Kadın cinayetleri önlenebilir

Filmmor Kadın Kooperatifi’nin yaptığı araştırmaya göre 2009-2013 arasında 949 kadın cinayeti işlendi. Kadınların yarısını kocaları öldürdü. Cinayetlerin büyük çoğunluğu da çiftlerin yaşadıkları evlerde yani kadının en güvenli sandığı yerlerde işlenmiş.

Filmmor Kadın Kooperatifi’nin Doç. Dr. Hülya Uğur Tanrıöver ve ekibiyle birlikte yaptığı Kadın Cinayetleri Eylem Araştırması’nın sonuçları, 25 Kasım Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Günü’ vesilesiyle 27-28 Kasım’da İTÜ Maçka Sosyal Tesisleri’nde yapılan ‘Kadın Cinayetlerine Karşı Acil Eylem Konferansı’nda açıkladı. 2009-2013 arasında kapsayan araştırmaya göre beş yılda toplam 949 kadın cinayeti işlendi. Araştırmanın ortaya koyduğu en önemli sonuç, aslında bilinenin tekrarı: 949 kadın cinayetinde 48’inin fail-maktul arasındaki ilişki bilgisine ulaşılamadıysa da 901 vakada kadınların 462’si kocaları tarafından öldürülmüş. Yani yüzde 51’i.

Yedi ilde çalışıldı

Araştırma, Filmmor Kadın Kooperatifi tarafından, Van Kadın Derneği, KAMER Vakfı, Kadın Dayanışma Vakfı, İzmir Bağımsız Kadın İnisiyatifi, Karadeniz Kadın Dayanışma Derneği, Adana Kadın Platformu desteğiyle kotarıldı. Araştırma kadın konusunda çalışma yapan kurumların, basında çıkan haberlerin ve yedi ilde yapılan yüzyüze görüşmelerle ortaya çıkarıldı. 

Kadınları en çok kocalar öldürüyor

Hülya Uğur Tanrıöver, kadın cinayetini “maktülün kadın olmasa öldürülmeyeceği cinayetler” olarak tanımlıyor. Yani “benden boşanmayı nasıl istersin ya neden sokağa benden habersiz çıktın” gibi nedenlerle işlenen cinayetlerin hepsi kadın cinayetleri olarak tanımlanabilir. 2009-2013 arasını baz alan araştırmada beş yıl içinde işlenen “kadın cinayeti” sayısı 949 olarak tespit edildi. Öldürülen kadın ile failin ilişki durumu incelendiğinde kadınların büyük çoğunluğunun, başta eş, eski eş, nişanlı veya erkek arkadaş gibi kadınların yakın ilişkide veya akrabalık bağının olduğu erkekler tarafından öldürüldüklerini gösteriyor. Aslında bilinen gerçeğin sağlaması olan bu bilginin de verileri şöyle: 2009-2013 kayda geçen 949 vakadan 48’inde fail-maktul arasındaki ilişki bilgisine ulaşılamadığı için 901 vaka üzerinden yapılan hesaplamaya göre 462 kadın kocası tarafından öldürüldü (yüzde 51). 98’i (yüzde 11) ise sevgilisi ya da nişanlısı tarafından. Eski kocalar 68 kadını (yüzde 8) öldürürken, eski sevgililer 41 kadının (yüzde 4,5) katili oldu. 54 kadın akrabası (yüzde 6), 53 kadın (yüzde 6) dolaylı akraba bağıyla bağlı olan kişiler, 28 kadın (yüzde 3) anne babası, 19 kadın (yüzde 2) oğlu, 29 kadın (yüzde 3) erkek kardeşi tarafından öldürüldü.

Ateşli silah ya da kesici aletle

Cinayetleri işleyen faillerin ve maktullerin yaş dağılımları genç-orta yaş dilimlerinde yoğunlaşıyor. Kadınların yaş dağılımına bakıldığında yüzde 30 ile 20-29 ve yine yüzde 30 ile 30-39 yaş aralığı en yüksek oran. 40-49 yaş yüzde 16, 50-59 yaş ise yüzde 8. Fail erkeklerin yüzde 29.5’i 30-39 yaş, 21.5’i 20-29 yaş, yüzde 20’si 40-49 yaş arasında. 728 cinayetten 7’si (yüzde 1) 80-89 yaş aralığındaki erkekler tarafından işlenmiş. 

Cinayetler evde işleniyor

Cinayetlerin büyük çoğunluğu çiftlerin yaşadıkları evlerde işleniyor. 253 kadın (yüzde 38) evlerinde öldürülmüş, 96 kadın (yüzde 14) ise kamuya açık alanda yine 96 kadın sokakta öldürülmüş. Yani kadınlar en güvenli oldukları yer olan evlerinde öldürülüyor.

İstanbul birinci sırada

Araştırma sonucuna göre cinayetlerin çoğunluğu ateşli silah veya kesici aletle işleniyor. Ulaşılabilen 928 kadın cinayetinden 447’si (yüzde 48) ateşli silahla, 347’si (yüzde 37) kesici aletle, 67’si (yüzde 7) boğularak ve 39’u (yüzde 3) dövülerek işlenmiş. Bölgesel ve kentsel dağılıma bakıldığında İstanbul 146 cinayetle birinci sıraya yerleşirken, İzmir 76 kadın cinayetiyle ikinci sırada, Adana 58 cinayetle üçüncü ve Ankara 56 kadın cinayetiyle dördüncü sırada. 

Benden nasıl boşanırsın!

Cinayetlerin “fail tarafından öne sürülen gerekçeleri”nin başında boşanma veya ayrılma isteği ya da fail tarafından yapılan barışma isteğinin reddi ile kıskançlık veya sözde “namus” geliyor. Ayrılma ya da reddedilme gerekçesi yüzde 217, tartışma 92, kıskançlık-namus 144, maddi sorunlar 61 kadının öldürülme bahanesi olarak kullanıldığı araştırmada ortaya çıkıyor. Bunları erkeklerin dayattıkları kurallara uymama yani kadının giyim tarzı, telefonla konuşması, sokağa çıkması vb izliyor.

Kadın cinayetlerinin gerçek nedenleri

Cuma ve cumartesi günü yapılan konferans, “Kadın Cinayetleri Önlenebilir” kampanyasının ilk adımı. Filmmor Kadın Kooperatifi, kadın cinayetlerinin gerçek nedenlerini de kısaca şöyle yorumluyor. Öldürülen kadınların neredeyse tamamı cinayet öncesinde şiddet mağduru olmuş hatta sürekli şiddet ortamında yaşamış. Kadınların yaşadıkları şiddeti toplumsal baskı nedeniyle paylaşamaması, gerekli başvuru ortamlarına ulaşamaması cinayetlerin gerçekleşmesinde önemli bir etken. Şiddet yaşayan kadınların koruma, sığınma evi vb. önleyici önlemlerden yararlanamaması da cinayetleri hazırlayan etkenlerden. Kadınlar yaşadıkları şiddet ortamında, katilleri tarafından yalnızlaştırılıyor, kendilerine şiddete karşı destek olacak, dayanışmada bulunacak kişi ve çevrelerden uzaklaştırılıyor. Cinayetlerin neredeyse tamamının son kertede kadınların “kendi kaderlerini  tayin etme” haklarını kullanmak istemeleri nedeniyle, bu hakkı tanımayan erkeklerce işlendiği görülüyor.

Cinnet değil, cinayet

Genelde medyanın da çoğalttığı söylem doğrultusunda, yoksulluk, işsizlik veya madde bağımlılığının kadın cinayetlerine neden olması ya da bunları tetiklemesi çoğunlukla birer bahane. Sıklıkla yapılan “cinnet” tanımı ise bu bahanelerin en mantıksız ve kabul edilemez olanı. Cinayetlerin gerçekleşme sürecinde, bir öncül olarak karşımıza çıkan şiddet vakaları  da dahil olmak üzere, emniyet güçleri, yargı ve medya kadın katillerinin bakış açısı ve bahanelerini benimsiyor ve yansıtıyor. Şiddet gören kadınları şiddet ortamına, yani evlerine tekrar geri gönderen emniyet, ihtiyaç duyulan her şehirde sığınma evi açılmasını engelleyen merkezi ve yerel yönetimler, kadın katillerine yukarıda verilen örneklerdeki kadar akıl dışı bahaneler için bile tahrik indirimi veya mahkemede giydikleri takım elbise nedeniyle iyi hal indirimi uygulayan yargıçlar aynı cinsiyetçi söylemi çoğaltarak kadın cinayetlerini meşrulaştırıyor. 

Kategoriler

Güncel



Yazar Hakkında