Gorki’nin 1915’le imtihanı

Berlin’deki Maxim Gorki Tiyatrosu 7 Mart – 25 Nisan arasında Ermeni Soykırımı’nın 100. yılına ithaf edilen ‘Nisan’da Kar Yağar: Bir Tutku ve Paskalya’ isimli bir etkinliğe ev sahipliği yapıyor. Bu yıl Paskalya Bayramı’nın kutlandığı haftasonuna denk gelen 2-6 Nisan arasında dünyanın dört bir yanından gelen davetliler Gorki sahnesinde buluştu. Çok yoğun geçen bu beş gün içinde tiyatro oyunları, dans ve performans gösterileri sahnelendi, film gösterimleri yapıldı ve konserler verildi. Davetliler içinde Atom Egoyan’dan Fatih Akın’a, Arsinée Khanjiyan’dan Arto Tunçboyacıyan’a kadar birçok önemli sanatçı vardı.

Berlin’in tam göbeğindeki Maxim Gorki Tiyatrosu’nun kapısından içeri adım atmaz ‘Nisan’da Kar Yağar’ etkinliği için özel olarak hazırlanan posterler karşıma çıkıyor. Posterlerde etkinlikte yer alan sanatçılar var. Hepsinin elinde, başında, yüzünde nar taneleri… Soykırımdan sonra dünyanın dört bir yanına saçılan Ermeni halkını simgelemek için kullanılan bu nar taneleri, Gorki’nin de dört bir yanına saçılmış. 

Fuayede, posterlerin tam karşısında bir duvar büyüklüğünde Ararat resmi asılı, hemen önünde de bir müzik kutusu duruyor. Müzik kutusundan -bozuk para atmadan- Gomidas, Nalbantyan, Berberyan, Hampartzumyan gibi önemli Ermeni bestecilerin şarkıları dinlenebiliyor. Sanatçı Silvina Der Meguerditchian’a ait bir yerleştirme bu. Der Meguerditchian aynı zamanda Gorki’nin çeşitli koridorlarına yayılan serginin de küratörlüğünü yapmış.

Soykırımı Akın’dan sorun

Programın en kalabalık ve en şenlikli etkinliği ‘The Cut’ın gösterimi oldu. Çoğu izleyici filmi beğenirken, bir kısım filmin ilk yarısının heyecanlı olduğunu fakat Nazaret’in yolculuğunun başladığı diğer kısmı sıkıcı bulduklarını belirtti. Gösterimden sonra, film eleştirmeni Knut Elstermann’ın moderatörlüğünde Fatih Akın’la bir soru-cevap seansı yapıldı. Elstermann konuşmasına “Fatih Akın Ermeni Soykırımı üzerine yedi yıldır çalışıyor. O yüzden ona bu konuda istediğinizi sormaktan çekinmeyin” diyerek başladığında Akın bu konuda alçakgönüllülük göstermedi. Hatta filminin çeşitli kesimler tarafından tatmin edici bulunmamasının sebebini de uzun süreli çalışmasına yordu: “ Yedi yıldır soykırımla yatıp, soykırımla kalkan biri olarak herkesin bu konuda benim kadar bilgi sahibi olduğu yanılgısına düştüm.” Akın, filmiyle ilgili duyduğu en güzel iki sözün de Delal Dink ve Rakel Dink’ten geldiğini anlattı: “Delal Dink, İstanbul’daki bir sinema salonunda böyle bir filmi izlemesini mümkün kıldığım için teşekkür etti. Rakel Dink ise, Trabzonlu Ogün Samast’ı kastederek, Trabzonlu bir gencin kalbini kırdığını ve Trabzon’dan başka bir gencin, ailem Trabzonlu, kalbini fethettiğini söyledi.”

‘Ararat’taki karakterler artık yok’

Etkinlikte Atom Egoyan’ın katılımıyla ‘Ararat’ da gösterildi. Egoyan, Elstermann’la yaptığı konuşmada filminin her sahnesini katman katman irdeleyerek ve yorumlayarak zihin açtı. Egoyan filmini bir ‘diaspora müzesi’ olarak tanımlayarak onun için diasporalı bir Ermeni olmanın ne demek olduğunu anlattı. Yönetmen, Ararat’ın çekildiği 2002’den bu yana Türkiye’de çok fazla şeyin değiştiğine dikkat çekerek, şöyle konuştu: “Türkiye’de soykırımın hâlâ büyük bir hassasiyetle konuşulması gerektiğini biliyorum ve yine de artık Ermeni Soykırımı’ndan haberi olmayan kimse yok. Ciddi bir kesimin cevaplandırılmasını istediği sorular var. Bu cevaplanmayan sorular bana rahatsızlık verdiği kadar onlara da rahatsızlık veriyor. Devlet inkârından hâlâ bütün kalbimle nefret ediyorum, fakat artık Türkiye’de bu inkârın önüne geçen entelektüeller, sanatçılar ve bireyler sayesinde önemli bir yol kat edildi ve bizim şu anda burada toplanmamızı sağlayan da bu ilerleme. ‘Ararat’ta gördüğümüz karakterleri bugün görmemiz mümkün değil.”

Gorki’nin hemen önünde ard arda sıralı dört ekranda Egoyan’ın ‘Aurora’ isimli video yerleştirmesi bulunuyor. Egoyan’ın bu enstalasyonunda ABD’ye kaçtıktan sonra 1915’te yaşadıklarını kitaplaştıran ve bu kitaptan uyarlanarak çekilen ‘Ravished Armenia’ (Kirletilmiş Ermenistan) filminin başrolünü oynayan Aurora Mardiganyan’ın anılarından biri, sekiz kadın tarafından parça parça anlatılıyor. Mardiganyan’ın anıları sadece Egoyan’a değil, Arsinée Khanjiyan’a da ilham kaynağı olmuş. ‘Ravished Armenia’ filminin bilinen diğer adı ‘Auction of Souls’ (Ruhların Müzayedesi) adını ders-performansına veren Khanjiyan, bu performansta uzun uzun Mardiganyan’ın Türkiye’den ABD’ye uzanan acıklı hikâyesini daha da acıklı hale getirerek anlattı. Khanjiyan’ın anlatımında  Mardiganyan’ın Charlie Chaplin’le yaşadığı komik bir hikâye bile ajitasyon kurbanı oldu. ‘Auction of Souls’ seyirciden çok büyük alkış aldı.

Almanların rolü

Khanjiyan’ın performansından sonra ABD’li iki genç yönetmen Garin Hovannisian ve Alec Mouhibian’ın katılımıyla ‘1915’ filminin gösterimi yapıldı. Film izleyiciler tarafından çeşitli gerekçelerle beğenilmedi ve yönetmenler gelen eleştirilere, seyirciyi zaten memnun etmek gibi bir niyetleri  olmadığını söyleyerek karşılık verdi.

Beş gün boyunca oturumlarda en çok öne çıkan mevzu Almanların Ermeni Soykırımı’ndaki rolüydü. TAZ gazetesi Türkiye muhabiri Jürgen Gottschlich, akademisyen Christin Pscichholz ve Der Spiegel’in uzun yıllar editörlüğünü yapan Wolfgang Gust’un konuşmacı olarak yer aldığı ‘Almanların Sorumluluğu’ başlıklı panelde dinleyicilere Almanların soykırıma ne derece dahil olduğu anlatıldı. Almanya’nın Holokost’la yüzleştiği gibi Ermeni Soykırımı’yla yüzleşmesinin ve ders kitaplarında bu tarihe de yer verilmesinin çok önemli olduğunun altı çizilirken, Gust konuşmasını kendi adına Ermenilerden özür dileyerek bitirdi.

Arto Tunçboyacıyan grubu ‘1TO3’ ile Cumartesi gecesi şahane bir konser verdi. Tunçboyacıyan, “Bugün 24 Nisan, yarın 25, yarın 26. Ve biz hep buradayız” gibi fantastik bir sözle 24 Nisan’ın onun için herhangi bir gün olduğuna vurgu yaparak konseri bitirdi.

Kısaca, Gorki’nin 100. yıl programında çok iyi olduğu kadar, hayalkırıklığı uyandıran etkinlikler olsa da, programın büyük bir özenle hazırlanmış olduğu ve Almanya’da Ermeni Soykırımı konusunda bir uyanışın başlangıcına işaret ettiği aşikâr.




Yazar Hakkında

1989 İstanbul doğumlu. Ermeni dili ve kültürü, yaşam, popüler kültür, müzik ve sinema haberleri yapıyor.