İshak Işıtan'dan Taraf yazarı Oğur'a yalanlama

Taraf yazarı Yıldıray Oğur, “Bana solcular adam öldürüyor dedirtemezsiniz” başlıklı yazısında 1 Mayıs 1977’nin sol içi çatışma olduğu iddiasını dile getirip Kanada'da yaşayan yönetmen İshak Işıtan’ı şahit göstermişti. Yönetmen Işıtan, Yıldıray Oğur'u yalanladı ve sözlerinin çarpıtıldığını, Oğur'un uydurma açıklamalar da eklediğini söyledi.

 

Taraf yazarı Yıldıray Oğur’un 3 Mayıs’ta “Bana solcular adam öldürüyor dedirtemezsiniz” başlıklı yazısında 1 Mayıs 77 katliamının sol içi çatışma olduğunu iddia etmiş ve 30 yıldır Kanada’da yaşayan Yönetmen Işıtan’a ulaştığını yazmıştı.

İFADELERİMİ ÇARPITMIŞ, KENDİ GÖRÜŞLERİNİ EKLEMİŞ

Sendika.Org, Kanada’daki ofisinde bulunan İshak Işıtan’a ulaştı ve Oğur’un aktardığı ifadelerin kendisine ait olup olmadığını sordu. Işıtan, Yıldıray Oğur’un kendi ifadelerini tamamen çarpıttığını, gazetecilik mesleğinin değerlerine yakışmayacak biçimde kendi görüşlerine uygun hale getirip yayımladığını söyledi.

Oğur’un 3 Mayıs’ta yayımlanan yazısını yeni gördüğünü, bu yazıya cevap niteliğinde bir yazı hazırladığını söyleyen Işıtan, söz konusu yazıda çarpıtılan üç önemli ayrıntıya açıklık getirdi.

POLİSLERİ SİLAHLAR ATEŞLENDİKTEN SONRA ÇEKMİŞ

Oğur yazısında şunları yazmıştı: “İshak Işıtan tam o noktadan o ünlü dört saniyelik görüntüyü çekmiş. Pek çok teoriye kaynaklık eden o anı bilinenden farklı anlatıyor ama: ‘Sular İdaresi üzerindeki silahlı iki sivili çektim. Ama ateş etmiyorlardı. Doğruyu söylemek gerek. Ateş açtıklarını görmedim ben. Belki kontrol için çıkmışlardı oraya. Yalan söylemem.”

İshak Işıtan, Sendika.Org’a yaptığı açıklamada ise söz konusu polisleri zaten silahlar patladıktan sonra çektiğini, ateş açılmasının ardından olayı kontrol etmek için çatıya çıktıklarını bildiğini söyledi. Işıtan, olayın aslını şöyle anlattı:

“Alanda duyulan tek el silah sesinin ardından binlerce silah patladı. Ben bunun üzerine Kazancı Yokuşu civarında konuşlandığım Pamuk Eczanesi’nin yanındaki binadan fırladım ve meydana doğru koştum. Silah seslerinden yaklaşık 7-8 dakika sonra meydanda çekime başladım. Sular İdaresi’nin üzerinde duran iki polisi çektim. Bu polislerden birisi deri ceketliydi ve elinde silah vardı. Öbüründe telsiz vardı. Ama bu görüntü olaydan yani silah seslerinden 7-8 dakika sonra çekilmişti.”

SİLAHLI GENÇLERİN GÖRÜNTÜLERİNİ  FİLMDEN ÇIKARTMADIM

Yıldıray Oğur aynı yazıda şunu yazmıştı: “O gece Yeni Sinema stüdyosunda filmi yıkamış. Ama ilginç bir şey daha yapmış: ‘Ellerinde silahlar olan göstericilerin görüntülerini tek tek seçip kestim. Amacım genel resmi vermekti. 24 saat uğraştım bunun için.”

İshak Işıtan, Oğur’un yine ifadelerini çarpıttığını, görüntülerini sildiği kişilerin “silahlı gençler” değil, o dönemde aranan 5 öğrenci lideri olduğunu söyledi. Başka davalar nedeniyle aranan ve o gün o alanda olmaktan men edilmiş bu 5 gencin arandıkları davada suçsuz olduğuna inanan Işıtan, zaten daha bu davadan bir şey çıkmadığını da belirtti. Işıtan görüntülerini çektiği aranan bu 5 gencin kendisine 1 Mayıs alanında olmalarının sorun olabileceğini söylemesi üzerine onların görüntülerini kestiğini belirtti ve ekledi: “Bunun dışında pozitiflerden hiçbir görüntüyü, hiçbir biçimde kesmedim.”

SÖYLEMEDİĞİM ŞEYLERİ BENİM AĞZIMDAN YAZMIŞ

İshak Işıtan, Yıldıray Oğur’un yazısında kendisine ait gösterilmekle birlikte tamamen uydurma bir ifade de eklendiğini söyledi. Oğur, yazısında Işıtan’ın 1 Mayıs görüntülerini dönemin yetkililerinin bulunduğu bir salonda göstermesinin ardından savcı ile Işıtan arasında şu ifadenin geçtiğini iddia etmiş: “…Gösterimin sonunda soruşturmaya bakan savcının talebi üzerine bir kopyayı teslim etmiş: “Katil bu görüntülerde değil savcım” diyerek. “Pek doğru değildi bu ama” diye anlatıyor o anı.” Işıtan savcıya böyle bir şey söylemediğini bu ifadeleri Yıldıray Oğur’un kendisinin eklediğini söylüyor.

İLK KURŞUN İNTERCONTİNENTAL TARAFINDAN GELDİ

İshak Işıtan, Oğur’un yazısına dair itirazlarının yanı sıra 1 Mayıs 1977’ye dair diğer tanıklılarını da paylaştı. 1 Mayıs günü çekim yapabilmek için üç ay öncesinden hazırlıklara başladığını söyleyen Işıtan, o gün çekim yapmak için İntercontinental Otel’de bir oda tuttuğunu, bu odadan Tarlabaşı yönünü göremeyeceği için Kazancı Yokuşu civarında bulunan Pamuk Eczanesi’nin yanındaki binanın da anahtarını önceden temin ettiğini söyledi. Işıtan, 1 Mayıs günü çekim yapmak için İntercontinental Otel’e gittiğinde otele alınmadığını, resepsiyon görevlilerinin kendisini kibarca engellediğini belirtti. Bunun üzerine Pamuk Eczanesi’nin yanındaki binaya konuşlandığını söyleyen Işıtan iki önemli bilgiyi de Sendika.Org’a aktardı.

Işıtan, İntercontinental Oteli’nin 10 ya da 11’inci katında bir odanın camının kırık olduğunu gördüğünü fakat olaydan sonra bu camı çekmek için gittiğinde camın onarılmış olduğunu söyledi. Pamuk Eczanesi’nin yanındaki binadan Kemal Türkler’in konuşmasını çekerken alanda bir silah sesi duyulduğunu söyleyen Işıtan bu sesin ardından silahların patlamaya başldığını ve ilk silah sesinin (kendisinin yankı nedeniyle yanılma ihtimali olduğunu da kaydederek) İntercontinental Otel yönünden geldiğini belirtti. Silahlar sıkılmaya başladıktan sonra “Sular idaresinden ateş açılıyor” laflarının duyulduğunu, bunun üzerine binadan çıkarak meydana girip tartışmaya konu olan Sular İdaresi üzerindeki sivil polis görüntülerini çektğini belirtti.

OĞUR'UN GAZETECİLİK MESLEĞİNE SAYGISI YOK

İshak Işıtan, Yıldıray Oğur’un açıklamalarını kasıtlı olarak değiştirmesini gazetecilik mesleğine saygısızlık ve sorumsuzluk olarak değelendiriyor. Oğur’un kendi hakkında yazının sonunda sarf ettiği “Belki o da komplonun içindedir, kim bilir. Bundan sonrası tıbbın ilgi sahasına giriyor ama...” görüşlerine tepki gösteren Işıtan, 'Oğur’un politik bir görüşü var ve o görüş doğrultusunda yazdıklarını çarpıtmış' diyor, gazetecilik yapmak için aydın bir akla sahip olmak gerektiğini hatırlatıyor.

Kategoriler

Güncel Türkiye Gündem