‘Unutturulan sadece 1915 değil’

Abdülhamit’in hükümdarlığında bir dertli Hagop Baronyan. Dergisi yine kapatılmış, kendini Pera’da bir meyhaneye atıyor. Baronyan’ın hemen ardından, üç dertli adam daha giriyor içeri. Sonrası da aile, aşk, azıcık para ve birazcık da iktidar meselelerinin tesadüflerle örülen bir komedi örgüsü ‘Pera’da Bir Akşam Vakti’.

Boğaziçi Üniversitesi Oyuncuları (BÜO), bu sezon sahneledikleri ‘Pera’da Bir Akşam Vakti’nde Hagop Baronyan ve Yervant Odyan’ın metinlerini yorumlayarak ve hatta onları da oyunlarının içine katarak, ‘100. yıldönümü’ temalı en iyi işlerden birini yapmışlar. Hele ki Yervant Odyan’ın 1915’te tutuklanıp mucize eseri hayatta kaldığını düşünürsek, Odyan’ı bu şekilde anmak, yaşatmak ve günümüz seyircisine tanıtmak, bu yıl yapılabilecekler arasında en kıymetlisi...

BÜO üyeleri, Hagop Baronyan ve Yervant Odyan’ın metinleriyle nasıl ilgilenmeye başladıklarına dair sorumu şöyle yanıtlıyor: “İncelediğimiz metinler Türkiye’nin gündeminden bağımsız olmuyor. Dert ettiğimiz konuları sahneye taşımayı hedefliyoruz. Bu sene, 1915’in 100. yılı kapsamında Hagop Baronyan’ın oyunlarını üniversite tiyatrolarında sergilemenin değerli olacağına kanaat getirdik. Baronyan’ın oyunlarını ve yazılarını okuduğumuz günlerde, İstanbul Amatör Tiyatro Günleri’nin bir ayağı olan Kültürel Çoğulcu Günler etkinlikleri kapsamında Murat Cankara’nın Yervant Odyan sunumunu dinleme fırsatı bulduk. Odyan’ın ‘Zavallı’ metniyle orada tanıştık. Yaz boyunca, bu topraklarda gerçekleşen tiyatro faaliyetlerini inceledik ve Türkiye tiyatrosunda Ermenilerin öncü bir konumda olduğunu gördük. Aynı zamanda 19. yüzyılda bu topraklarda yaşanan sosyopolitik dönüşümleri, özellikle ekonomik koşulları ve 1863’te hazırlanan Ermeni Anayasası’nı inceledik. Bu araştırmaların ardından, Baronyan ve Odyan’ın metinlerini yorumlayarak oyunun kurgusunu oluşturduk.”

1915’in 100. yıldönümünün bu oyunun ortaya çıkışında çok büyük bir rolü olsa da, oyunun geçtiği 19. yüzyılın ortalarında bu felaketi öngörmek mümkün değildi. Oyunda da, Ermenileri bekleyen felakete dair herhangi bir atıf yok zaten. Yine de özellikle bu yıl ortaya çıkan sanat ürünlerinde, bu topraklardaki Ermeni varlığının ve kültürünün acıyla harmanlanarak sunulduğuna sıkça tanıklık ettiğimiz için, bu oyun ayrıca çok anlamlı. Oyunda, günlük hayatın telaşesi içindeki Ermeni karakterler, politikaya ve sanata malzeme edilerek ve sanki 1915’ten önce yoklarmışçasına hayatları anormalleştirilen Ermenilerin de ‘normal insanlar olduğunu’ görmemizi sağlıyor. Unutmayalım, Ermeniler 1915’ten önce de vardı. Ekiptekilerin sözlerinden, niyetlerinin tam da bunu göstermek olduğunu anlıyorum: “Yaptığımız okuma- araştırma faaliyetleri sırasında fark ettik ki, unutulan, unutturulan sadece 1915 yılı değil; sanat alanında da bu inkâr politikası işletiliyor. Örneğin, Türkiye tiyatrosunun temelinin Ermeni tiyatrocular tarafından atıldığını bilmiyorduk, öğrenmiyorduk. ‘Pera’da Bir Akşam Vakti’nde sadece 1915’e değil, kültürel ve toplumsal varoluşu unutturulan bir topluma atıfta bulunmak istedik.” Bu yıl yapılan tüm kötü işler arasında, çölde bir vaha ‘Pera’da Bir Akşam Vakti’.

Oyunda gördüğümüz Ermenilik de bir ‘renk’ veya ‘bir karakter olarak Ermeni’ değil. Özellikle Yeşilçam filmlerinde sıkça görülen abartılı Ermeni veya Rum şivesi de yok. “Nasıl çalıştınız?” diye soruyorum ekibe; bazı kayıtları dinlediklerini, ekipte yer alan iki Ermeni arkadaşa arada sırada danıştıklarını fakat zamanla ‘yapanlar yapsın, yapmayanlar da yapmasın’ gibi bir karara ulaştıklarını anlatıyorlar.

Bir de tabii, müzikler... Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu’ndan müzisyen Fidel Kılıç ve Boğaziçi Üniversitesi Folklor Kulübü’nden iki kişiyle çalışan ekipten bazı oyuncular, ‘Ğapama’, ‘Aman Ağavni’, ‘Madağ Hokut’ ve bir ilahi seslendirerek, zaten bir şenlik havasında geçen oyuna daha da fazla eğlence katıyor. Şarkılar oyunda, hayal ile gerçeğin ayrımında, fantezi eseri anlarda ortaya çıkarak oyunun mizahını kuvvetlendiriyor. ‘Pera’da Bir Akşam Vakti’nin, hem oyunculuklar, hem de zekice mizahı sayesinde son zamanlarda izlediğim en komik oyun olduğunu da belirteyim.

Kategoriler

Kültür Sanat Tiyatro



Yazar Hakkında

1989 İstanbul doğumlu. Ermeni dili ve kültürü, yaşam, popüler kültür, müzik ve sinema haberleri yapıyor.