Deadpool: Her şey aşktan

‘Deadpool’un en ironik tarafı, bir süper kahraman hikâyesi anlatıyor gibi görünse de kendini pek ciddiye almaması.

Çizgi roman kahramanlarının perdedeki macerası çoğu zaman seyircisini hayal kırıklığına uğratmaz, aksine çizgi romanı okumayan, bilmeyenler için de yeni bir dünyanın kapılarını açar. Tim Miller’ın yönettiği ‘Deadpool’, Marvel evreninin hınzır olduğu kadar haylaz ve komik karakteri Wide Wilson üzerine kurulu.

Wade Wilson (Ryan Reynolds) ordudan ihraç edilmiş bir ‘iyi’ adam.  Artık hayatını ufak çaplı işlere adamış, kötü karakterleri kendince rahatsız ederek parasını kazanıyor. Günün birinde barda tanıştığı Vanessa’ya âşık olması hayatını değiştirirken, ileri derecede kanser olduğunu öğrenmesi Wade’i bir tercih yapmak zorunda bırakır. Bedeninde yapacağı değişiklikler onu mutasyona uğratıp iyileştirecektir fakat işler ters gidince, pek de sevmediği ‘doktor’ Francis’in elinde tanınmayacak hale gelir. Artık bu yüzle sevgilisinin karşısına çıkamayacağını düşünen Wade, kendine maskeli bir giysi yaratarak bir süper kahramana dönüşür.

‘Deadpool’un en ironik tarafı, bir süper kahraman hikâyesi anlatıyor gibi görünse de kendini pek ciddiye almaması. Açılış jeneriğinde yönetmenin ismi yerine ‘fazla para alan insan’ şeklinde bir tabirin yer alması, keza oyuncuların da kendine özgü tanımlarla ti’ye alınması, filmin bütününe de yanşayan ironinin bir simgesi. Wade’in zaman zaman dönüp seyirci ile konuşması, dördüncü duvarı yıkması, filmin gidişatına dış sesiyle müdahale etmesi, X-Men dahil birçok kahramana ve popüler oyuncuya laf atması ise tipik bir süper kahraman filminde çok da rastlamadığımız bir anlatım.

Wade’i bir süper kahraman yapan ana motivasyon ise aşkı Vanessa. Yüzünü bu hale getiren doktordan intikam almak ve iyileşip sevgilisinin karşısına eskisi gibi çıkabilmek, bu kahramanı yaratan en temel güdü.

Genel olarak filmin kurduğu evren seyirci için tatmin edici, her ne kadar Deadpool karakteri üzerine yaslanmış ve onun etrafında geçiyor olsa da ara ara çıkan egzantrik karakterlerin filme katkısını da es geçmemek lazım; Wade’in ev arkadaşı yaşlı, kör kadın bunlardan biri. Yönetmenin çizgi romandan alıp kafasında oluşturduğu ‘Deadpool’, film olarak bütünlüklü bir biçimde yönetmenin yapmak istediğini yapabildiğini gösteriyor, bunda senaryonun da önemli payı var. Deadpool hem bir süper kahraman, hem de bir komedi filmi olma özelliğini, seyirciyi de sunduğu dünyanın içine alarak kanıtlıyor. Karakterin bu denli sevilmesi ile birlikte de serinin devam filmlerinin geleceğini öngörmek zor değil.

Kategoriler

Kültür Sanat Sinema


Yazar Hakkında