Antikahramanlar dünyası

Habitus Minör, Habitus Yayınları’nın çocuk kitapları etiketi. Bu etiketin bulunduğu kitaplarla herhangi bir yerde karşılaşırsanız mutlaka birkaç dakikanızı ayırıp içine bakın derim.

EZGİ BERK

Eğer her şeyi her zaman doğru yapan, insanı hep doğruya yönelten kahramanları gerçek dışı buluyorsanız, otorite ile ilgili soru işaretleriniz varsa, parmak sallayarak iyiyi güzeli öğretmeye yeltenen kitaplardan gına geldiyse Habitus Minör çöl ortasındaki vaha etkisi yaratacaktır sizde; tecrübeyle sabit. Bol kahkahalı, antikahraman hikâyeleriyle dolu, kötü karşılaşmalar ve ardından gelen süreci kuvvetli bir olay örgüsüyle saran kitapları var Habitus Minör’ün. 

Naif ama sürükleyici

Kitaplığımın kenarına iliştirilmiş ‘2014’ün İyi Ki Yayımlanmış Kitapları’ listesinin başında ‘Benim Annem Bir Goril’ var. Yazar Frida Nilsson, hayattan alacaklı çocukların yaşadığı yetiştirme yurtları ve sokaktaki insanların ötekileştirdiği kişileri sıcacık bir hikâye ile hatırlatıyor bizlere. Naif olduğu kadar sürükleyici ve heyecanlı bir macera var fonda.

Mimozalar Çocuk Yurdu, başında sevimsiz müdiresi Gerd’le beraber yaşayan elli bir çocuğun bulunduğu bir yer. Gerd, çocukları sürekli çalıştırıyor. Çarşafı havalandır, katla, yerleri süpür, bahçeyi temizle, banyo yap, hep temiz ol. Bütün çocuklar da gelip kendilerini evlat edinecek ve onları çok sevecek anne babaların hayaliyle yaşıyor burada.

Bir gün Gerd’e bir mektup geliyor; mektup, yakında Mimozalar Çocuk Yurdu’nu denetlemeye gelecekleri haberini getiriyor. Tedirgin olan Gerd’in büyük bir sorunu var: Bir tane fazladan çocuk. Prosedüre göre yurtta elli çocuk olması gerekiyor. Buradaki çocuk sayısı ise bir tane fazla. Gerd, ne yapacağını düşünürken külüstür bir Volvo yanaşıyor yurt bahçesinin çitine. Jonna olanları anlatmaya başlıyor: “Dokuz yaşımdayken bir goril tarafından evlat edinildim. Hiç böyle bir şey talep etmemiştim, yine de oldu. Güzel bir eylül günüydü.”

Goril, arabanın kapısını açıp kıllı ayağını toprağa basınca bütün çocuklar içeri kaçışıyor; Joanna hariç. Hep ellerini yıkamayı unuttuğu için yurt müdiresi Gerd’den azar yiyen Joanna, ilk anda Goril’den kaçmadığı için evlat edinildiğini öğreniyor aralarındaki bağ güçlendikçe.

Goril, hurda satarak geçimini sağlayan, pasaklı, evinin en değerli köşesi kütüphanesi olan, kimsenin sevmediği ama kendiyle barışık biri. Joanna’nın ona alışması başlarda zor olsa da git gide aralarındaki bağ kuvvetleniyor. Yeter ki insan içine çıkmasınlar. Şehrin sokaklarında yürürken herkes bu tuhaf ikiliye bakıyor. Joanna ve Goril ise çok mutlular.

Aralarındaki sevgi bağının ne denli güçlü olduğunu anlamaları için bir ayrılıkla sınanmaları gerekiyor. Bu sürecin başlangıcında Joanna’nın hisleri Goril’le ilk karşılaşmalarının tam tersi: “Hurdalıkta geçirdiğim zaman içerisinde insanın gerçekte gorili hiç tanımadan onun hakkında neler düşündüğünü unutmuştum. Onu ilk gördüğümde kirli pantolonu ve çirkin sırıtışı karşısında hissettiğim tiksintinin üzerinden sanki yarım asır geçmiş gibi geliyordu.”

Çocuk yurtlarında yaşayan çocuklar olduğunu hepimiz biliriz. Peki ya onların hisleri, duyguları, beklentileri hakkında ne kadar fikrimiz var? Ya da şehrin içinde bir yerlere koşuştururken gördüğümüz ve yadırgadığımız insanların belki de en iyi arkadaşımız olabileceklerini hiç düşünüyor muyuz? Sahi, temizlik çok mu önemli? ‘Benim Annem Bir Goril’ biraz pis, tamam kabul ediyorum, yer yer endişe verici oranda pasaklı bir kitap. Okumayı bitirdiğimizde içimizi rahatlatan pek çok kitabın aksine yüreğimize çöreklenen bir acı bırakıyor dimağımızda.

Binicilik okuluna ne olacak?

‘Atların En Havalısı, Hain Ördekler ve Ben’ ise pis kokan atlardan uzak durmayı tercih eden, kaykay yapmayı seven Lotte’nin at Motte ile tanışmasıyla değişen bakış açısını anlatıyor, tabiî ki bir macerayla. Açılmasından hoşlanmadığı binicilik okulunu zaman içinde kapanmasına izin veremeyecek kadar çok seven Lotte’nin elbetteki bir planı var. Lotte ve Motte’nin hikâyesinde ördeklerin bu maceranın neresinde olduğunu merak ediyorsanız daha fazla ipucu yok. Kitabı elinize aldığınızda bitirmeden bırakamayacağınızı da belirtelim ki o günlük planlarınız altüst olmasın!

Habitus Minör’ün bir diğer kitabı ‘Sözcükkırpan’. Paul, her çocuk gibi, hayalgücü geniş, oyun oynamayı ve gezip gördüklerini anlatmayı seven bir çocuk. Tahmin ettiğiniz gibi ödev yapmayı da hiç sevmiyor. Bir gün Çokbilir geliyor ve bir anlaşma yapıyorlar. Paul ismin hal ekleri ve iyelik ekini Çokbilir’e veriyor, Çokbilir de karşılığında Paul’ün bir hafta boyunca ödevlerini yapıyor. O hafta Paul’ün konuşması tuhaflaşsa da bir sonraki hafta kadar kötü değil. İkinci hafta gelip çattığında Çokbilir fiillerin bütün çekimlerini istiyor, mastar hali Paul’de kalabiliyor sanki çok işe yarıyormuş gibi. Bu ikinci haftanın da ardından Çokbilir’le anlaşmayı bozmak isteyen Paul zorlu bir sınav veriyor.

Habitus Minör, az ama öz çocuk kitaplarıyla bizi heveslendiren, yeni kitaplarını heyecanla beklemeye koyulduğumuz bir yayınevi. Dilerim ki daha pek çok çocuk kitabıyla bizi düşündürsün, heyecanlandırsın…

Benim Annem Bir Goril
Frida Nilsson
Çeviren: Berna Topal
Habitus Yayınları
159 sayfa

Atların En Havalısı,
Hain Ördek ve Ben
Dagmar Hossfeld
Çeviren: Berna Topal
Habitus Yayınları
230 sayfa.

Sözcükkırpan
Amelie Glienke
Çeviren: Tuvana Gülcan
Habitus Yayınları
56 sayfa.

 

 

 

Kategoriler

Kitap ԳԻՐՔ