BERCUHİ BERBERYAN

Bercuhi Berberyan

KAPLUMBAĞA

Seçimden sonra

“Apartmanda tadilat yaptırıyoruz, asansör falan değişecek, adam çok doluymuş fiyat bile vermiyor” “Ne dedi?” “Seçimden sonra dedi.” “Doluluktan değil o, doların durumuna göre fiyat verecek.” Olabilir mi? Bal gibi olur.

 “İkinci el bir araba almak istiyorum, buldum bir iki tane çok da beğendim ama kimse satış işlemi yapmak istemiyor.” “Neden?” “Bilmem valla, ‘Seçimden sonra’ diyorlar.” Bence o da doları bekliyor.

“Ev alacağız” seçimden sonra. “İş kuracağız” seçimden sonra. “Şirket kapatacağız” seçimden sonra. “Sözleşme imzalayacağız” seçimden sonra. “Bu terör olaylarının sonu nereye varacak?” Seçimden sonra konuşalım.

“Ünlü şarkıcı bilmem kim, konser verecekti ertelendi” “Ne zamana?” tabii ki seçimden sonraya. Bence o da alacağı parayı dolara göre hesaplıyor. “Ekim’de gösterime girmesi planlanan bazı bitmiş filmler bekletiliyorlarmış.” “Niye? Sorulduğunda “Seçimden sonra” diyorlar. Nedeni? Bilinmiyor. Abarttılar.

“Ay kardeş, biz de kızımızı evlendiriyoruz Allah isterse, yaz başı nişan yaptıydık, o zamandan beri koşturuyoruz, evdi, beyaz eşyaydı iflahımız kesildi ama çok şükür artık her şey tamam. Eh darısı senin kızın başına” “Sağ ol kardeş, düğün ne zaman inşallah?” “Seçimden sonra inşallah.” Yok artık… 

Ah var artık, var. O kadar ki saatlerimiz bile seçime göre ayarlandı. 25 Ekim’de kış saatine geçmemiz gerektiğini unutmuşum. Zaten ben hep unuturum. Olup bittikten sonra farkına varırım. Akşam geç vakit ev telefonum bipledi. Hmm demek saat 24.00 olmuş dedim. Nasıl yapmış, nereye dokunmuşsam, bir süredir  her gece o saatte bipliyor, düzeltemiyorum. Aldırmıyorum ben de zira yatma saatim daha geçtir. Bipler, bipler durur. O sırada bilgisayarın başındaydım, bir de baktım ki onun saati 23.00’ü gösteriyor. Kolumdaki saat 24.00, cep telefonundaki saat ise 23.00.

İlk aklıma gelen, kış saati uygulaması oldu, ev telefonundaki saate yine aldırmadım varsın ileri gitsin, ben kolumdakini geri alırım olur biter dedim. O bilgisayardan daha mı iyi bilecek? Ama yine de emin olmak için bi internete baktım. Vay! Bir de ne göreyim? Meğer kış saati uygulaması da seçim nedeniyle ertelenmemiş mi? Nemize lazım, hava erken kararırsa olacak karışıklıklar gözümüzden kaçabilir dediler herhalde… Tabii akıllı telefondu, tabletti, bilgisayardı gibi gibi teknoloji ürünleri otomatik olarak saatleri geri aldılar. Nasıl düzeltileceğine dair bir dolu açıklama var internette ama hiçbiri bana göre değil.

Bunları düzelttirebilecek genç dostlarımdan biri gelene kadar, bir süre böyle biri ileri biri geri idare edeceğim artık. Kim bilir Pazartesi günü işyerlerinde falan ne biçim karışıklıklar olmuştur diye düşünerek, kol saatimle halime şükrettim. Hem bu durumdan doğacak daha da önemli sorunlar var memlekette. Mesela namaz vakitleri karışıklığı. Nitekim Diyanet İşleri Başkanlığından da oluşabilecek karışıklığa karşı insanlar uyarılmış. Önceden hazırlanan takvimler ve bunlarda yer alan namaz vakitlerine 25 Ekim – 8 Kasım tarihleri arasında bir saat eklenmesi gerektiği hatırlatılmış.

İşte böyle. Her şey seçime göre ayarlandı, herkes seçime odaklandı, bütün ülke beklemede. Mucize mi olacak ne? Yok, sonuçlara göre farklı farklı olasılıklar öngörülüyor sanırım. Şöyle olursa, böyle olur, böyle olursa şöyle olur. Siyasete hiç aklı ermeyen, en bi sıradan vatandaş ise ürkek, tedirgin, kime inanacağını bilemiyor. Umutla bekliyor. Her söyleneni dinliyor, hangi vaade aklı yatacağı da kullanacağı oy da Allah’a emanet artık.

Bu arada bana çok ilginç gelen bir şeye daha dikkatinizi çekmek istiyorum. Başka zaman da söylemişimdir belki, masamda oturup, yazı yazarken, evde bir ses olsun diye, genelde açık duran televizyona sırtım dönük olur. Arada kulağıma ilgimi çeken değişik bir şey çarparsa, geçip karşısına otururum. Geçtiğimiz hafta neredeyse her kanalda siyasilerin nice vaad içeren konuşmaları vardı. Konuşanın kim olduğunu sesinden tahmin ederdim çoğu zaman ve nadiren yanılırdım. Son günlerde birden fark ettim ki acaip bir şekilde hepsinin sesi birbirine benzemeye başladı. Ayırdedemez oldum ve çok şaşırdım, hele “Şunu yapacağız, bunu yapacağız” diye avaz avaz bağırırken. Neden acaba? Bilmem ki bu size bir şey çağrıştırıyor mu? “Yok aslında birbirimizden farkımız ama biiizzz….” mi dersiniz? Neyse, hep birlikte bekleyeceğiz ve göreceğiz.