Bilirkişi ‘seçim’ dedi

Balıklı Rum Hastanesi Vakfı seçimleri ile ilgili süren bir davada bilirkişi heyetinin verdiği rapor, seçim için yeni yönetmelik bekleyen tüm azınlık vakıflarına yol gösterir nitelikte. Rapora göre yeni yönetmeliğin çıkmadığı durumda eski yönetmeliğe göre seçim yapılabilir.

Türkiye’deki Ermeni, Rum, Bulgar ve Yahudi gibi azınlık vakıfları, diğer vakıflardan farklı olarak özel bir yönetmelikle seçim yapabiliyor. Söz konusu yönetmeliğin, 2013 yılının Şubat ayınnda yürürlükten kaldırılması nedeniyle azınlık vakıfları o tarihten bu yana yönetim kurulu seçimi yapamıyor. Yeni yönetmelik tüm girişimlere rağmen henüz yayımlanmamışken, Balıklı Rum Hastanesi Vakfı için istenen bir bilirkişi raporu, seçim, seçmen ve seçim bölgesi konularında yaptığı çarpıcı saptamalarla dikkat çekti.

Balıklı Rum Hastanesi Vakfı’nı seçim yapamayan diğer vakıflardan ayıran özelliği, bizzat başkanının engellemesi nedeniyle 1991’den bu yana seçim yapmaması. Rum toplumu üyesi Evangelos Mihailidis’in bu konuda açtığı dava devam ediyor. Bakırköy 7. Asliye Hukuk Mahkemesi, geçen duruşmada, vakfın seçim yapmamadaki son bahanesi olan yönetmelik sorununun çözümüne ilişkin olarak bilirkişi tespiti yapılmasına karar verdi. Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi akademisyenlerinden üç uzmanın hazırladığı bilirkişi raporu mahkemeye ulaştı. 7 Temmuz’da yapılan duruşmada bilirkişi raporu okundu. Balıklı Rum Hastanesi Vakfı davası özelinde hazırlanan rapor, hukukî anlamda, bütün gayrimüslim vakıflara ışık tutuyor. Mahkemenin bu davada vereceği karar diğer vakıflar için emsal teşkil edecek.

Eski yönetmelik geçerli

Bilirkişi, vakıfların uzun süredir, seçim yönetmeliği olmaması nedeniyle seçim yapamamasına dair görüşlerini açıkladı. Raporda, Vakıflar Kanunu’nun geçici 2. maddesine dayanılarak, yeni yönetmelik olmasa dahi, 16 Eylül 2004’te çıkarılan ve vakıfların seçimlerini düzenleyen yönetmeliğin geçerli olacağı belirtildi.

Mahkeme yolu açık

Görev süreleri dolan vakıf yönetimlerinin, yeni yönetmelik çıkarılıncaya kadar görevlerine devam etmelerinin hukukî dayanağının olmadığının belirtildiği raporda, hukukî olarak vakıflardan yararı bulunanların mahkemeye başvurabileceğine işaret edildi.

Vakıfların seçim ve yönetim mevzuatlarındaki hukukî boşlukların da tespit edildiği raporda, açıkça belirtilmeyen tüm hususlarda, diğer vakıflara uygulanan mevzuatın cemaat vakıflarına da uygulanacağı belirtildi.

Raporda, Balıklı Rum Vakfı’nın dört yılda bir yapması gereken seçimleri yapmadığına da dikkat çekilerek, vakfın yasal mevzuata uyma zorunluluğunu yerine getirmemiş olduğu ve mahkemenin yönetimi görevden uzaklaştırma yetkisinin bulunduğu ifade edildi.

‘Hayrattan yararlananlar vakıf seçmenidir’

Bilirkişi, uzun süredir gayrimüslim cemaat vakıflarının en önemli tartışmalarından biri olan seçim bölgesi tartışmasını da yorumladı. Raporda şu tespitlere yer verildi:

“Vakıf hayratının bulunduğu bölgede oturmak yalnız başına cemaat üyesi olmak için yeterli olmadığı gibi, gerekli de değildir. Cemaat vakıflarının kurulduğu çok eski zamanlarda, ulaşım bugünkü kadar gelişmiş olmadığından, genellikle vakfedilen hayrattan yararlanmak ancak o bölgede oturmakla mümkün olduğundan, ‘o bölgede oturma’ ve ‘o vakıf hayratından yararlanma’ kavramları birlikte mütalaa edilmekte ve aynı şey sayılmaktaydı. Oysa, günümüzde ulaşımın eskisi ile mukayese edilemeyecek ölçüde gelişmiş olması karşısında, bir bölgedeki vakfî hayrattan yararlanabilmek için, hiçbir suretle o bölgede oturmak gerekmediği açık bir gerçektir. Bu nedenle, cemaat üyeliğinin o bölgede oturma kavramından bağımsız olarak, münhasıran vakıf hayratından fiili olarak yararlanma kriterine göre belirlenmesi zorunludur. Bununla birlikte, vakıf hayratının bulunduğu bölgede oturmak, yararlanmanın fiili karinesi olarak görülebilir.”

Bilirkişi raporunda Danıştay 12. Dairesi’nin 1972 yılında verdiği bir karar da hatırlatılarak, “Vakıf hayratından yararlananlar topluluğuna dâhil olup da medenî hakları kullanma ehliyetine sahip her bireyin seçmen olarak seçime katılma hakları vardır” ifadelerine yer verildi.

‘Karar bu yönde çıkarsa emsal olur’ 

Davayı açan Mihailidis’in avukatı Cem Sofuoğlu, bilirkişi raporunu değerlendirdi. 

“Bilirkişi, mahkemeye, yönetim kurulu üyelerinin görevden alınabileceğini söylüyor. En önemlisi de, ‘Yasal süreç içinde yönetmelik çıkarılmadığı için seçim yaptırılabilir’ demesi. Ayrıca, mevcut yönetimin varlığının hukukî bir zemini olmadığına dikkat çekiyor.”

Görev süreleri dolduğu halde seçim yönetmeliği olmadığı için çok sayıda gayrimüslim vakfın seçim yapamamasına da değinen Sofuoğlu, “Mahkeme önümüzdeki duruşmada nihai kararını verecek. Bilirkişinin raporu doğrultusunda karar vermesi durumunda söz konusu karar emsal teşkil edecek. Diğer vakıf yönetimleri için de dava açılması gerekecek.”

‘Bilirkişinin seçim yorumu olumlu’

Vakıf seçimlerine katılım konusunda bilirkişinin kapsamlı bir yorum yaptığını belirten Sofuoğlu, tartışma konusu olan seçim bölgesi sorununa ilişkin değerlendirmenin olumlu ve önemli olduğunu söyledi. Sofuoğlu, vakıfların yeni seçim yönetmeliğinin halen yayımlanmamış olmasının anlaşılır bir tarafı olmadığına dikkat çekerek, mahkemenin kararının ardından yönetmeliğin çıkarılmasının beklendiğini ifade etti. 


Kategoriler

Toplum Vakıflar



Yazar Hakkında

1985 doğumlu. Güncel politika, insan hakları, azınlık mülkleri ve Kürt meselesi üzerine haberler yapıyor. Musa Anter Gazetecilik Ödülleri 2008 yılı en iyi haber ödülü sahibi.