Ödüllü bir mahalle romanı

EZGİ BERK

Bundan neredeyse bir yıl önce Nesin Yayınları’nı ziyarete gitmiştim. Artık arkadaşım diyebileceğim Emine Özacar’ı görmeye, onunla çocuk kitapları, resimleri, Türkiye’de ve dünyadaki örnekleri üzerine keyifle sohbet etmiştik. Giderken bana bir kitap hediye etmişti. “Ben çok beğendim. Bakalım senin hoşuna gidecek mi?” diye eklemiş, beni de iyice meraklandırmıştı. O akşam evde en sevdiğim okuma köşeme çekildim, amacım sadece kitabı şöyle bir incelemekti. Ne de olsa ondan önce her zamanki gibi bir dağ kıvamındaki ‘okunacaklar’ listesi vardı. Bu kitap da oradaki yerini almalıydı. Sıraya girmeliydi. Ama hiç öyle olmadı! 

Mahalle okul vs… okudukça hep bir sonraki sayfayı iştahla merak ettiren, sımsıcak ve bir o kadar da acımasız komşularla mahalle ortamının içinde kalakalmıştım. Kitabı bitirdiğimdeyse hemen Emine Özacar’a mail atarak çok beğendiğimi ve teşekkürlerimi ilettim. O zaman Karin Karakaşlı’nın Dört Kozalak’ını yeni okuduğum ve hâlâ etkisinde olduğumu bir dönemdi ve bu kitap da bana aynı tadı vermişti.

Bu kitabı okuduğumdan beri bir türlü yazamadım. Bir kitabı çok beğenenince, hakkında ne yazarsam yazayım biraz eksik kalacak, istediğim gibi tarif edemeyeceğim endişesi taşırım. Böylece bugüne kadar geldik işte. Bugün artık bu kitaptan bahsetme noktasına beni ittirerek getiren şey ise ‘Kumpanya Nula’nın Çocuk ve Gençlik Yayınları Derneği tarafından 2014 yılının ‘En İyi Çocuk Romanı’ ödülünü alması! Ne tesadüf ki ÇGYD, Karin Karkaşlı’nın Dört Kozalak’ını da ‘En İyi Gençlik Romanı’ kategorisinde ödüle layık gördü.

Haydi artık kitabın içeriğine göz atma zamanı. Şişman olduğu için okulda arkadaşlarıyla oyun oynarken sorun yaşayan Eda, sınıfa yeni gelen, anadili Kürtçe olan Adar ve Ayça ötekileştirildikleri için birbirlerine itilmiş üç arkadaş. Okul dışında da görüşüyorlar aileleri izin verdiği ölçüde. Büyüklerin her zamanki gibi koca koca önyargıları var çünkü.

Edaların mahallesinde bir de Kokona Nuriye var. Bahçesinde mis gibi meyve ağaçları olan. Çocuklar girdiğinde çok kızıyor ama meyveleri aldıkları için değil, dallara zarar verdikleri için. Bu Kokona Nuriye’yi Eda’nın anneannesi hiç sevmiyor, hakkında söylediklerinin altına yatan sebepler gel zaman git zaman üç kafadarın Kokona Nuriye’yle geliştirdikleri arkadaşlık sırasında ortaya çıkıyor. Gerçek adının Nula olduğunu öğreniyorlar bir kere. Daha fazla ayrıntı vermeyeyim ama yıl sonu için bir tiyatro oyunu hazırlamaya çalışan ekibe Nula’nın yardımlarını ve aralarında gelişen dostluğun ipucunu da verip çekileyim aradan!

Sorunlarıyla bir araya gelen çocuklar, yine sorunlarıyla kabuğuna çekilmiş bir yetişkinin sevgiyle, canla başla çalışarak hazırladıkları tiyatro oyununa ve bu sırada mahallede dönen dedikodulara, okulda yaşanan zorluklara tanık oluyoruz sayfalar boyunca. Hepimizin hayatına dokunuyor, çocuklara yetişkinler tarafından anlatılanların doğru olmayabileceğini, soru sorup eleştirerek, önyargıları hemen kabul etmeden davranmanın önemini vurguluyor roman. Hem de çok sürükleyici ve eğlenceli bir dille.

Peş peşe olayların en sonunda çorap söküğü gibi çözüldüğü roman, soluksuz izlenen bir film tadında. Damağımda kalan bu tadla yazar Kadriye Bakşi’den bir dileğim var: Umarım bu ödül, Kadriye Bakşi’nin daha nice kitap yazmasına vesile olur.

Kumpanya Nula
Kadriye Bakşi
Resimleyen: Nejla Gür
Nesin Yayınları
140 sayfa