Robert Fisk: Almanya Hükümeti Holokost'u 'Yahudi Propagandası' olarak tanımlasa ne olurdu?

Robert Fisk, Independent’da yayımlanan 20 Nisan tarihli yazısında, 24 Nisan’da İstanbul’da düzenlenecek, kendisinin de katılacağı soykırım anmasını, Türkiye hükümetinin tutumunu ve Ermenileri kaleme aldı.

Papa’nın açıklamalarına Türkiye Hükümeti’nin verdiği tepkiyi “tarihi gerçekleri hırçın ve çocukça bir tutumla inkâr” olarak tanımlayan Fisk, “Bunu da yine aynı saçma 'savaş döneminin kaosu'nda uygulanan bir plan olduğu zeminine oturtup 'soykırım' ifadesinin İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra uydurulduğunu, dolayısıyla kendileri için geçerli olmadığını söylüyor.(..)Bu temelde bakıldığında, o zaman Birinci Dünya Savaşı da 'Birinci Dünya savaşı' değildi çünkü o dönem savaş, 'Birinci' Dünya Savaşı olarak anılmıyordu” ifadelerini kullandı. 

Fisk, '100 binden fazla Türk'ün kaçırılan, esir tutulan, tecavüze uğrayan veya Anadolu'dan Suriye'nin kuzeyindeki çöllere uzanan ölüm yürüyüşünde Müslüman yapılan Ermeni anneanneleri ve babaanneleri olduğunu yeni keşfettiklerini' belirtiyor ve Türk tarihçilerin Talat Paşa'nın yok etme emirlerini içeren ayrıntılı belgeler üzerinde çalıştıklarını ekliyor.

Yazar, 1992 yılında Suriye Çölü'nde Ermenilere ait kemik ve kafataslarını kendi elleriyle kazarak çıkardığı zamandan bu yana 'Ermeni soykırımı hakkında yazmaya' başladığını ve Türklerden de yazılarıyla ilgili çok sayıda mektup aldığını ifade ediyor.

Fisk'e göre "Türk hükümetinin inkârı sürdürmesi ölen Ermenilerin torunları için zalimce olduğu kadar, Türkiye için de tehlikeli." Fisk şöyle devam ediyor: "İhtiyar bir Ermeni kadının bana Türk milisleri bebekleri üst üste dizerken ve sonra onları ateşe verirken gördüğünü söyledi. Annesi de ona, bebeklerin çığlıklarının, ruhlarının cennete gidiş sesleri olduğunu söylemiş. Bu olaylar (ve kadınların köle olarak kullanılması), bugün IŞİD'in Türkiye sınırının hemen diğer tarafında etnik düşmanlarına karşı yaptıklarıyla tıpa tıp aynı değil mi? İnkar, tehlikelerle dolu bir yol. 

“Eğer Almanya hükümeti Holokost için bu ifadeleri kullansaydı..”

"Kendimize soralım. Almanya hükümeti, 6 milyon Yahudi'nin öldürüldüğü 1939-1945 'olaylarının' soykırım olarak tanınması taleplerinin 'Yahudi propagandası yapmak' ve 'tarihi, kanunu tahrif etmek' olduğunu öne sürseydi ne olurdu? AB geçen hafta Ermeni soykırımının tanınmasını talep edince Türk hükümetinin dediği de aşağı yukarı buydu. Eğer Almanya bu affedilmez sözleri Yahudi Soykırımı için kullansaydı, dünyanın büyükelçileri havaalanına doğru giderken çıkacak egzoz dumanlarından Berlin'i göremez hale gelirdiniz." 

'Kaçı Torosyan'ı hatırlıyor?' 

Fisk kendisinin de katılacağını belirttiği Taksim Meydanı'nda düzenlenecek anma ile aynı gün, Batı'dan üst düzey katılımla Çanakkale Savaşı'nın da anılacağına dikkat çekiyor ve soruyor:

"Onlardan kaçı acaba, Çanakkale'de Türkiye için savaşan Türk kahramanlar arasında, kız kardeşi kısa süre sonra soykırımda ölen, Ermeni Yüzbaşı Torosyan'ın da olduğunu hatırlayacak?"

O dönemi hatırlayan Ermenilerin hepsinin öldüğünü, yaklaşık 30 yıl sonra da Yahudilerin yaşadıklarını hatırlayan ve kurtulan tüm kuşağın da öleceğini belirten Fisk, yazısına şöyle devam ediyor:

"Ermeniler halkları zulüm görürken, onların hayatını kurtaran cesur Türklerin isimlerinden oluşan bir liste yapmalı. Türk tarihinin bu korkunç döneminde Ermenileri kurtarmak için kendi hayatlarını tehlikeye atan en azından bir vali, askerler ve güvenlik yetkilileri var."

Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Ermeni soykırımını inkâr etmeye devam ettiğini' söyleyen Fisk şu soruyu yöneltiyor: "(Erdoğan), tarihinin en karanlık döneminde milletinin onurunu korumaya çalışan cesur Türkler için hazırlanan bir Ermeni soykırımı anma kitabını imzalamayı reddetmeyi göze alabilir mi?"

"Yıllardır Ermenilere bu fikrimi söyleyip duruyorum. Geçen hafta Detroit'te de söyledim. İyi Türkleri onurlandırın. Maalesef herkes alkışlıyor fakat kimse bir şey yapmıyor."

Kategoriler

Güncel Dünya Gündem



Yazar Hakkında