlanma içgüdülerinin kabarması çok işlerine yarıyor.
Dr Jekyll ile Mr. Hyde’ın Acayip Hikayesi
Bizim Yeşilçam’da, Batı’da iyi gişe yapmış filmlerin başarılı senaryolarını alıp kullanıverme alışkanlığı vardır. Yalnız, Stevenson’ın muhafazakar Victoria döneminde yazdığı bu gerçeküstü hikayenin günümüz yerli versiyonunda, senaristlerimizin bazı modernize edici katkılar yapmaları beklenebilir.
Paris’teki apoloji
2004’te Anayasa Md. 90/5’i getirerek temel hak ve özgürlükler konusundaki uluslararası antlaşmaları Anayasa Md. 90/5’e son bir cümle ekleyerek aynı konudaki ulusal yasalara üstün ilan eden bir partiyi demokrat olduğu sürece desteklemekten daha doğal hiç bişey olamazdı. Aksi halde, Müslümanların asla iyi şeyler yapamayacağına iman etmiş olmak gerekecekti