Kim Kashkashian: Dâhi değilim sadece yorumcuyum

Viyola virtüözü Kim Kashkashian ve piyanist Péter Nagy, 43. İstanbul Müzik Festivali kapsamında 10 Haziran akşamı Surp Vortvots Vorodman Kilisesi’nde bir konser verdiler.

Tigran Mansurian’a Kashkashian’ı sorduğumda, 22 yıllık çalışma arkadaşı Kashkashian için “Büyük müzisyen, büyük Ermeni, iyi dost” ifadelerini kullanmıştı. Bıraksam saatlerce konuşabilecek Mansurian’a karşılık, Kashkashian sorularımı birkaç cümleyle yanıtladı ve söyleşinin sonunda; “Mansurian eminim saatlerce konuşmuştur” dedi ve gitti. Kashkashian’la altı dakika süren bir söyleşi yaptık. 

Yeniden burada olmak nasıl bir his?

Harika! İstanbul’a dönmek, gerçekten mükemmel.

Üstelik soykırımın 100. yılında buradasınız...

İstanbul Müzik Festivali’nin tercihiydi. Dahil olduğum için çok mutluyum.

Yüzüncü yıl Ermeniler için bir milat olarak da görülüyor. Yeni başlangıçlar gibi… Sizin hayatınızda nasıl bir yeri var 100. yılın veya bir yeri var mı?

Tabii ki benim hayatımda büyük yeri var. Ailemin tamamına yakınını soykırımda kaybettim. Babam, kendi ailesinin tek kurtulan üyesi. Anne tarafımdan dedemin ve nenemin köyündeyse, bir onlar hayatta kalmış. Yani, hepimiz çok etkilendik ve sanıyorum 100. yıl, bizim için bir son değil. 

Geleceği Ermeniler açısından nasıl görüyorsunuz?

Herkes gibi. Modern dünyada tutunmaya çalışan insanlarız işte.

Belki genç müzisyenlere verebileceğiniz tavsiyelerden bahsedebiliriz...

Çocuklar, müziğe gerçekten ilgi duymalı; aileleri bu konuda onları zorlamamalı. Profesyonel olmak isteniyorsa eğer, çok çalışmak gerekiyor. Bu çalışma, yalnızca enstrümental düzeyde de olmamalı, müzikal estetiği de kapsamalı.a

Çalışma disiplininiz nasıl?

Müzisyenlerin hayatı, çok düzenli değildir. Çalışma günleri ve saatleri, her zaman aynı olmuyor. Yani, bir yandan işini yapıyorsun, bir yandan da sağlıklı ve zinde bir hayat sürmeye çalışıyorsun.

Çağdaş müzisyenlerden kimleri dinliyorsunuz?

Çok fazla müzik dinlemiyorum, çünkü arınmış bir zihne ihtiyacım var. Çok fazla ses, kendi müziğimi yaratmama engel olabilir.

Peki size sanatsal açıdan ilham veren başka bir sanat türü var mı?

Gördüğüm ve okuduğum her şey, benim için ilham kaynağı olabilir.

Tigran Mansurian, İKSV’nin siparişiyle festival için yaptığı bestenin, sizin özel isteğinizle neşeli bir viyola kompozisyonu olduğunu söyledi. Neşeli olmuş mu?

Mansurian’ın bestelerini hiçbir zaman tek bir duyguya sabitleyemeyiz. Onun eserleri tüm duyguları içinde barındırır.

Mansurian’la konuşurken, kendi zihnimdeki müzisyen ve kompozitör imgesine dair sorular sordum. Dâhiyle deli arasında gidip gelen bir imge bu. Siz de dünyanın en önemli viyola virtüözlerinden biri olarak, kendinizi bu aralıkta tanımlar mısınız?

Kesinlikle hayır. Ben yalnızca müzik yapmayı seven bir insanım. Ve bunu nasıl yapacağımı, yorumlama şeklimi ve duygularımı nasıl derinleştireceğimi öğrenmek, incelikli bir işti. Ancak bu beni dâhi değil, sadece müziği yorumlayan bir insan yapıyor.

Müzisyen olmak size mutluluk veriyor mu?

Aksini tahayyül edemiyorum. Sanıyorum mutluyum.

Kategoriler

Kültür Sanat Müzik


Yazar Hakkında

1989 İstanbul doğumlu. Ermeni dili ve kültürü, yaşam, popüler kültür, müzik ve sinema haberleri yapıyor.