Dilek Doğan davası: Sanık polisin tutuklanması talebi reddedildi

Polis kurşunuyla öldürülen Dilek Doğan'ın Davası'nda mahkeme, sanık polis Y.M.’yi tutuklama talebini reddetti.

Sarıyer'de 18 Ekim'de gerçekleştirilen operasyon sırasında polisin silahından çıkan kurşunla ağır yaralanan ve tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden Dilek Doğan'ın öldürülmesiyle ilgili davada sanık polis memurunun tutuklanmasına ilişkin talepler reddedildi.

Mahkeme, ayrıca avukatların Dilek Doğan'ın öldürüldüğü evde keşif yapılmasına ilişkin talebini de reddederek duruşmayı 20 Nisan 2016 tarihine erteledi.

İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün görülen duruşma öncesi adliye çok sayıda TOMA, zırhlı araç ve yüzlerce çevik kuvvet polisiyle ablukaya alındı. Adliyeye girişler için de arama noktaları oluşturuldu. Sabah saatlerinde başlayan duruşma öncesi ilk gerginlik adliye girişinde yaşandı. Aralarında Dilek Doğan’ın yakınlarının da bulunduğu bir grup, içeri girmek istedi. Ancak polis, sadece Doğan’ın ailesinin adliyeye girebileceğini belirterek, izleyicileri içeri almadı. Daha sonra da kitleye, gaz bombaları ve tazyikli suyla müdahale etti. Saldırıda Doğan’ın ağabeyi Emrah Doğan’la birlikte 50’yi aşkın kişi gözaltına alındı. 

Duruşmada ifade veren sanık polis memuru Y.M, terör örgütü DHKP/C'ye yönelik birçok adrese operasyon yapıldığını, terör örgütü üyesi ve canlı bomba olduğu belirlenen Hatice Ruken Kılıç isimli şahısı aradıklarını söyledi. 

'Aile bana saldırdı'

Sanık polis memuru Y.M, ‘silahını ateşlemediğini’ savundu, Doğan’ın vurulduğu anı şöyle anlattı: 

"Bize verilen adrese intikal ettik. Evin bahçesinde 3 şahıs vardı. Şahıslardan Mehmet Doğan'a dönerek arama yapacağımızı ve evde kimin ikamet ettiğini sordum. O da bana 'ev bizim' diye cevap verdi. Evde kaç kişi olduğunu sordum. 'Annem ve babam kalıyor' dedi. Biz, operasyon ekibiyiz. Arama yapılacak yere önce gider, gerekli güvenlik tedbirlerini aldıktan sonra içeri arama yapacak ekibin girmesini sağlarız.'' 

"Eve girerken, Dilek Doğan'ı gördüm. Kim olduğunu sordum. O da bana ismini söyledi. Onun ve evdekilerin kimliğini istedim. Bu sırada evde bulunan Dilek, arama yaparken galoş giymemizi söyledi. Ben de operasyon ekibi olduğumuzu galoş giyemeyeceğimizi ifade ettim. Hareket kabiliyetimiz daralacağı için galoş giyme talebini kabul etmedim. Fakat arama yapacak ekibin galoş giyeceğini kendilerine söyledim. Dilek ve Mehmet bana buraya neden geldiğimizi sordu. Tabi konuşmalar devam ediyordu. Ankara'daki patlamaya atfen bir şeyler diyorlardı. Ben de bu sırada Metin'e dönerek 'ben sana ne dedim' diye tepki gösterdim. Arama yapacak ekip eve girince biz çıkmak için dışarıya yöneldik. Bu sırada Dilek, bana eliyle müdahalede bulundu. Sonra birden patlama sesi duyuldu. Ben önce silahımın patladığını düşünmedim. Dilek'in yere düştüğünü gördüm. Silahı ben ateşlemedim. Olay sırasındaki tutum ortada. Şahısların bütün isteklerini yerine getirdim. Dilek, vurulunca hemen hastaneye yetiştirilmesini sağlamak için elimden geleni yaptım. Aile, bana ve ekibime saldırdı. Görüntülerde de var zaten. Hatta ekibimde yaralananlar bile oldu." 

Uzun yıllar özel harekat polisi olarak görev yaptığını ve birçok operasyona katıldığını anlatan sanık Y.M, herhangi bir operasyonda daima silahının dolu ve emniyetinin açık olduğunu söyledi. 

‘Evimizi alaşağı ettiler’

Duruşmada söz alan baba Metin Doğan ise, sanıktan şikayetçi olduğunu belirterek, sanık polis memur Y.M'nin agresif tavırlar sergilediğini söyledi. 

Polisin arama taleplerini kabul ettiklerini vurgulayan Doğan, "Kızımı görünce kimlik istedi. 'Hatice isimli bombacıyı tanıyor musunuz' dedi. Bizim ne işimiz olur bombacılarla. Evimizi alaşağı ettiler. Ben kendisine hakaret etmedim. Hatta görevlerini rahat yapsınlar diye yardımcı bile oldum. Canlı bombayı arıyorlar kim olduklarını bilmiyorlar mı? Eğer kızımın tek suçu varsa bu davadan çekilirim" diye konuştu. 

Mahkemede ifade veren ağabey Mehmet Doğan, "Arama yapacaklarını söylediler. Ben de gayet sakin bir tavırla kendilerine yardımcı oldum. Evde başka şahıslar var mı diye aradılar. Olmadığını görünce çıktılar. O sırada Ankara'daki bombalama olayını eleştirince sanık, 'ben sana ne dedim' diye üzerime yürüdü. O esnada kapıya çarptı, eli de tetikteydi. Zaten kapıya çarpmasıyla silahını ateşlemesi bir oldu. Dilek vurulunca kendimi kaybettim" ifadelerini kullandı. 

“Dilek ona dokunmadı bile”

Duruşmada söz alan anne Aysel Doğan da, evin koridorunda kızının sesini duyunca bir polisin hızlıca kapıya yöneldiğini gördüğünü söyledi. 

Evlerinin birçok kez polisler tarafından arandığını söyleyen Aysel Doğan, şöyle devam etti: "Kızımın sesini duyunca odanın kapısına çıktım. Sanık beni görünce tekrar içeri girdi. 'Hatice Kılıç burada mı?' dedi. Kim olduğunu sordum. 'Bombacı' dedi. Kimliklerimizi aldı, dışarıya götürdü. O kadar polis evimize geldi. Kimse Dilek'e dokunmadı. Evimize hep kadın polis gelir yatak odasını arardı. Kimse polise hakaret etmedi. Etseydik, bu hepimizi vururdu. Dilek ona dokunmadı bile. Kapıya çarptıktan sonra silah sesini duydum. Dışarıda sıktılar sandım. Kızım yere düştü." 

Kategoriler

Güncel Türkiye Gündem



Yazar Hakkında