Yüzbaşı Zeki Bingöl: İlk defa gördüğüm bir bomba kullanıldı

Hayata Dönüş operasyonundan 11 yıl sonra bulunan ‘Tufan’ başlıklı belgede, operasyonun aylar önce planlanmış olduğu ve uzlaşma görüşmelerinin yapıldığı tarihlerde aynı zamanda harekat hazırlığı yapıldığı, mahkûmlara karşı “Tereddütsüz, misliyle mukabelede bulunulacak, zor ve silah kullanılacak” gibi sert ifadeler kullanıldığı ortaya çıkmıştı.

 

FUNDA TOSUN
fundatosun@agos.com.tr

Türkiye çapında 20 cezaevinde yapılan, ikisi asker 32 kişi hayatını kaybettiği, yüzlerce tutuklu ve hükümlünün yaralandığı 19 Aralık 2000’de gerçekleştirilen Hayata Dönüş Operasyonu sırasında Bayrampaşa’da operasyonu koordine eden dönemin jandarma yüzbaşısı Zeki Bingöl’le görüştük. 12 tutuklu ve hükümlünün öldüğü, 55 kişinin yaralandığı Bayrampaşa operasyonunun kararının MGK’da alındığını söyleyen Bingöl, operasyonun ayrıntıları ve uygulama yöntemlerini tartışmak üzere yaklaşık 2,5 ay boyunca, her hafta en az bir kez toplantı yapıldığını söyledi. Bingöl, ayrıca operasyon için Ankara’dan sayısı bini aşan özel bir birlik getirildiğini ve bu birliğin mahkûmlara “müdahale”de, daha önce hiç görmediği, EMASYA’dan tedarik edilen bombaları kullandıklarını ifade etti.

39 askerin yargılandığı Hayata Dönüş Operasyonu davasının geçtiğimiz duruşmasında tanık olarak dinlenmesine karar verilen Zeki Bingöl, operasyonla ilgili olarak tutulan dosyalarda, kimlerin ne görev yaptığının en ince ayrıntısına kadar yer aldığını söylüyor. Bingöl, henüz ortaya çıkarılamayan operasyona ait kamera kayıtlarının da Eyüp Başsavcılığı’na verildiğini belirtti. Şu anda yargılanan erlerle bu davanın aydınlatılamayacağının altını çizen Bingöl, operasyon kararının Milli Güvenlik Kurumu’nda (MGK) alındığını belirtti. Bingöl, “Askerler kafasına göre ben gideyim de şu cezaevinde bir operasyon mu yapayım dedi yani. Bunun mantıklı bir izahı var mı? Orada bulunan hiç kimse kendi tercihiyle orada değildi. Eğer bir suç varsa komutanlardan başlanmalıdır yargılanmaya, rütbesiz veya alt rütbeli askerlerden değil” dedi.

Operasyonun başarılı olarak değerlendirilebileceğini söyleyen Bingöl, “Hikmet Sami Türk’e bu operasyonda 300 kişi ölebilir denildi. Bu genel için mi söylendi yoksa Bayrampaşa için mi söylendi bilmiyorum. Ama zaten Bayrampaşa’da yatan terör suçlusu 280 kişiydi. Ben anlamadım. ‘Hepsini mi öldüreceksiniz?’ dedim. Operasyonun sonucuna bakınca 12 kişi Bayrampaşa’da ölmüş, toplam da 30 kişi ölmüş, asker zayiatı iki sonuç olarak bakarsanız başarılı bir operasyon denilebilir. Bana sorarsanız ise bir cezaevi için uygun bir operasyon değildi” diyor.

‘Sicil numaralarının başına ‘2’

Davanın geçtiğimiz duruşmasında ortaya çıkan “Mahkûmların birbirlerine ateş ederek, birbirlerini yakarak” öldürdüklerini öne süren ve olay yeri tutanağındaki sicil numarası ve kimliklerin sahte olduğu bilgisinin yanlış olduğunu söyleyen Bingöl, belgede ismi geçenlerin gerçek olduğunu belirtti. Söz konusu belgede ismi bulunan Bingöl, “Bahsedilen belge sahte falan değil. Jandarma Genel komutanlığı böyle adamlar yok diye cevap vermiş. Hayır, böyle adamlar var. Belgede adı geçenler gerçek şahıslardı. Sadece sicil numaralarının önüne, güvenlik endişesiyle, yani terör örgütlerinin hedefi olmamak için ‘2’ rakamı eklenmişti. O belgeyi o dönem tabur komutanı imzalamadı. (Dönemin Bayrampaşa Cezaevi Koruma Tabur Komutanı Dursun Ertuğrul’du) Daha sonra olayla ilgili olarak Engin Hoş Paşa’ya verdiği ifadesinde, ‘unuttuğu’ için imzalamadığını söyledi. Ama ben bu ifadeyi inandırıcı bulmuyorum, çünkü belgeyi bizzat ben kendisine götürmüştüm. İmzalamadı. Cezaevi savcısı Ferzan Çitici’nin imzalaması olayında da, savcı bey ‘Senin tabur komutanın imzalamadı, ben niye imzalayayım’ dedi” ifadelerini kullandı.

‘EMASYA komutanı oradaydı’

Adli Tıp raporlarında ve mağdur anlatımlarında geçen kimyasal silah kullanıldığına ilişkin olarak ise Bingöl, “Biz jandarmanın teçhizatında bulunan ekipmanları kullandık. Yani komutanlık envanterinde bulunan göz yaşartıcı ve hapşırtıcı biber gazı. Fakat operasyonda benim hayatımda daha önce görmediğim armuda benzeyen plastik kaplı bir bomba da kullanıldı. Sanıyorum bu bomba için kimyasal deniliyor.

Ben bu bombanın nereden geldiğini sorduğumda EMASYA Tugay komutanı Engin Hoş Paşa tarafından tedarik edildiği söylendi ve savcı da oradaydı” dedi.

Engin Hoş’un bizzat operasyonu kumanda ettiğini söyleyen Bingöl, “Her şey Engin Hoş Paşa’nın sorumluluğu altındaydı. Burhan Erdil, Özel Birliğin başındaki komutan albaydı. Ben ve diğer herkes Engin Hoş’tan emir alıyordu” dedi. Bingöl, Engin Hoş komutasındaki özel birliklerin Bayrampaşa’nın ardından Ümraniye cezaevine giderek orada da operasyonu yapması planlandığını söyleyerek “Operasyonun Türkiye çapındaki sorumluluğu ise Özbek Paşa’ya aitti” dedi. Operasyonda ayrıca P90 isimli, 200 metreden duvarı delebilme özelliği olduğu bilinen bir silah kullanıldığını belirten Bingöl, “İsrail yapımı olan bu silah da özel birliğin teçhizatında bulunuyordu” dedi. 

Kategoriler

Güncel İnsan Hakları