Uçurumun kenarındaki bir gezegeni kurtarma rehberi

Yaşadığımız evlerden, giysilerimize, yediğimiz yemekten kullandığımız araç-gerece, yaşamın hammadesi haline gelmiş petrole bağımlı bu enerji rejimi iflas bayrağını çekmeden ne yapmalı? Bu sorunun cevabını vermeye çalışan bir kitap olan ‘Üçüncü Sanayi Devrimi’.

GÖZDE KAZAZ

Fosil yakıtlara dayalı bir sistemin sürdürülebilirliği bugün hiç olmadığı kadar çok sorgulanıyor. Gezegen dramatik sonuçlarına şahit olduğumuz seller ve kuraklık gibi iklim anormallikleriyle ters yüz olmuş durumda ve bağımsız bilim insanlarının hepsi bu facianın temel sorumlusunun karbon emisyonları, dolayısıyla başta petrol olmak üzere fosil yakılar olduğu konusunda hemfikir. Yaşadığımız evlerden, giysilerimize, yediğimiz yemekten kullandığımız araç-gerece, yaşamın hammadesi haline gelmiş petrole bağımlı bu enerji rejimi iflas bayrağını çekmeden ne yapmalı? Bu sorunun cevabını vermeye çalışan bir kitap olan ‘Üçüncü Sanayi Devrimi’, ‘yanal güç, enerjiyi, ekonomiyi ve dünyayı nasıl dönüştürüyor?’ alt başlığıyla İletişim Yayınları’ndan çıktı. 

Kitabın yazarı Jeremy Rifkin, 1980’lerden beri yenilenebilir enerji konusunda çalışan Amerikalı bir ekonomist; aynı zamanda yaklaşık 10 senedir hem Avrupa Komisyonu’nun hem de Almanya, Fransa, Portekiz, İspanya ve Slovenya başbakanlarının danışmanlığını yapıyor. Rifkin’in yıllardır üzerinde çalıştığı teorisi, yeni iletişim teknolojilerinin yeni enerji rejimiyle bir araya gelmesiyle üçüncü sanayi devriminin başlayacağı üzerine kurulu.

Buhar gücüyle başlayan 19. yüzyıldaki birinci sanayi devrimi gibi, iletişimden ekonomiye ulus aşırı büyümeyle merkezi bir çekim kuvveti yaratan 20. yüzyıldaki 2. sanayi devriminin de artık tepetaklak olduğunu belirterek söze başlıyor Rifkin. Uzmanların yaptığı modellemelere göre, ham petrolde küresel üretimin üst sınırına 2006 yılında gelindi, yani petrol rezervlerinin verimlilik oranı bu tarihten itibaren gittikçe azalmaya başladı. Ekonomik büyümenin de uç sınırlara geldiğini ekleyen Rifkin’e göre internetle birlikte başlayan yeni çağın gezegeni kurtaracak bir rejime dönüşmesi an meselesi ve bunu sağlayabilecek şey ‘yenilenebilir enerjinin petrol, uranyum gibi elit enerji kaynaklarını tahtından indirmesi.’

Yeni bir enerji rejiminin 5 adımı

Rifkin, ‘nasıl?’ sorusuna cevaben 5 aşamalı bir plan öngörüyor: 1- Yenilenebilir enerjiye geçiş (AB’nin 2020’ye kadar enerji ihtiyacının yüzde 20’sini yenilenebilir enerjiden sağlayacağı tahmin ediliyor) 2- Milyonlarca binayı yenilenebilir enerji üreten santrallere dönüştürmek. (evsel atıklar, güneş panelleri vb.) 3- Enerjiyi depolamak (Örneğin bulutlu bir havada, güneş panellerinde toplanan enerjiyi depolayacak bir system) 4- İnternet ağı sayesinde enerjiyi dağıtmak (depolanan fazla enerjinin dijital yazılımlar sayesinde internette alınıp satılması) 5- Ulaşımın da bu sisteme dahil edilmesi (binalarda depolanan enerji sayesinde çalışan ulaşım araçları) Rifkin’in planı kulağa fantezi gibi mi geliyor? O zaman 3D yazıcı teknoloji sayesinde artık dünyadaki hemen hemen her şeyin yazıcılar vasıtasıyla kolayca yeniden üretilebildiğini, ‘wikipedia’, ‘etsy’ gibi paylaşım siteleriyle bilgi ya da ürünlerin dünyanın her noktasından aracısız, yanal bir örgütlenmeyle değiş-tokuş edilebildiği sistemleri hatırlayın.

Jeremy Rifkin’in ‘Üçüncü Sanayi Devrimi’, dünyanın toplam gayri safi hasılasının üçte birini elinde bulunduran üç büyük petrol şirketinin karşısına anti hiyerarşik üretim ve tüketim modellerini, iklim kriziyle uçurumun kenarına gelen bir sistemin karşısına yenilenebilir enerjiyi koyuyor. Bu sistemin dünyaya yayılması ne kadar mümkün henüz belli değil. Fakat şu sorunun cevabı, en azından, gerekliliğini hatırlatıyor:  harekete geçmek için zaten çok geç kalmadık mı?

Üçüncü Sanayi Devrimi
Jeremy Rifkin
Çeviri: Murat Başekim, Pelin Sıral
İletişim Yayınları
342 sayfa.

Kategoriler

Kitap ԳԻՐՔ