Ünlü ressamlar anlatıyor

Bu ay, ressamların resimlerle ilişkilerine dalacağız; tek şart yan yana oturacağımız bir ufaklık! Çünkü çocuklar o kadar dikkatli ki bizim gözümüzden kaçan ayrıntıları minicik işaret parmaklarıyla göstererek kitaptan daha çok şey öğrenmemizi sağlıyorlar.

Ezgi Berk

Emirgan’da leb-i derya Boğaz manzaralı Sakıp Sabancı Müzesi’ne gidenler bilir; sergiyi gezdikten sonra, hemen çıkıştan bir önceki salonun sol tarafı hediyelik eşya dükkânı olarak tasarlanmıştır. Orada çoğu lüks tüketime yönelik pek çok hediye olur, zaman zaman mevcut serginin desenlerinin üzerinde yer aldığı çeşitli objeler de bulunur. İşte bu ufak dükkânın camına dayalı, üç basamak merdivenle çıkılan çocuk alanı var. Orada renk renk boya kalemleri, minik sırt çantaları, resim defterleri dizili. Üstelik pek çok çocuk kitabı satan kitapçının aksine, tam çocukların boyuna göre dizayn edilmiş. Her şeye kendileri özgürce ulaşabiliyorlar. Bu durum belki ebeveynlerin hoşuna gitmeyebilir; ama dükkân kurcalama hususunda çocuklardan yana tarafım! 

İşte bu çocuklara ait köşede, Sakıp Sabancı Müzesi’ne dönemsel olarak eserleri gelmiş usta ressamların kendi ağızlarından çocukluklarından başlayıp da en ünlü tablolarına dair ayrıntıların yer aldığı bol resimli kitapları var ki bakmaya, okumaya doyum olmaz! Bu ay, ressamların resimlerle ilişkilerine dalacağız; tek şart yan yana oturacağımız bir ufaklık! Çünkü çocuklar o kadar dikkatli ki bizim gözümüzden kaçan ayrıntıları minicik işaret parmaklarıyla göstererek kitaptan daha çok şey öğrenmemizi sağlıyorlar.

Düşüyoruz cevapların peşine

Gelelim kitapların içeriklerine… SSM Çocuk Eğitim Programları kapsamında hazırlanan kitapların ilki ‘Ben Eserleri Koruyorum’ adını taşıyor. İlk sayfada müzeyi gezmiş çocuğun kafasını kurcalayan soruların bir kısmı var. “Müzelerde sergilenen eserler nasıl korunuyor? Müzenin arka odalarında, senin göremediğin yerlerde neler yapılıyor? Eserleri korumak neden önemli? Peki, eser dediğimiz şey nedir?” Bu soruların ardından keçi sakallı, uzun favorili, gözlüklü ve sırt çantalı bir genç adamın eşliğinde düşüyoruz cevapların peşine. Binlerce yıl önce yapılan kişisel eşyalardan, gündelik kullanılan, ahşap, mermer, altın, gümüş gibi çok çeşitli malzemelerle yapılmış eşyalara kadar uzanan geniş yelpazeyi dolanıyoruz keyifle. Tarihi eserleri korumayı meslek olarak seçenler, onların neler yaptıkları anlatılıyor uzun uzun, evde yapılabilecek deneylere ilişkin tüyolarla öğrendiklerini uygulayabiliyor çocuklar.

Müzede gezerken herkesin neden etraftaki objelere, resimlere hayran hayran baktığını biraz daha anlamlandıran çocuğunuzla birlikte bu keyifli sürece devam etmek isterseniz sırada ‘Ben Picasso’ kitabı var. Kulağının arkasındaki fırça ve kel kafasındaki şapkayla ağız dolusu gülüyor Picasso kitabın kapağından. Hemen yanında da ellerinde boya kalemleriyle gülümseyerek koşturan çocuklar var.

Öyküsünü dinlemek isteyenler için Picasso başlıyor anlatmaya: “1881 yılında, 25 Ekim sabahı İspanya’da doğdum.” Kendi isimlerini sayıp neden bu kadar çok ismi olduğunu açıkladıktan sonra bize soruyor Picasso: “Senin adının hikâyesi nedir?” Neyse ki hepimizin isminin bir hikâyesi var da dönüp kocaman gözlerini açarak bize isminin hikâyesini soran ufaklığın sorusunu cevaplayabiliyoruz. Bu küçük soru cevap faslının ardından ailesini, arkadaşlarını, resme nasıl başladığını öğreniyoruz Picasso’nun. Her sayfada güler yüzlü bir oğlan çocuğu Picasso, sayfalar arası koşturan. Okuldaki başarısızlıkları, öğretmeninin yaklaşımı ile nasıl başarıya dönüşüyor hayret ediyoruz. İspanya’nın farklı şehirlerindeki pek çok sanat okulunun sınavlarında başarılar elde eden Picasso, yakın arkadaşının ölümüyle sarsılıp üç yıl boyunca mavi renkte resimler yapmış ve mavi giyinmiş! Picasso’ya göre hüznün rengini öğrenip kendi hüzünlerimizin renklerine dalıyoruz bir süre.

Diğerleri Picasso’dan aşağı kalmıyor  

Uzun yaşamı, çocuklarıyla birlikte çocuklaşan resimleri ile Picasso, her geçen gün hayran sayısını artırıyor. ‘Ben Picasso’dan hem Picasso’nun hayatını öğreniyoruz hem de hayranlıkla kıskançlık arasında bocalarken Picasso’yu yükselttiğimiz dev aynasından elimizi uzatıp yanı başımıza koyuyoruz usulca. Resimle erken yaşta tanışıp yeteneğinin peşinden giden ressamı keşfederek çocukların kendi ilgi alanlarını bulmalarını sağlayacak kitapların varlığına seviniyoruz. Serinin diğer kitapları ‘Ben Dali’, ‘Ben Rodin’, ‘Ben Rembrandt’ ve sergisi hâlâ devam eden ‘Ben Miro’ da ‘Ben Picasso’dan aşağı kalır gibi değil.