Faşizmi öğrenmek için sağlam bir kaynak

‘Karşılaştırmalı Faşizm Çalışmaları’ kitabı, Türkçede bir hayli eksik olan faşizm çalışmaları alanındaki farklı yaklaşımları ve teorileri kapsayan zengin içeriğiyle bu eksikliği kapatmak adına atılmış çok önemli bir adım.

EMRE CAN DAĞLIOĞLU

Faşizm, Türkçede sıklıkla kullanılan ve bu sıklığın kelimenin tüm içeriğini yerle yeksan ettiği bir kavram. Genellikle ırkçılık ve otoriterlik yerine kullanılan kavramın gündelik dildeki yoğunluğu ise söz konusu ideoloji üzerine yapılabilecek çalışmalara yansımıyor maalesef. Faşizm üzerine Türkçede üretilen özgün eser sayısı yok denecek kadar azken, son 15 yılda Türkiye akademyasında doğrudan faşizm üzerine yazılmış tezlerin sayısı ise yalnızca altı.

Serinin üçüncü kitabı

Fakat neyse ki, İletişim Yayınları son beş senedir faşizm üzerine yapılan çevirileri ‘Faşizm İncelemeleri’ başlığı altında daha da sistematik hale getirdi. 2010’da Stefan Breuer’in Fransa, İtalya ve Almanya’yı incelediği ‘Milliyetçilik ve Faşizmler’ kitabını, 2011’de Henri Michel’in faşist sistemlere coğrafya anlamında çok daha geniş ölçekli baktığı ‘Faşizmler’ kitabı izledi. Akademik bir çalışma olmasa da, Nazi rejimi gündelik dil üzerinde yarattığı değişimi çok başarılı biçimde anlatan Victor Klemperer’in ‘LTI: Nasyonal Sosyalizmin Dili’ kitabını da es geçmemek gerekir. Sözünü ettiğim serinin ilk kitabı ise George Mosse, Stanley Payne ve Emilio Gentile’yle birlikte karşılaştırmalı faşizm çalışmaları literatürünün ciddi anlamda gelişmesini sağlayan Roger Griffin’in ‘Faşizmin Doğası’ oldu. Bu kitabın ardından, faşizmin psikolojik-indirgemeci tanımlarının ötesinde politik muhteviyatına ve işlevsel gelişimine odaklanan Robert O. Paxton’ın ‘Faşizmin Anatomisi’ kitabı basıldı. Şimdi de serinin üçüncü kitabı olarak, Constantin Iordachi’nin derlediği ve faşizm çalışmalarından bir miktar haberdar olan herkesin bir çırpıda sayabileceği araştırmacıların çok önemli makalelerinin yer aldığı ‘Karşılaştırmalı Faşizm Çalışmaları’ raflarda yerini aldı.

Üç bölümden oluşan kitap, editör Iordachi’nin ‘karşılaştırmalı faşizm çalışmaları’nın arkaplanı ve gelişimine dair yazdığı uzun giriş yazısıyla açılıyor. İlk bölümünde ise faşizm üzerine yapılmış karşılaştırmalı çalışmaları değerlendiren ve bu çalışmalardan kullanılan ‘ideal faşizm tipleri’ni ortaya koyan makaleler yer alıyor. Vichy Fransası üzerine yazdığı iki kitapla ilgili literatürü sarsmayı başaran Zeev Stemhell’in ansiklopedik ‘Faşizm’ makalesiyle açılan bölüm, yine alanın öncü isimlerinden George L. Mosse’nin faşist ideoloji ve kültürün temel özelliklerinden yol çıkarak, genel bir faşizm tanımı yapmaya çalıştığı makalesiyle devam ediyor. Bölümün üçüncü makalesi ise Stanley G. Payne’in faşizme yönelik yaptığı bir taslak tanım denemesi. Birbirlerinden farklı faşizm modelleri sunan makalelere Roger Griffin’in faşizm çalışmalarında sıklıkla kullanılan ‘ideal tip’ modellerinin temel özelliklerini sıraladığı makaleyi de eklemek mümkün. Bölümün beşinci makalesinde ise yine Griffin, faşizmin tanımı konusunda sağlanmaya başladığını belirttiği uzlaşının çekirdeğini, kendisinin faşist ideolojinin kalbi olarak ileri sürdüğü ve faşizmin kitleleri etkilemek için kullandığı bir ulusal yeniden doğuş miti olan ‘palingenesis’ kavramının oluşturduğunu ileri sürüyor. Bölümün son makalesinde Roger Eatwell, bir sisteme faşist denebilmesi için gereken olmazsa olmazların belirlendiği ‘faşist minimum’ların yerine, faşizmin esnek bir kalıpla tanımlanabileceğini belirtiyor.

Kitabın ikinci bölümü de Robert O. Paxton’ın faşizmin beş aşamasını sıraladığı meşhur makalesiyle açılıyor. Bölümün ikinci makalesi ise Michael Mann’ın faşizm çalışmalarına yönelik önemli eleştiriler getirdiği ‘Fascists’ (Faşistler) kitabından derlenmiş. Faşist rejimlerin tarihlerinin ihmal edilerek yazıldığını belirten Aristotle Kallis de makalesinde faşist ideoloji ve hareketler yerine faşist rejimleri odağına alıyor ve yeni bir rejim tipolojisi öneriyor. Bu bölümün son makalesinde ise Nazi dönemi tarihyazımının en büyük isimlerinden Ian Kershaw, Alman siyasi kültürünün özgün nitelikleri, Avrupa’nın tarihsel koşulları ve Hitler’in kişiliği sebebiyle benzersizleşen Nazizm’in diğer diktatörlük rejimleriyle çok sayıda benzerliğini sıralayarak, Nazizm’i bir faşizm biçimi olarak tanımlıyor.

Siyasetin kutsallaştırılması ve siyasal din

Kitabın son bölümü ise Emilio Gentile’nin faşizmin dünyevi olgulara kutsallık atfeden seküler bir siyaset biçimi olarak siyasetin kutsallaştırılmasından doğduğunu ileri sürdüğü makalesiyle açılıyor. Aynı bölüm, Gentile’nin bu tezine eleştirel yaklaşan Richard Steigmann-Gall’ın Nazi Almanyası’nı, Constantin Iordachi’nin ise Faşist Romanya’daki Demir Muhafızları incelediği makaleler ve Roger Griffin’in siyasal din kavramını incelediği kısa yazısını da içeriyor.

Ezcümle ‘Karşılaştırmalı Faşizm Çalışmaları’ kitabı, Türkçede bir hayli eksik olan faşizm çalışmaları alanındaki farklı yaklaşımları ve teorileri kapsayan zengin içeriğiyle bu eksikliği kapatmak adına atılmış çok önemli bir adım. Alanın birbirinden ayrışan veya yakınsayan tezlerini bir arada görebilme imkanı sağlayan bu kitap, aynı zamanda çok sağlam bir ‘faşizme giriş’ külliyatı niteliğinde. 

Karşılaştırmalı Faşizm Çalışmaları
Derleyen:Constantin Iordachi
Çeviri: İsmail Ilgar
İletişim Yayınları
571 sayfa.