Dubai’yi yaratana kurban

İstanbul’daki soğuk çekilmez hale geldiğinde, kemiklerimizi ısıtmaya gittik Dubai’ye. Kemiklerim ısındı, rengim karardı. Gezmekten ayaklarım ağrımadı çünkü Dubai’de işlevi olan mekânların arasında sadece altı şeritlik otobanlar var. Her yere taksiyle gitmek zorundasınız. İşlevi olan mekânlar diyorum çünkü her mekân bir amaç için tasarlanmış. Ofis ve rezidansların bulunduğu çok ama çok yüksek gökdelenler, aralarında dünyanın yedi yıldızlı tek otelinin bulunduğu lüks oteller, dünyanın en geniş alanına sahip alışveriş merkezi Dubai Mall ve ondan biraz daha küçük başka alışveriş merkezleri, yatlar için bir marina, bir de araya serpiştirilmiş villalar var. Eskinin çölü, şimdinin gökdelenler şehrinin tam göbeğindeki dünyanın en yüksek binası Burj Khalifa’yı da unutmamak gerek. Onun işleviyse sanırım dünyanın en yüksek binası olarak bir turist mıknatısı olmak heralde.

Şehir çok sıcak, camlarla kapatılmış otobüs duraklarında klimalar var. Kusursuz şekillerde palmiyelerin, yemyeşil çimenlerin, çeşit çeşit çiçeklerin olduğu bahçelerin bu sıcakta nasıl büyüdüğü herkesin aklına düşen ilk soru. Cevapsa basit. Birleşik Arap Emirlikleri saçma derecede zengin. Toprağın altına sulama kanalları döşüyorlar ve iş tamam. Sanırsın Eden Bahçesi’ndesin. Bu saçma derecedeki zenginlik başka ‘yaratım’lara kaynak olmuyor değil. Mesela Dubai’nin şeyhi Şeyh Muhammed “Dünyanın en yüksek binası yapılsın” diyor ve dünyanın en yüksek binası yapılıyor. Sonra Şeyh “Dünyanın en büyük yapay adası yapılsın” diyor ve palmiye şeklinde takımada beliriveriyor aniden.  Şu anda yapım aşamasında olan bir diğer mega proje de ‘Dünya Yapay Takımadaları’. Bu adalara da yukarıdan bakıldığında dünya haritasının şekli görünecek.

Bütün afişler, panolar Arapça ve İngilizce. Hindistanlı, Pakistanlı, Filipinli ve Ortadoğu merkezlerini Dubai’de kuran uluslararası şirketlerde çalışan ABD’li ve Avusturalyalıların oluşturduğu çok büyük bir grup var. 7 milyonluk ülkede sadece 950 bin nüfusu olan Emiratiler bu denklemde görünmez kalıyor. Ve Amerikan ürünleriyle dolup taştığı marketten çıkıp, herkesin elinde birayla house müzik eşliğinde dans ettiği plajda gökdelenlerin altında denize girerken, Arap Yarımadası’nda olduğuna inanamıyor insan.

Çölün ortasına kurulan böylesi bir yapaylığa aşık olabileceğini hiç düşünür mü insan?

Kategoriler

Güncel Derkenar

Etiketler

Dubai


Yazar Hakkında

1989 İstanbul doğumlu. Ermeni dili ve kültürü, yaşam, popüler kültür, müzik ve sinema haberleri yapıyor.