Üzümler kutsandı Hriseler pişti, eller barış için birleşti

Ermeni Apostolik Kilisesi’nin beş büyük bayramından biri olan ve 3 gün süren, Meryem Ana’nın Göğe Alınışı Yortusu Vakıflıköy’de kutlandı. Türkiye Ermenileri Patrikliği Genel Vekili Başpiskopos Aram Ateşyan ve Vakıflı Köyü Papazı Avedis Tabaşyan'ın yönettiği Pazar ayininde hasat edilen üzümler kutsandı ve hrise kazanları başında hep beraber edilen dualarda, barış ve huzur dilendi.

‘Verapokhum Surp Asdvadzadzin’ yani Meryem Ana’nın Göğe Alınışı Yortusu, bu sene de her sene olduğu gibi Vakıflıköy’de coşkuyla kutlandı. Üç gün süren Yortu, Pazar Meryem Ana Kilisesi'nde, Türkiye Ermenileri Patrikliği Genel Vekili Başpiskopos Aram Ateşyan ve Vakıflı Mahallesi Papazı Avedis Tabaşyan'ın yönettiği, ilahiler ve dualar okunan ayinle sona erdi. 

Katılımın yoğun olduğu, Samandağ Kaymakamı Cahit Çelik’in, Vakıflı Köyü Ermeni Cemaati Başkanı Cem Çapar ve Vakıflı Köyü Muhtarı Berç Kartun ile beraber izlediği Ayin sonunda, bağ bozumu ile hasat edilen üzümler tüm yılın bereketi için dualarla kutsandı ve ardından misafirlere dağıtıldı. 

Ermeni vekiller de katıldı 

Bu seneki yortuya Vakıflar Genel Meclisi Azınlık Vakıfları Temsilcisi Toros Alcan, CHP İstanbul Milletvekili Selina Doğan ve HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylon da katıldı. Yanı sıra, Samandağ Kaymakamı Cahit Çelik, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Lütfü Savaş ve Samandağ Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Kamacı da bu seneki Yortu’nun misafiri oldu.  

Meryem Ana Yortusu için Vakıflı’ya gelen isimlerden biri olan CHP İstanbul Milletvekili Selina Doğan, “Musa Dağı’nın 100. Yılı’nda, Dünya’nın dört bir yanından kalkıp buraya gelen Musa Dağlıların ve tüm Dünya’daki Ermenilerin Meryem Ana Yortusu’nu en içten dileklerimle kutluyorum. Burada kaynayan kazanların ve üzümlerin bereketinin sonsuza kadar sürmesini diliyorum” dedi. 

“Kendi toprağımızda, yaşamakla ölmek arasındayız” 

Vakıflı’daki bu önemli güne, kucağındaki minik torunuyla gelen İnsan Hakları Derneği (İHD) Merkez Yürütme Kurulu üyesi Hatice Can da duygularını paylaşanlar arasındaydı. “Vakıflı ile ilgili, ya da Türkiye ve Ortadoğu ile ilgili hüzünlü insanlardan birisiyim” diyen Can, şunları söyledi:

“Geçen yıl bu dönemde Keseb’te yaşanan saldırı dolayısıyla son derece yaşlı Ermeniler buradaydı, onların bir takım sözleri vardı, unutmadığımız, unutamadığımız…’Kendi toprağımızda, yaşamakla ölmek arasındayız’… Ne yazık ki, milyonlarca insan, bu savaş dolayısıyla topraklarından sürüldü ve bunca insanın yeniden dönememe kaygısı var ve o kaygı hala çok güçlü. Ama bugün, her zamankinde daha fazla ve daha güçlü bir şekilde ‘Savaşa Hayır’ dememiz gereken bir gündeyiz. O nedenle; giderek azalan, solan, kimliğinden koparılmaya çalışılan insanlarla birlikte ve dayanışma içinde olmak için her yıl Vakıflı’ya geliyorum, ki bu yıl daha büyük bir istekle geldim.”

“Bazı insanlarda çekingenlik oldu”

Bu sene, her seneden daha az bir kalabalığı ağırladıklarını, bunda da bugüne ekli ülke şartlarının etkili olduğunu söyleyen, Vakıflı Köyü Muhtarı Berç Kartun ise, Meryem Ana Yortusu ile paylaşılan duaların ve dileklerin tüm Dünya’ya özlenen barışı getirmesini diledi: 

“Bu sene, Ermeni Milletvekillerimiz de bizleri ziyaret etti, moral ve destek verdi. Hep beraber, güzel bir şenlik havasında 3 günümüzü geçirdik. Ancak son yaşananlar nedeniyle, bazı insanlarda çekingenlik oldu, korku oldu. Ama biz geleceklere moral verdik, ‘korkmayın’ dedik. Ama yine de o korkuyla gelmeyenlerimiz de oldu. Yine de çok güzel bir 3 gün ve çok güzel bir Bayram geçirdik. Ermenistan ve dünyanın her tarafından misafirlerimizi ağırladık. Bir tek Suriye ve Lübnan’dan yoktu. O da savaş dolayısıyla… Her şeye rağmen güzel oldu.”

“Kuş, doğduğu yere illa ki döner” 

Eşi, bir kızı ve bir oğlu ile beraber Vakıflı’daki bu özel güne katılanlardan biri de, Hovig Boyajyan (48) oldu. Suriye’de 2011’de başlayan ve her sene daha da derinleşen savaşın acılarından kaçan, son 3 senedir de Türkiye’de yaşayan Boyajyan Ailesi adına konuşan Baba Hovig Boyajyan, fotoğraf karesine girmek istemeyen çocukları için, “Yaşadıkları kolay şeyler değildi, etkisi hala güçlü” demeyi ihmal etmedi. Halep’ten geldiklerini söyleyen Hovig Boyajyan’ın kelimeleri, yürekleri burktu… “Geride ne mi bıraktım? Ömrümü bıraktım. Mal, mülk her şey… Yaşadığımız hayatı… Bunları unutmak mümkün mü? Ama bir kuş, doğduğu yere illa ki bir gün döner…”

Kategoriler

Toplum Kilise



Yazar Hakkında