Sınır Tanımayan Gazeteciler: Türkiye'de sansür nereye varacak?

Uluslararası Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütü, Doğan Yayın Grubu’na “terör propagandası”ndan soruşturma açılmasını, Nokta dergisine polis baskını düzenlenmesini ve Cumhuriyet gazetesi sitesine erişim engeli getirilmesini kınayan bir açıklama yayınladı; “Yetkililer eleştirel sesleri susturmada işi nereye vardıracak?” diye sordu.

Açıklamada, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Doğan Yayın Grubu yetkilileri hakkında Terörle Mücadele Kanunu’nun 7/2 maddesi uyarınca ve “terör örgütü propagandası”ndan açtığı soruşturmanın hükümete yakın Güneş gazetesinde çıkan haberin kaynaklık ettiği belirtildi. Söz konusu haberde, Doğan Grubu’na bağlı gazetelerde çıkan  haberlerde güvenlik kuvvetlerinin öldürdüğü PKK militanının yüzünü gizlenirken, aynı uygulamayı öldürülen bir asker için yapılmadığı ileri sürülüyor.  Yargının daha önce takipsizlik kararı verdiği başka suçlamalar da savcılıkça olduğu gibi soruşturma dosyasına dahil edildi.

“Saldırıda sorumluluğu bulunan vekil terfi etti”

Hürriyet’in daha önce astronomik vergi borçlarıyla uğraştığı hatırlatılan açıklamada, son olarak 6—ve 8 Eylül’de yaşana iki ayrı saldırının yapıldığını,  hükümetinse ancak ikinci gerçekleştirdikten sonra saldırıları resmi şekilde kınadığı belirtildi: ”Ancak yayınlanan mesaj net değildi: İlk saldırıda sorumluluğu bulunan bir AK Parti milletvekili, sorun yaşamak bir yana, bir hafta sonra partinin yetkili kurullarına üye olarak terfi etti.”

Açıklamada Nokta Dergisi’ne polis baskını ve sorumlu yazı işleri müdürünün gözaltına alınması, Cumhuriyet Gazetesi’ne erişim engeli, Gülen Cemaati’ne yakın Koza İpek Grubu merkezinde mali gerekçelerle arama yapılması ve çatışmaları izleyen üç yabancı gazetecinin bir hafta içerisinde sınırdışı edilmesine de yer verildi.

RSF Doğu Avrupa ve Orta Asya Bürosu temsilcisi Johann Bihr, “Sansürün yaygınlaştırılması hem hoş görülemez, hem de Anayasaya ve Ankara’nın uluslararası taahhütlerine aykırıdır. Bu kısıtlamalar özgürlük karşıtı olduğu kadar gerginliği daha da artırmaya, uçurum kenarındaki bir toplumu daha da bölmeye yarar” dedi.

“Terörle mücadele” reformu

Bihr, yetkililerden, sükûnete imkân verecek şekilde, demokratik tartışmaya izin vermelerini istedi. Kuruluş, Terörle Mücadele mevzuatında derin reforma gidilmesini isterken basın suçlarına dair mevzuatın da, bu tür kötüye kullanma tehlikelerini sınırlandırmak bakımından, yumuşatılması yönünde daha önce yaptığı çağrıyı yineledi.

Kategoriler

Güncel Basın