BASKIN ORAN

Baskın Oran

İÇLİ DIŞLI

Tercümesi: Öcalan Demirtaş’a öfkeli, ondan hesap soracak. Uygulaması: 22 yıldır ağırlaştırılmış müebbetten yatan Öcalan’dan HDP’ye karşı çıkan bir mektup alınacak. Hani Erdoğan tersini söylemiş yani ‘S. Demirtaş Öcalan’dan hesap soracak’ demiş olsaydı biraz daha mantıklı gelecekti.

Erdoğan’ın arkasını toparlayacağım diye perişan olmuş durumda Diyanet. Çünkü dört dörtlük bir hile-i şer’iyye olan “Kur korumalı TL Mevduatı” hikayesinde ne diyeceğini ne yapacağını şaşırdı.

Ne yapıyor Kanuni? Ekonominin kitabını yazmadığından, Bakara Suresini duymadığından olacak, ferman çıkartıp ihtiyaç sahiplerine %12 faizli krediyi yasallaştırıyor. Yine Bakara Suresini duymamış olan Şeyhülislam Ebussuud Efendi’nin fetvasıyla.

Sadece şunu söyleyip bile bırakabilirim aslında: Ben, düşünce ve ifade özgürlüğünün sınırlanamayacağını ondan duyup öğrendim.

İktidara karşı olup da terörist olmayan kimse veya kuruluş kalmamış vaziyette şu anda. Türleri, yalan terörü, muhalefet terörü, Gezi terörü, öğrenci terörü, ekonomi terörü, gıda terörü, finans terörü, faiz terörü… diye giden bu yaftalara bikaç örnek verelim

Açılan dava sayısının nasıl bir zirve oluşturduğunu , daha önceki cumhurbaşkanlarının açtıklarıyla karşılaştırıp öyle görelim: Süleyman Demirel - 158 dava. Ahmet Necdet Sezer - 163 dava. Turgut Özal - 202 dava. Kenan Evren - 340 dava. Abdullah Gül - 848 dava. Recep Tayyip Erdoğan – 38.581 dava .

İşin püf noktası şuradadır ki, verginin esas amacı Gayrimüslimleri tasfiye etmektir. Bunun için, yasa metninde tek kelimeyle bile geçmeyen 4’lü bir kategori uygulanacaktır: M (Müslüman), G (Gayrimüslim), D (Dönmeler) ve E (Ecnebiler). Yabancı büyükelçiliklerin baskıları sonucunda E cetveli es geçilecektir, D’lere ise G muamelesi yapılacaktır.

Erdoğan’ın kutuplaştırma siyasetinin tam zıddı olduğu için çok ciddi ve desteklenmesi şart bir girişim olan helalleşme’nin altının bilinçli biçimde doldurulması, net bir yol haritası haline getirilmesi şart. Aksi halde muhalefet bir daha değil iktidara gelmek, adını bile duyuramaz.

“Türkiye’yi daha daha ilginç kılan bir örnek” demem lazımdı üçüncü olarak, ama diyemiyorum çünkü bu üçüncüsü bir hüzün. Serapa hüzün. Diğer ikisi gibi traji-komik değil, sadece trajik.