Hayatımın iki Sarkis’i…

KAZAROS ÇERKEZOĞLU 

Yaşamımda iki Sarkis yer almıştır; biri babam Sarkis Çerkezoğlu, diğeri ustam Sarkis Seropyan. İkisini de kaybettik.

Onlar çok yakın iki dosttular. Aralarında bir baba-oğul, bir talebe-öğretmen ilişkisi vardı. Daha da önemlisi, dava arkadaşıydılar. İkisi de enternasyonalistti. Birbirlerine ‘adaş’ diye hitap ederlerdi. Ben de, bu birlikteliklerine yarım asırdan fazla tanıklık edip, onlardan çok şey öğrendim.

Usta! Biliyorum ki bu birikimleriniz için tahsil gerekmezdi, insanca düşünmek yeterliydi. Bizler de sizlerin insani eğitimleri sayesinde bugünlere geldik.

Elini taşın altına koyan yiğit bir Ermeni’ydi ustam. Ermenilerin bilinçli bir temsilcisiydi. Halkların acılarını hep yüreğinde hissetti. 1915 trajedisine değinmekten çekinmeyen, ama halkların kardeşliğine de inanan bir insandı.

Devamlı araştırdı ve yazdı. Anadolu Ermeni halkının gerçeklerini insanlara iletmek için didindi durdu. Onun bu çabasının boşa gitmediğine yürekten inanıyorum.

Ustamın iki kimliği vardı: Buzdolapçı (Kami) ve gazeteci. Kardeşim Hrant’la birlikte Agos’un o zor günlerinde vermiş olduğu mücadeleyi en yakın bilenlerden biri olarak, ikisinin de aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum.

Sessiz Ermeni’nin sesi oldular. Sağ olsunlar. “Sevilmeyi istiyorsan önce sevmeyi bileceksin” şiarıyla, kalplerdeki yerlerini aldılar. Vücut dünyaya gelir ve ölür ancak fikirler yaşamaya devam eder. Varbed! Sonsuzluğa uzanan yolculuğun başladı. Ancak bize bıraktığın yokluğun bilesin ki çok zor olacak.

Ben şimdi mücadelelerini verdiğin sevenlerinle, hele de babamla ve Hrant’la birlikte olacağın için senin adına çok mutluyum.

Koca yazarın dediği gibi, çılgın atlarınızı ata yadigârı topraklarda gönlünüzce sürün.

Varbed! Rahat uyu. Emanetin yetiştirdiklerinin teminatıdır.

Sevgi ve saygıyla,

Çırağın.