Suudi Arabistan’ın en cesur kadını

Badawi, insan hakları mücadelesine Suudi Arabistan’daki ‘erkek vesayeti’ sistemine karşı durarak başladı. Kendisine 15 yıl boyunca istismarda bulunan babasını mahkemeye veren Badawi, kadınların seçme ve seçilme hakkı ve ülkede kadınlara uygulanan araç kullanma yasağıyla savaştı. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı tarafından, çalışmalarına son vermesi için tehdit edilen Badawi’nin pasaportuna el kondu. Seyahat yasağı ve tüm diğer engellemelere rağmen, insan hakları alanındaki mücadelesine devam ediyor.

Uluslararası Hrant Dink Ödülleri, 15 Eylül Salı akşamı yapılan törenle yedinci kez sahiplerini buldu. Bu yıl uluslararası ödül, ‘kadın hakları savunuculuğu alanında öncü bir ses olması ve ülkesindeki insan hakları savunucularının uğradığı baskılar konusunda uluslararası farkındalık yaratması’ nedeniyle Suudi Arabistanlı kadın hakları savunucusu Samar Badawi’ye layık görüldü.

34 yaşında, 2 çocuk annesi Badawi’nin ağabeyi, ‘Özgür Suudi Liberaller’ bloğunun kurucusu Raif Badawi ve kocası insan hakları avukatı Waleed Abu al-Khair de hükümet tarafından terörizm suçuyla yargılanarak, kırbaç ve hapis cezasına mahkûm edilmiş durumda.

15 Eylül akşamı, Suudi Arabistan hükümeti tarafından kendisine uygulanan bu yasak yüzünden ödülünü almaya gelmeye gelemeyen Badawi’nin yerine, onun çalışma arkadaşı Elsa Saade bizlerleydi.

“Samar burada olamıyor. Bu yüzden hem çok üzülüyor, hem de öfkeleniyorum. Benim olmayan bir sesi buraya taşıyorum. Samar gibi insanların aramızda olabilmesi ve sizlere seslenebilmesi gerekiyordu. Ne yazık ki bu şu an mümkün değil” diyen Saade ile Samar Badawi’yi konuştuk. 

Elsa Saade. Fotoğraf: Berge Arabian

Badawi’nin iş arkadaşı olarak yaptığınız çalışmalardan kısaca bahsedeblir misiniz?

Lübnan merkezli insan hakları örgütü Gulf Center için çalışıyorum. İran, Irak, Suriye ve Körfez ülkeleri de dahil pek çok ülkede insan hakları savunucularına destek veriyoruz. Suudi Arabistan’da işbirliği yaptığımız kişi de kadın insan hakları savunucusu Samar Badawi… Kendisi İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün Suudi Arabistan’daki temsilcisi olduğu için onunla çalışma fırsatı bulduk.

Aramıza katılamadı, şu an kendisi ne durumda?

Şu an pasaportu elinden alınmış durumda. Seyahat edemiyor. Yaklaşık bir sene öncesine kadar farklı ülkelere gidip oralarda konferanslara katılabiliyordu. Birkaç ay önce de kendisiyle tüm irtibatımız kesildi. Hükümetten gelen tehditler yüzünden sessiz kalmayı tercih ettiğini düşünüyoruz. İki çocuğu var, eşi ve kardeşi hapishanede, kendisi de büyük risk altında.

Badawi’nin kişiliğinden bahsedebilir misin?

Bu soruya bir anımla cevap vereyim. Kendisine şu soruyu sorma fırsatım olmuştu: “Tekrar dünyaya gelme şansı olsaydın, nasıl bir hayatı tercih ederdin? Hangi ülkede dünyaya gelmek isterdin?” Bana, “Suudi Arabistan” dedi. Orada çok kötü koşullarda yaşıyor olmasına rağmen, böyle düşünüyordu. Samar, çok sevecen bir kişi ve harika bir annedir. Etrafındakileri düşünür. Bir yandan verdiği mücadeleye kendini adamış bir kadın aktivist, diğer yandan çok büyük bir yüreği olan sevgi dolu bir insan... İnsan hakları savunucularında bulabileceğiniz iki özellik…

Kendisinin çalışmaları Suudi Arabistan’da nasıl bir etki yarattı?

Samar, Suudi Arabistan’da kadınların araba kullanabilmesi için savaşan kadınlardan biriydi. Ne yazık ki 21. yüzyıl ve hâlâ böyle bir şey yaşayabiliyoruz. Ona kötü muamele yapan babasına karşı başkaldırabilmiş, kadınların seçme ve seçilme hakkını talep edenlerden birisi. Samar’ın bu hayali gerçek oluyor, kadınlar Aralık’taki yerel seçimlerde oy kullanabilecek ve aday olabilecekler. Bu çok büyük bir başarı ve ülkedeki kadınlara çok büyük bir umut kapısı aralıyor. Ancak, oy kullanmaya gidecek kadınları, sandığa eşleri götürmeyecek mi? Eşlerinin o kadınları etkilemeyeceği, oyunu zorla kendisinin istediği tarafa verdirmeyeceğinin garantisi var mı? Oyunu kullandıktan sonra kadını kim koruyacak? Bu gelişme çok olumlu, ama pek çok soruyu da beraberinde getiriyor. Samar ve arkadaşları, ülkeyi yavaş yavaş derinden etkiliyor.

Suudi Arabistan’daki insan hakları savunucularının yaşadıkları koşulları anlatabilir misiniz?

Ülkedeki pek çok insan hakları savunucusu, düşük bir profil sergilemek zorunda. İnternette anonim isimler kullanıyorlar. Bu durumun kendine has dinamikleri de var. Az sayıdaki aktivistler arasında dayanışma çok kuvvetli. Ama iletişim sorunlu, çünkü e-posta, mesajlaşma gibi yöntemlerle iletişime geçmek çok riskli olabiliyor. Çok ağır işleyen bir güvenlik protokolünden geçerek birbirleriyle konuşabiliyorlar. Kadın aktivistler eşlerinden büyük yardım görüyorlar. Pek çoğunun oldukça ilerici, Suudi Arabistan’daki durumun farkından olan eşleri var. Suudi Arabistan’daki aktivizm, dünyanın geri kalanındakinden oldukça farklı, sesini duyurmak çok güç; ama Samar’ın Hrant Dink Ödülü’ne layık görülmesi, bunun mümkün olduğunu gösteriyor. 

Kategoriler

Güncel İnsan Hakları



Yazar Hakkında