Sivil şehitlik tartışılıyor

Mayıs sonunda çı​kması beklenen sivil şehitlik yasasıyla ilgili tartışmalar hızla büyüyor. 1987’den sonra siyasi ve faili meçhul cinayetlere kurban gidenlerin şehit sayılmasını öngören yasaya,farklı tepkiler geliyor. Nisan sonunda çıkartılması beklenen ‘sivil şehitlik’ yasası çeşitli tartışmaları da beraberinde getirdi.

FUNDA TOSUN

fundatosun@agos.com.tr

 

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, “sivil şehit” yasasıyla, Hrant Dink’in de şehit sayılabileceğini açıkladı. “Sivil şehitlik” düzenlemesiyle ilgili bilgi veren Şahin, yasanın 1987’den sonraki terör olaylarında mağdur olanları kapsa- yacağını belirtirken, “Hrant Dink’in ailesi yasadan istifade etmek için başvuru yaparsa, sivil şehitlikten doğan haklarını alabilirler. Ben aileyle konuşur, yeni düzenlemeyi anlatırım” dedi. Yasayı Nisan sonunda çıkarmayı hedeflediklerini anlatan Şahin, “Uludere’de ölen yurttaşlar sivil şehit sayılacak” bilgisini verdi.  Dink ailesi ise bu konuda herhangi bir açıklama dahi yapmayı kendilerine hakaret saydıklarını ifade ederek, “Tüm bu tartışmalar bizim dışımızda, bizim asıl meselemiz bunlar değil” dedi.

Şehit ve Gazi Aileleri Derneği ve Büyük Birlik Partisi’yle birlikte yasaya karşı çıkan MHP Genel Başkanı  Devlet Bahçeli, “şehit”liğin hukuki bir tanım olamayacağını söyleyerek, “şe-hit” olabilmek için Müslümanlığın “mutlak” gerekli olduğu- nu belirtti.  Bahçeli, sözlerine, “Mesela Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni’yken, uğradığı silahlı saldırıyla hayatını kaybeden Hrant Dink’i nasıl ve hangi yetkiyle şehitlik mertebesine çıkarmak mümkün olacaktır? Ya da kaçakçılık yaptıkları sabit ve net olan kişileri, şehit olarak görmek hangi aklın ürünü?” şeklinde devam etti. Bahçeli’nin sözlerine Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, “Müs-lüman olan askerin yakınlarına şu hakları veriyorum, öbürüne, senin dinin başka ben sana bu hakları vermiyorum demeyi İslam da, adalet de, vicdan da onaylamaz” diye cevap verdi.

‘O zaman gayrimüslimleri askere almayın!’

Geçen yıl 24 Nisan’da askerlik yaptığı Batman’da öldürülen Sevag Şahin Balıkçı’nın annesi  Ani Balıkçı, Bahçeli’nin sözlerine tepki gösterdi.  Balıkçı, “Şe-hit olabilmek için Müslüman olmak gerekiyorsa o zaman gayri-müslimlerin çocuklarını askere almayacaksınız. Bu çifte standarttır” dedi. 

Roboski’de öldürülen 34 kişinin çoğunun mensup olduğu Encü ailesinden Veli  Encü de, devletin asıl yapması gerekenin failleri yargılamak olduğunu söyledi. Encü, “Şehit olarak sayılmanın şu anda bizim için bir anlamı yok.  Bizim asıl istediğimiz kardeşlerimizi, babalarımızı, çocuklarımızı öldüren askeri ve sivil yetkililerin yakalanıp yargı önüne çıkarılması. Eğer bir gün adalet yerini bulursa o gün şehit olup olmadığımızı düşünmeye başlayabiliriz” dedi.

TAZMİN EDİLMESİ GEREKİR

‘Zaman sınırlaması olmamalı’

Sezen Öz (1978’de öldürülen Doğan Öz’ün eşi)

Doğan görev yaptığı sırada öldürüldüğü için zaten şehit olarak kabul edilmişti. Diğer aileler için de  devlet hayatlarını koruyamadığı insanların ve yakınlarının çektiği acıları bir şekilde tazmin etmeli. Ancak bu yasanın 1987’den sonra yaşananları kapsamasının doğru olmadığını düşünüyorum.

‘Devlet koruyamadıklarına en azından sahip çıkmalı’

Neşe Erdilek (1978’de öldürülen Necdet Bulut’un eşi)

Osmanlı’da siyasi cinayetlere kurban gidenler de şehit sayılır. Dolayısıyla bugün “sivil şehitlik” olarak tanımlanan şeyle ilgili köklü bir gelenek var.  Devletin, koruyamadığı insanların en azından ailelerine sahip çıkması önemli bir girişim.

DEVLET ÖLDÜRDÜĞÜ KİŞİLERİ Mİ ŞEHİT SAYACAK?

Hakaret sayıyorum

Dicle Anter (1992’de öldürülen Musa Anter’in oğlu)

Devlet öldürdüğü kişileri şimdi de şehit sayacak. Böylece katilleri koruyan devlet kendince kurbanlarına da  bir paye veriyor. Bu bize hakarettir. Benim babamı öldürüp sonra bana ‘senin baban şehittir’ denmesini kabul edemiyorum. Bu şehitlik meselesinde, evlatlarını, kocalarını, kardeşlerini kirli savaşlara kurban veren ve ‘şehit mertebesi’ni kendine bir paye olarak kabul eden, bununla avunan aileler de en az bu savaşların yürütücüleri kadar suçlu.

‘Acılı ailelere sus payı’

Filiz Kutlar (1995’te öldürülen Onat Kutlar’ın eşi)

Failler bulunmuyor, soruşturmalar kapatılıyor, davalar zamanaşımına uğratılıyor, ardından da acılı ailelere “sus payı” olarak “şehit”lik diye bir şey icat ediliyor. Bu ikiyüzlülüktür. Yakınlarını kaybeden tüm ailelerin dileği faillerin bulunup cezalanması. Devletin yapması gereken ilk iş bu. Önce katillerimizi yargılasın, sonra böyle bir şey yapsın. Ancak o zaman bu yapılanın samimiyetine inanırız.