Vapurların takip ettiği adam

Dört yıl önce ilk albümü ‘Mabel Matiz’ ile dinleyicisiyle daha yakından tanışan Mabel Matiz, 2013’te çıkardığı ‘Yaşım Çocuk’tan sonra üçüncü albümüyle karşımızda. Şarkılarını myspace’te paylaştığı günden beri kendine has üslubuyla kemik dinleyicisini oluştursa da, Şubat ayında piyasaya çıkan ‘Gök Nerede’ albümü ile portföyünü alabildiğine genişletip, çok dinlenilenler listelerine hızlı bir giriş yaptı. Matiz çoğunluğun beğenisine hitap edebileceği bir tarzı uzun vadede genişletmek istiyor ve ekliyor: “Bunun bir formülü yok bende hâlâ, galiba.”

“Her kesimden, her renkten, her fikirden insanı müziğimle bir araya getirmek istiyorum.” diyerek başlıyor sohbete Mabel Matiz. Toplumsal olaylarla ilgili ucuza kaçmadan söz edebilmenin, içine dert olanı göz bebeğimizi kanırtmadan yaptığın işe dahil edebilmenin meşakkatli olduğu zaman diliminde; hiç bağırmadan, olanca naifliğiyle bu ütopik hayalini gerçekleştirmeye çalışıyor sanatçı. Kâh Hrant Dink’in ardından yazdığı  ‘Öteki’ şarkısındaki “Hangi kan affeder bayım, kalbinizdeki kini?/ Hangi gök temize çeker, ellerinizdeki kiri?” dizeleriyle, kâh Gezi direnişi sonrasında yazdığı ‘Geziyorum Dünya İşte’de “Kardeşlik sokaklarda uluyorken/ Şaşırdın mı, yasak ne ayol?” ile…

Cevabını bildiği soruları sormaya bayılan çocuklar gibi Matiz. Geçtiğimiz albümlerindeki bu muzip merakını, son albümü ‘Gök Nerede?’de albümün ismine taşımış. Hiçbirimizin kafasında net olmasa da, albümü dinledikten sonra Matiz’in göğün nerede olduğunu bildiğine emin oluyorsunuz. Belki defalarca dinledikten sonra biz bile öğrenebiliriz bu sorunun cevabını, kim bilir… Bir çırpıda dinleyip sindirilebilecek bir şarkılar bütünü olmadığı muhakkak ‘Gök Nerede’nin. Sanatçı, her albümünde ozanlığını daha ön plana çıkarıyor; sevdiği ikinci yenicilerin esintilerini hissettirerek, her seferinde şiiri ve edebiyatı müziğe daha çok yaklaştırıyor.

‘Gel’ pozitif ve birleştirici bir şarkı

Her şarkının birbirinden ayrı bir öyküsü olsa da, albümdeki şarkıları bir hikâyenin farklı bölümleri olarak görebiliriz. Birçoğunda farklı coğrafyaların esintisi var; Urfa’dan, Kars’tan, Adana’dan, Kadıköy’den, Büyükada’dan...

Çok şükür, albümdeki şarkıların tümü onun çocuğu gibi değil. Hatta iki tanesini kolayca ayırt edebiliyor diğerlerinden; açılış ve kapanış şarkıları olan, ‘Tuzla Buz’ ve ‘Pullarımı Gömdüğüm Deniz’. “İkisinden birini seç” dediğimde hemen ‘Pullarımı Gömdüğüm Deniz’ diyor. Şarkıyı yazıp, kaydettikten sonra gelen rahatlık hissinin hoşuna gittiğinden bahseden Matiz, bu rahatlığı bilhassa ‘Pullarımı Gömdüğüm Deniz’den sonra hissetmiş.

Albümde yer alan ‘Gel’, son birkaç ayın en çok dinlenilenler listesinde. 2013 yılında yaptığı ‘Zor Değil’ patladıktan sonra yaşadığı şaşkınlığı, şimdi de hissediyor. Bu şarkıyı daha çok aşk acısından öleyazan insanlar dinlemeyi tercih etse de; ‘Gel’in pozitif ve birleştirici bir şarkı olduğunu düşünüyor sanatçı. Matiz, bu şarkının bu kadar sevilmesinde melodisinde yer alan obuanın getirdiği ‘Türk filmi’ hissiyatının, dolaylı olarak Anadolu-ozan geleneğine yapılan göndermelerin ve elbette Can Güngör’ün yaptığı aranjmanın büyük etkisi olduğunu düşünüyor. 

‘Alternatif kelimesinden nefret ediyorum’

Çok değil, üç beş sene öncesi müzik piyasasının ‘alternatif’ olarak tarif edilen müzisyenlerinin bugün en çok dinlenen isimler olmasına şaşırdığımı söylüyorum. Sadece Mabel Matiz değil, Ceylan Ertem, Jehan Barbur, Birsen Tezer… Matiz, bir dönem kendi müzik tarzını ‘alternatif pop’ olarak adlandırmış olsa da artık alternatif müzik tanımının çöktüğünü ve alternatif kelimesinden nefret ettiğini söylüyor: “Kimin kime alternatif olduğu konusunda boşluklar ve soru işaretleri var, bu da beni rahatsız ediyor.”

Albüm hazırlık süreciyle ilgili çok fazla konuşmuyoruz, zira çok sık rastlanmayan bir şey yapıp albüm güncesini  ‘vapurlarbizitakipediyor.tumblr.com’ isimli bloğa taşımış. Mabel Matiz’in müziğini sevenlerin, günceyi okurken ayrıca keyif alacaklarını düşünüyorum. Blog, albüm sürecinin yanında, Matiz’in çocukluğuna, hayatına, fikriyatına, müzik zevkine dair çok içten bir bakış sağlıyor. Blogun isminin hikâyesiyse şöyle: “Kanat Güner’in ‘Eroin Güncesi’ kitabında anlattığı bir anıdan geliyor o. Kafa yapıyorlar ve sonra sohbet esnasında o akşamdan bahsedilirken ‘kafamız o kadar iyiydi ki, vapurların bizi takip ettiğine inanmaya başlamıştık’ diye anlatıyorlar.”

‘Sürekli aşktan bahseden biri büyük problem yaşıyor olmalı aşkla’

Aşk üzerine, sevmek üzerine bu kadar güzel laflar eden birinin bu konu üzerine konuşmayı çok sevmiyor oluşu enteresan. Matiz, aşk üzerine konuştukça hislere ve yaşanılanlara bir sınır çizildiği düşüncesinde: “Anlatmak aşkı azaltmasa da bir şeyleri bozuyor sanki. Sürekli aşktan bahseden biri büyük bir problem yaşıyor olmalı aşkla ilgili.”

Konser sonrası gecenin bir yarısı, neredeyse sabahın ilk ışıklarını görene dek sohbet ettiğimiz için her sorudan önce “bu son” diyorum. Ertesi gün konseri olmasına rağmen, “devam edebiliriz” dediğinde, ben çoktan sorumu yöneltmiş oluyorum. Albümün bu kadar sevilmiş olmasından, insanların hep bir ağızdan şarkılarını söylemesinden o kadar mutlu ki; işiyle ilgili harcadığı vakitlerde müzmin bir memnun. Buna, birkaç ay süren turneler ve sürekli yolda olmak da dahil. 

Her röportajında utangaç çocukluğundan bahseden bu adamın, sahnede attığı ağırbaşlı çığlıklarla, dinleyiciyi bu şekilde etkisi altına almasına şaşırıyorum. 2010’da Salon İKSV’de ilk çıktığı konserle birkaç saat önceki konser arasındaki farkı soruyorum. Değişen çok şey olduğunu söylüyor: “Bir defa heyecan aynı heyecan değil” diyor ve devam ediyor “o gün ilk kez Mabel olarak sahneye çıkmıştım. Göksel’in sahnesine konuk olmuştum. Myspace yıllarımda yüzümü gizliyordum ve ilk defa orada gördü insanlar beni. O konserin üzerinden yıllar geçti ve bu esnada pek çok şarkı yaptım. Bu şarkıları birçok insanla beraber söyledik. İnsanların ‘Gel’i duyduklarında yükseldiklerini, bir nevi iyileştiklerini somut olarak görüyorum ve bu beni çok mutlu ediyor” diyor. 

Sohbetin sonuna doğru gelecekle ilgili, güzel ruhlarla ilgili beklentilerini mutlulukla dinliyorum. Mabel Matiz her şeyden öte o ruhlardan biri olma derdinde. Güzel ruhlarla dolu vapurların onu hep takip edeceğini düşünüyorum, umduğu şekilde.


Kategoriler

Kültür Sanat Müzik

Etiketler

mabel matiz


Yazar Hakkında