Uludereliler konuştu BDP'liler ağladı

Uludere’de hayatını kaybeden 34 kişinin ailesi BDP Grubu’nda konuştukça BDP'li vekillerin ağladığı görüldü. Katliamda hayatını yitiren Erkan Encü'nün annesi Felek Encü, 'Ben oğlumu okula gönderiyordum, Türkçe okusun diye, sizin dilinizi okusun diye. 13 yaşındaki Erkanımın bedenine bombalar yağdırarak, bunun bedeli bu muydu? Katiller nerede' dedi.

BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak, Uludere’de hayatını kaybeden 34 kişinin katillerinin 104 gündür bulunamadığını belirterek, “Bu sessizlik gönüllü bir vesayet, bu sessizlik bir suç ortaklığının sessizliği. Herkes iyi biliyor ki, sınır ötesi operasyona yani başka bir ülkenin topraklarını savaş uçaklarıyla gidip bombalamaya, siyasi otoritenin izni olmadan böyle bir operasyona kalkışmaz. Genelkurmay ve Başbakanlık bu operasyonu birlikte yaptılar” dedi.

BAKAN ŞAHİN’E YANIT

BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak, partisinin grup toplantısında konuştu.

İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in bir soru önergesine verdiği yanıtta, “Gaz bombaları zararsız” ifadesini kullandığını belirten Kışanak, “Son 5 yılda 9 kişi gaz bombaları nedeniyle doğrudan yaşamını yitirdi. Bakan gaz bombalarının zararı yok diyor, çünkü bu bakan vatandaşın canını zarardan saymıyor” diye konuştu.

ULUDERELİLER AYAKTA ALKIŞLANDI

Kışanak konuşmasına devam ederken salona Uludere’de hayatını kaybedenlerin yakınları girdi. BDP’li vekiller, Uludere’den gelenleri alkışlarla ayakta alkışladı. BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan, önce Kürtçe 'hoş geldiniz' dedi ardından da, “Hoşgeldiniz Uludere’de çocuklarını yitiren analar, babalar, adalet için Ankara’ya Meclis’e geldiniz, hoşgeldiniz” dedi. Kaplan, daha sonra BDP Grubu’na katılanların isimlerini tek tek saydı.

Uludere’den gelenlerin bazılarının yakalarında kaybettiklerinin fotoğrafları yer alırken bazılarının da ellerinde çocuklarının fotoğraflarını taşıdıkları görüldü.

“KİMİN EMİR VERDİĞİ AÇIK VE NET ORTADA”

Kışanak da, BDP Grubu’na katılanlara Kürtçe hoşgeldin dedikten sonra konuşmasına kaldığı yerden devam ederek, “Bu metanetli bu onurlu duruşunuz ve direngen tavrınız nedeniyle de sizleri yürekten kutluyorum” dedi. Kışanak, konuşmasına şöyle devam etti:

“Roboski katliamı hepimizin yüreğinde derin bir yara açtı. 104 gün geçti, ancak hala katiller ortada yok. Bu da ikinci bir acı ikinci bir yara. Şimdi ikinci travmayı yaşıyoruz, bu ülkenin savaş uçakları tarafından bombalanarak katledilen 34 canımızı kimin katlettiğini bilmiyoruz, bu da ikinci bir travmadır. Aslında bu ülkede savaş uçaklarına kimin emir vereceği açık ve net ortada. Bu insanları savaş uçakları gidip bombaladı, katletti. Savaş uçaklarına kimin emir vereceği belli değilse ama bir gün o savaş uçakları o zaman gelip bu Meclis’i de bombalayabilir, bunu mu demek istiyor bize iktidar.”

“KATİLLER NEREDE?”

Üstü örtülmek istenen bir durumla karşı karşıya olduklarını iddia eden Kışanak, konuşmasına şöyle devam etti:

 

“Oyalayıp, zamana yayan ve üstünü örten bir tutum. Şu anda yaptıkları bu. Biz basit bir soru soruyoruz. Katiller nerede? Savaş uçaklarına kim emir verdi?

 

Başka bir şey olsa Başbakan kıyametleri koparmıştı. Hani milletin iradesi her şeyin üstündeydi, hani vesayet bitmişti, hani karşıydınız.Başka zaman olsa kızılca kıyamet kopmuştu. Ama sesi çıkmıyor. Bu sessizlik gönüllü bir vesayet, bu sessizlik bir suç ortaklığının sessizliği. Herkes iyi biliyor ki, sınır ötesi operasyona yani başka bir ülkenin topraklarını savaş uçaklarıyla gidip bombalamaya, siyasi otoritenin izni olmadan böyle bir operasyona kalkışmaz. Genelkurmay ve Başbakanlık bu operasyonu birlikte yaptılar. Onun için bugünkü bu uzatma halleri bu sessizlik bu oyalama halleri de bir suç ortaklığının, bir suç işbirliğinin sonucudur. Roboski katliamının hesabını soracağız, ne kadar oyalasanız da, kandırmaya çalışsanız da üstünü örtmeye zamana yaymaya çalışsanız da buna gücünüz yetmeyecek. Bu katiller bu halka hesap verecek. Yargıdan kaçabilirsiniz, adaletten kaçabilirsiniz, ama halkın adaletinden kaçamayacaksınız, bunu bilin. Eğer vicdanınız varsa eğer insanlığınız varsa bir an önce ortaya çıkın hesap verin, yargıda da hesap verin. Bu katliamın sorumluları kaçarak kurtulamayacak.”

'ÇOCUKLARINIZI ASKERE GÖNDERMEYİN'

Kışanak’ın konuşmasının ardından aileler gelerek kürsüde konuştu. Serhat Encü’nün aibisi Ferhat Encü, “Türkiye’nin F 16 savaş uçakları tarafından bombalama sonucunda 34 insanımızı kaybettik. Makamı ne olursa olsun, ucu kime dokunursa dokunsun, adalet önüne çıkarılıp cezalandırılmalarını istiyoruz. Bu işin Meclis tarafından çözülebileceği inancı içindeyiz” dedi.

Konuşmasını özetleyen bir şiir okumak istediğini ifade eden Encü, “Zifiri karanlık bir gecede anne, bombalar yağdı bedenimin üzerine anne. Bu Meclis’i bir anne olarak gördük biz. Ne demek istediğimi anlamışsınızdır herhalde” diye konuştu.

Daha sonra kürsüye Erkan Encü'nün annesi Felek Encü geldi. Encü, kürsüye oğlunun Türkçe kitabı ve fotoğrafı ve gazeteyle çıktı. Konuşmasının başında Kürtçe konuşan ve elindeki gazeteyi gösteren Encü, “Acaba Genelkurmay Başkanının çocuğu olsaydı, Başbakanın çocuğu olsaydı, ne yaparlardı” diye sordu.

“Biz artık barış istiyoruz” diyen Encü, “Siz Suriye için Filistin için insanlık istiyorsunuz. Acaba biz Kürtlerin ne suçu var bizim için insanlık istemiyorsunuz. Kürtlerin hayatı bu kadar ucuz mu, bizi parayla satın alamayacaklar. Şehit askerlerin annelerine buradan sesleniyorum. Çocuklarınızı askere göndermeyin. Erdoğan ile Genelkurmay Başkanı görmüyor. Bu kimliği bana veren kimdir? Niye oğluma adalet vermiyorsunuz. Ben oğlumu okula gönderiyordum, Türkçe okusun diye, sizin dilinizi okusun diye. 13 yaşındaki Erkanımın bedenine bombalar yağdırarak, bunun bedeli bu muydu? Katiller nerede? Siz de biliyorsunuz, herkes de biliyor' dedi.

BDP’Lİ VEKİLLER AĞLADI

Bu arada ailelerin konuşması sırasında BDP’li vekillerin ağlaması da dikkat çekti.

Ailelerin konuşmasının ardından BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan'ın, “Milletin iradesinin üstünde bir güç tanımıyoruz hukukun üstünde güç tanımıyoruz.Adaleti burada arıyoruz, sizlerle arıyoruz, hakça arıyoruz, hukuka uygun, insan haklarına uygun arıyoruz. Bu çatı hepimizin çatısıdır. Ya bu sorunu bu çatının altında çözeceğiz ya bu çatı hepimizin başına geçecek” demesi dikkat çekti.

(Kaynak: Milliyet)