Öğretmenler Vakfı ilgisizlikten şikayetçi

50. yaşını dolduran Türkiye Ermenileri Azınlık Okulları Öğretmenleri Yardımlaşma Vakfı’nda (TEAOV) ikinci sekreter olarak görev yapan Mariam Drameryan’la, vakfın faaliyetleri üzerine konuştuk.

Öğretmenler Vakfı, Öğretmenler Derneği’nin, tüzüğü gereği gayrimenkullerle ilgili vasiyetleri kabul edememesi dolayısıyla bir vakfa ihtiyaç duyulması üzerine 1965 yılında kurulmuş. Drameryan, hayırsever Çilingiryan’ın vakfın kuruluşundaki katkısını vurguladı: “Cumhuriyet döneminde kurulmuş ilk azınlık vakfı olma özelliğini taşıyoruz. Parasal sorunlar olmuş tabii, bunun için o dönem yardımseverler bulmuşlar. En önemli bağışı Hayk Çilingiryan, 100 bin lira ödeyerek yapmış ve bütçeyi 175 bin liraya tamamlamış. Eğer o para olmasaydı vakıf kurulamazdı.” 

Emekli öğretmenlere destek

Drameryan, vakfın amaçları üzerine şunları söyledi: “1965’ten önce öğretmenler sigortaya tabi değildi. Yaşlandıktan sonra hiçbir geliri olmayan çok zor durumda olan öğretmenlerimize yardım etmek, vakfın ilk amaçlarından biriydi. Fakat şimdi imkânlar ve maaşlar daha iyi, öğretmenler sigortadan da faydalanabiliyorlar ama yine de ihtiyacı olan emekli öğretmenlerimize maddi yardımda bulunuyoruz. Hastalandıklarında bütün ilaçlarını temin ediyoruz, ciddi sağlık sorunu yaşarlarsa giderlerinin büyük bir kısmını biz karşılıyoruz; hastane de bu konuda yardım ediyor. Geçmişte öğretmenler için bir huzurevi yapılması tasarlanmış ama, arsa da olduğu halde yapılamamış, çünkü huzurevi açmak için bazı prosedürleri yerine getirmek gerekiyor. Çok zor bir iş bu, bütün gelirimizi oraya harcayamayız.” Öğretmenlerin durumlarındaki iyileşmeden dolayı ağırlıklı olarak burs vermeye yöneldiklerini ve halen 70-80 öğrenciye destek olduklarını açıklayan Drameryan, bu öğrenciler içinde önceliğin Ermeni okullarında öğretmenlik yapmak isteyenlerde olduğunu söyledi.

Taşınmazların hepsi vakfın değil

Drameryan, vakfın maddi olanaklarını ilişkin olarak şu bilgileri verdi: “1970’ten sonra azınlıkların mülk hibe etmeleri kanunen yasaklanmıştı ama biz vakıf olduğumuz için bize resmî kanallardan bağış yapılabiliyordu. Mesela okullarımıza bağış yapmak isteyenler, onları bize hibe ederler, biz de onlar namına bütün kiraları toplayıp okullara devrederiz. Vakfımıza ait birçok taşınmaz var, ancak bunların hepsi vakfın kullanımında değil. Tamamen bize bağışlanan taşınmazların kiralarıyla giderlerimizi karşılıyoruz.”

‘Öğretmenlerin Ermeniceleri yetersiz’

Öğretmenlere ve öğretmen adaylarına yönelik olarak, Sevan Değirmencioğlu’yla Ermenice alanında atölye çalışması yaptıklarını söyleyen Drameryan, gençlerin çalışmalara ilgisizliğinden yakındı: “Mesela 25 kişiyle başlayan çalışmada bir müddet sonra beş kişi kalıyor. Aslında sürekli olarak gelmeleri gerekiyor, çünkü Ermeniceleri çok yetersiz. İki sene önce müdire hanımlarla toplantı yaptığımızda bize ilkokullarda çocukların terminoloji eksikliği olduğunu söylediler, çünkü yeni öğretmenler terimleri bilmiyor. Bunun üzerine atölye açtık ama kimse gelmedi. Devamlılık sağlayan ve yeterliliği olan katılımcıları üç senedir Venedik’e, Ermenice dil kursuna gönderiyoruz. Öğretmen olmak istiyorlar ama hiçbir kültürel faaliyete katılmıyor, hiçbir gazete, Ermenice kitap okumuyorlar. Bu, mesleğe saygısızlıktır. Kendilerine emanet edilen çocukları düşünmeliler ama düşünmüyorlar maalesef.”

Drameryan, Öğretmenler Vakfı’nın toplumda Ermeni öğretmenler arasında bir dayanışma odağı olup olmadığına ilişkin sorumuza şöyle yanıt verdi: “Toplumda o işler çok zor. Herkes kendini yeterli hissediyor ama öyle değil. Hep ‘ben’ var bizde, bu ‘ben’le de bir yere varamıyoruz. Mesela Dr. Şahnur Şahen’i her sene ölüm yıldönümünde anıyoruz. Onun sayesinde 1965’te 258 öğretmen diploma aldı, yoksa işleri olmayacaktı. Aradan 50 sene geçti, bu öğretmenler artık emekli olmaya başladı; işleri yok, evde oturuyorlar. Bu anmalar her yıl bir perşembe günü Galata Kilisesi’nde olur ama emekli öğretmenlerden kimse gelmez. Bizde vefa, geçmişe saygı kalmadı.” Drameryan, öğretmenlerin okulda yaşadıkları sorunlara ilişkin olarak, işçi-işveren ilişkisinden dolayı fazla müdahale hakları olmadığını belirtti.

İki yıldır ders kitapları ücretsiz

Drameryan vakfın yayımladığı kitaplara ilişkin olarak da bilgi verdi: “Çocuklar için bir sürü kitap çıkardık, hatta okulların hepsine hediye olarak yolladık. İki yıldır bütün ders kitaplarını ücretsiz dağıtıyoruz. Nıvart Boyacıyan’ın girişimiyle çıkarılmaya başlayan ‘Jbid’ dergisini 25 senedir yayımlıyoruz. Yeni bir çalışma olarak da Yetvart Kovan’ın bir sözlüğü çıkacak. Aslında kütüphanemizde çok değerli kitaplar var. Ermenice harfli Türkçe yazılmış ilk roman var mesela. Kütüphanemiz herkese açık ama çok nadir gelip bakan oluyor. Kütüphane kültürü bizde maalesef bitmiş.”

Kategoriler

Toplum Okullar



Yazar Hakkında