“Türkiye’nin Batı ile ittifakı sorgulanabilir”

Rusya uçağının düşürülmesiyle başlayan kriz, uzun vadede nereye doğru evrilebilir? Agos ve Le monde Diplomatique için de analizler kaleme alan Vicken Cheterian yorumladı.

Türkiye ile Rusya’nın Suriye’deki çıkar çatışmasının ana hatları nelerdir?

Türkiye ile Rusya, 2011’de Suriye’de ayaklanmaların başladığı günden itibaren, birbirine zıt pozisyonlar aldılar. Rusya, Batılı güçlerin ve Ortadoğulu liderlerin tam tersini savunduğu bir ortamda, Esad’ın iktidarda kalmasında ısrarcı olan birkaç ülkeden biriydi. İki ülke, Suriye’deki krizin 2011’in sonbaharında bir iç savaşa dönüşmesiyle, işin içine daha da girdi.

Rusya’nın doğrudan müdahalesi, tabii ki bu kutuplaşmaya ve çok sayıda yabancı savaşçının dahil olduğu bölgedeki taşeron savaşına yeni bir boyut ekledi. Rus savaş uçağının düşürülmesi, bu açıdan Ankara’nın Moskova’ya gönderdiği çok açık bir mesaj: “Güç dengelerinin değişmesini kabul etmem.” Şayet Rusya, Suriye Ordusu’na yeni hava birlikleri vermek niyetindeyse, Ankara da rejim muhaliflerine bunu sağlamaya hazır olduğunu gösterdi.

Rusya’nın orta ve uzun vadede tepkisinin nasıl evrileceğini düşünüyorsunuz?

Rusya, kısa vadede gerginliğin artması yönünde adımlar atabilir; ama uzun vadedeki hedefi, Suriye’deki muhalif grupları destekleyen yabancı güçleri, Şam yönetimiyle yapılacak ittifaka birkaç ‘ılımlı’ grubu da dahil ederek, savaşı, İslami cihatçılığına karşı yürütülecek ortak bir savaşa dönüştürecek siyasi bir plana ikna etmek. Bu imkânsız değilse de uygulanması çok zor bir plan. Rusya bunu istiyorsa, Türkiye’nin desteğine ihtiyacı var. Rusya kanadından gelen diplomatik mesajlar da aslında açık: Savaş uçağının düşürülmesinden bir gün sonra, Rusya’nın Paris’teki büyükelçisi Reuters’a yaptığı açıklamada, ülkesinin Türkiye’yi de kapsayacak geniş bir IŞİD karşıtı koalisyonda yer almaya hazır olduğunu söyledi.

Batı ve Batı kurumlarının bu gerilimdeki pozisyonları ne olacak?

Batı’daki liderler arasında, Türkiye karşıtı hisler kuvvetleniyor. ABD ve Avrupa’daki güçler, Ankara’nın aşırı İslamcı gruplara verdiği açık destekten memnun değil. Türkiye yetkililerin IŞİD ya da Nusra gibi gruplarla işbirliği yaptığına dair, giderek sayısı artan raporlardan bahsediyorum. Dahası, ABD, IŞİD’e karşı savaşan Suriyeli Kürt güçlerine destek vermek için Ankara’yı ikna etmeyi denedi, ama başaramadı. Paris saldırılarından birkaç gün sonra, Fransa’nın IŞİD karşıtı koalisyonu kurmaya çalıştığı bir zamanda Rus savaş uçağının düşürülmesi, Türkiye’nin NATO’daki partnerlerinin çıkarlarını umursamadığı şeklinde görülecek. Şayet, stratejik tercihlerdeki bu farklılık uzun vadede devam edecek olursa, Türkiye’nin Batı ile ittifakı sorgulanabilir ki, bu Soğuk Savaş’ın bitişini atlatmış bir ittifaktır.

Putin liderliğindeki Rusya’nın son dönemde uluslararası sahnede oldukça aktif olduğunu ve pek çok cephede de istediklerini hemen hemen elde ettiğini görüyorduk. Türkiye’nin Rus savaş uçağını düşürmesi, bu açıdan ülkede ‘Putin’in karizması çizildi’ benzeri ifadeleri de beraberinde getirdi. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Sukhoi’nin düşürülmesi ve ardından kurtarma helikopterinin parçalanması, Rusya’nın Suriye’deki doğrudan askerî müdahalesinde yaşadığı ilk büyük başarısızlık. Bu aynı zamanda, Putin’in medyadaki imajına da bir tokat oldu. Öte yandan, Washington, Paris ya da Londra’dan gelen açıklamalar başta olmak üzere, Batı’dan yapılan açıklamaların büyük çoğunluğu, Rusya’ya anlayışla yaklaşıyor. Bu durum, Moskova ile Batı arasında bir yakınlaşmaya yol açıp Kremlin’in, Kırım’ın işgal edilmesiyle başlayan uluslararası izolasyonunu sonlandırabilir.   

Kategoriler

Güncel Dünya

Etiketler

Türkiye Rusya


Yazar Hakkında