Fethiye Çetin: Keşke İçişleri Bakanı Habap çeşmelerinin suyundan içse

Fethiye Çetin, Ermeni anneannesi Heranuş Gadaryan’ın köyü Habap’ta restore edilen “Habap Çeşmeleri” için düzenlenecek şenliğe İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’i de davet etti. Çetin, “İçişleri Bakanı’nı keşke çeşmenin açılışında görebilsek” dedi.

Avukat Fethiye Çetin, A Haber’de yayınlanan Selin Ongun’un sunduğu “Bi Sormak Lazım” programında önemli açıklamalarda bulundu.

 “Habap çeşmeleri en çok Hrant Dink’i heyecanlandırırdı”

Hrant Dink’in hayatta olsaydı Elazığ’ın Habap ilçesinde bulunan çeşmelerin restorasyonundan ve gerçekleştirilecek şenlikten mutlu olacağını söyleyen Çetin, “Bu proje en çok onu heyecanlandırırdı. Şu anda yaşasaydı eğer o köye önce o gelirdi. Bundan adım kadar eminim” dedi.

 

 
“İçişleri Bakanı çeşmeden bir tas su içse”

Fethiye Çetin Pazar günü Elazığ’ın Habap köyünde yapılacak şenliğe İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’i de davet etti:

“İçişleri Bakanı en azından o çeşmeye gelse ve bir tas su içip çeşmenin anlamına uygun bir şey söylese bu zamana kadar söyledikleriyle ilgili özür de, özeleştiri de olur. Hakikaten bunu da beklemek lazım”

 “Herkes bu çeşmenin suyundan içmeli, bu bir yüzleşme süreci”

Ogün Samast’ın çeşmeden su içme talebi olsa tavrının ne olacağına yönelik soruya ise Çetin’in yanıtı şöyle oldu:

“Benim kişisel tavrım şu olur. Herkes ama herkes bu çeşmenin suyundan içmeli. Ben o süreçte hepimizin iyileştiğini biliyorum. Köyde yaşayanlar, dışarıdan gelenler ve bizim için iyileşme süreciydi. Ölmüşlerin ruhuna bir tas su içen herkes oraya gelebilir. Bu bir yüzleşme süreci. Bu yüzleşmede herkes aynı zamanda kendi hatasıyla, bu suça katkısıyla yüzleşecek.”

 “Kamu görevlileri de keşke çeşmede yüzleşseler”

“Kamu görevlileri de gelseler ve keşke deseler ki biz Dink’i koruyamadık, görevimizi yapmadık, onu koruyamadık. Bu bizim için bir yüzleşmedir ve “özür diliyoruz” deseler.”

“Restorasyon sürecinin başında köyde baskı vardı”

Fethiye Çetin çeşmelerin restorasyon sürecini şöyle anlattı:

“İlk olarak mimar arkadaşlarımızla köye gittik. Köyden bir iki aile bizi konuk etti ama köyün çoğunluğu bize mesafeli onlara da öfkeliydi. Bunlar niye geliyor, mallarını mı alacaklar diye düşündü. Yoksa bizim bulamadığımız defineler için mi geldiler diye köyde tartışmalar olduğunu biliyorum. Bizimle ilgilenen köylüler ve muhtar üzerinde baskı yaratıldı. Biz oradan ayrıldıktan sonra çeşmenin altı kazılmış, define aranmış. Tabi böyle olunca çeşme arkasındaki su yollarının dağılmasına neden oldu. Bu nedenle çalışma zor oldu.”

 “Restorasyon sürecinde hepimiz birbirimizden etkilendik”

“Süreç içerisinde insanlar o kadar çok değişti ve dönüştü ki hepimiz birbirimizden etkilendik. İnsanlar önce meraktan geliyordu çeşmenin başına. Daha sonra yardım etmeye başladılar. Herkes bir kazma, kürek aldı eline. Ve inanılmaz bir şekilde el birliği ile onarıldı. Ramazan döneminde biz de eve döndük. Duyduğumuza göre yine defineciler geliyor ama gönüllü çalışan çocuklar definecilerden koruyor.”

“Ermenistan’dan, Paris’ten geldiler. Ermeni, Türk, Kürt gençler beraber çalıştılar. Birbirlerinin dillerini bilmiyorlardı ama inanılmaz bir şekilde anlaştılar. Gönüller bir oldu, dönüp de o sudan içememişlerin ruhuna su içildi. Pazar günü şenlik yapacağız. Çok sayıda konuğumuz olacak.”

“Hakimler anneannem kitabını da Hrant’ın kitabını da okudu”

Ermeni anneannesiyle ilgili yazdığı kitabı “Anneannem” ile ilgili de konuşan Fethiye Çetin, Hrant Dink davasında sistem sorunu olduğunu söyledi.

“Pek çok hakimin bu kitabı okuduğunu biliyorum. Bu kitaptan haberdar olduğunu biliyorum. Kaldı ki Hrant’ın da kitabını pek çok hakim okudu. Bundan da eminim. Bu yüzden ne yazık ki sistemin kendisi bu biçimde devam ettikçe farklı şeyler çıkamıyor.”