BASKIN ORAN
Yangınlar ve acizlik
Tamam: Hava sıcak, hava rüzgarlı, hava tam yangın havası. Bütün Akdeniz ülkeleri yanıyor. Fakat onlardaki durumun aksine niye bizde askere hemen devreye sokulmuyor? Yangın uçakları niye uçmuyor?
Gazete manşetlerinden bu Temmuz ayının vaziyeti
Temmuz’un cehennem sıcağında teker teker okunursa fazla ilginç gelmeyebilecek fakat toplu okunursa gelebilecek haberler gırla.
Ersin Tatar başkanımla hasbıhal
Yavru Vatan’a ve dolayısıyla onun başkanına hiç bu kadar değer verilmemişti bugüne kadar. Çok şanslısın. Tabii, sen de bu onurları karşılıksız bırakmadın. Varosha-Maraş’ta bulunan okulun üzerindeki Yunanca ismi ziyaret öncesi kazıttın.
Taliban: “Derhal terk edin işgalci sayarız”. Pentagon: “Minnettarız”.
Afganistan derken, en kısasından özet: Bu cehennemden B. Britanya taa 1881’de, SSCB 1988’de, şimdi de ABD (ve tabii, NATO) arkasına bakmadan tüymüş. Bu hafta başında Rusya diplomatlarını Özbekistan’a tahliye etti .
“At sahibine göre kişner” ama, eğitim’i ne yapacağız?
At sahibine göre kişnediği için bütün bunların hepsi hallolur. Bi tek, eğitim ve özellikle de üniversite eğitimi belini doğrultabilmek için en az 10 yıl ister. Sadece Haziran’dan bu yana çıkan haberleri yorum yapmadan vereyim
Osmanlı’nın son dönemi ve Tek Adam Rejimi’nin bugünü
Osmanlı’da meşhur bahriye nazırı anektodu vardır. Yeni bahriye nazırı yapılmış adamı buharlı gemilerden birine oturtuyorlar, soruyor: “Niye hareket etmiyoruz?” Anlatıyorlar: “Efendim, istim bekliyoruz.” Nazır sinirleniyor: “İstim de kim oluyor bizi bekletiyor! Biz gidelim arkadan gelsin!”
İkinci Kore’miz hayırlı olsun diyeceğim ama…
1950’dekine uzaktan yakından benzeyen hiçbir dış ortam yokken belaya dörtnala koşuyoruz.
Erdoğan’ın Brüksel, Kılıçdaroğlu’nun Lefkoşe ziyaretlerine dair
Gündem icabı Kürt meselesini başka bir yazıya bırakalım ve önce 14 Haziran Biden-Erdoğan buluşmasına bakalım, sonra da Kılıçdaroğlu’nun 10 Haziran KKTC ziyaretine.
Ben olsam, 14 Haziran’da sadece hal-hatır sorup kalkarım
ABD’de kokarca muamelesi gören Trump’a dönmek isterken telefon başında bekliyoruz ve bu zaafı tabii ki keşfeden Trump'ın Beyaz Saray’dan yayınlattığı, 1964’te benim kuşağımı deliye çevirmiş olan Johnson Mektubu’nu çocuk oyuncağı haline sokan “Kabadayılık yapma, aptal olma” mektubunu alıyoruz.
Uvertürü MİT Tırları, operası SADAT
Bu MİT Tırları esas operanın uvertüründen ibaretmiş. Olay anlaşıldığı kadarıyla şöyle..