Dilek Doğan’ı vuran polise en az 20 yıl istendi

Küçükarmutlu’da polis operasyonu sırasında polis operasyonu sırasında vurularak öldürülen 24 yaşındaki Dilek Doğan’ın ölümüne ilişkin iddianamede, Doğan’ı öldüren polis hakkında 20 yıldan 26.5 yıla kadar hapis cezası istendi.

İstanbul Sarıyer Küçükarmutlu’da DHKP-C’ye yönelik baskın sırasında polis tarafından vurulan 24 yaşındaki Dilek Doğan’ın ölümüne ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame, İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. İddianamede, Doğan'ı öldüren polis hakkında 20 yıldan 26.5 yıla kadar hapis cezası istendi.

Kasten öldürmeden

İstanbul'un Sarıyer ilçesine bağlı Küçükarmutlu Mahallesi'nde 18 Ekim'de polis tarafından göğsünden vurulduktan sonra kaldırıldığı Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde bir hafta yaşam mücadelesi verdikten sonra hayatını kaybeden Dilek Doğan için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Doğan'ın ölümüne neden olduğu belirtilen polisin "Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi" ve "Kamu görevlisine ait araç ve gereçleri suçta kullanmak" suçlarından 20 yıldan 26.5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması istendi.

Ne olmuştu?

18 Ekim’deki olay hakkında konuşan Dilek Doğan’ın basası Mehmet Doğan, “Geldiklerinde saat dörttü. Çocuklarımın bir kısmı dışarıda oturuyorlardı. İçeri girer girmez kapı kilitli olsaydı kapıyı kıracaktık dedi. Dilek, 'galoş giyeceksiniz burası dingonun ahırı değil' dedi. Gitti geldiler 'galoşum yok' dediler. 'Yoksa postalları çıkaracaksınız' dedik. Bir daha gitti geldi, silahı böyle yani. Bu şekilde kızla tartışma sırasında direkt sıktılar" diye konuşmuştu. Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedaviye alınan Dilek Doğan, 25 Ekim’de hayatını kaybetti.

Kızının ölümünden sonra konuşan anne Aysel Doğan, “Kızımı bir polis öldürdü ama o, vurulmadan 10 gün önce bir polis cenazesinde tabut başında babası için ağlayan çocuğa üzülüp gözyaşı dökmüştü” demişti.

Kardeşini okutuyordu

Maddi yetersizlik nedeniyle üniversiteyi kazanan ancak okuyamayan kızı Dilek’in, bir giyim mağazasında çalıştığını ve maaşıyla hem kardeşini okuttuğunu hem de evlenen ağabeyi için çektiği krediyi ödediğini dile getiren anne Doğan, kızını rüyasında gördüğünü ve kızının “Burada her şey var anne. Çiçekler var, meyveler, sebzeler var’ dedi, sonra gitti. Kızımı gördüm ya, bugün daha iyiyim” ifadesini kullanmıştı. Baba Mehmet Doğan ise kızına vedasını söyle anlatmıştı: “Kızımı yıkadılar definden önce. Saçlarını kurutturdum, üşümesin diye. İyice kuruttular, annesi de ördü güzelce. Çok severdi saçlarını. Ellerine kına yaktık. Sırtına da battaniye koyduk toprağın sertliği acıtmasın diye. Aslında Dilek kendi yorganıyla çok rahat yatardı ya, o acıyla kendi yorganını koymayı akıl edemedik işte.”

Kategoriler

Güncel



Yazar Hakkında