Barış Akademisyenleri tahliye edildi

Barış bildirisine imza attıkları için tutuklanan akademisyenler Esra Mungan, Kıvanç Ersoy, Muzaffer Kaya ve Meral Camcı’nın Çağlayan Adliyesi’nde 14.00’te başlayan ilk duruşmalarında tahliye edildi. Akademisyenler'in davası 27 Eylül'e ertelendi.

“Bu suça ortak olmayacağız” bildirisine imza verdikleri ve basın açıklamasını okudukları için “terör örgütü propagandası yaptıkları” gerekçesiyle tutuklanan Barış İçin Akademisyenler’den Esra Mungan, Muzaffer Kaya, Kıvanç Ersoy ve Meral Camcı’nın bugün saat 14.00’te İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davasında Akademisyenler için tutuksuz yargılanma kararı verildi. 7.5 yıla kadar hapis cezası istenen tutuklu akademisyenlerin yaptıkları savunmanın ardından verilen aradan sonra savcı Adalet Bakanlığı'ndan 301 ile ilgili görüş ve akademisyenlerin tahliyesini istedi. Akademisyenlerin avukatlarıysa kararın tahliye değil, beraat olması gerektiğini vurguladı.

Mahkeme, savcılığın mütaalası doğrultusunda, tahliye ve yargılamanın durdurulması kararını verdi. Adalet Bakanlığı’ndan TCK’nın 301’inci maddesinden yargılama için izin alınmasına karar verildi. Akademisyenlere yurtdışına çıkma yasağı dahil herhangi bir adli kontrol zorunluluğu verilmedi. Davasın bir sonraki duruşması 27 Eylül 2016'ya ertelendi.

“İddianameyi öğrencim yazsa 10 üzerinden 2 verirdim”

Duruşma salonuna 14.30'da getirilen akademisyenlerden ilk sözü alan Muzaffer Kaya, gelirinin sorulması üzerine 'işsiz akademisyenim' yanıtı verdi. Kaya, "İddianamenin kötü bir özet olduğunu düşünüyorum, ben bir hoca olarak 10 üzerinden 2 bile vermezdim” diye konuştu

Kaya şöyle devam etti: “Bugün bizim nezdimizde düşünce ve ifade özgürlüğü yargılanıyor. İddianamede belirtilen çözüm süreciyle, davaya konu suç isnadının bağı kurulmamıştır. Savcılık iddianameyi vikipediadaki yanlış bilgilerden yararlanarak hazırlamıştır. Bildirinin kaleme alındığı günlerde hükümet  90'lar konseptine geri dönmüştü. Operasyonlarda yüzlerce sivil öldürüldü. Biz bu ülkenin akademisyenleri bunca şey yaşanırken sessiz kalmayı onurumuza yediremedik.

Bildirimiz hükümete uyarı ve talep içeren bir bildiridir. Ağır insan hakları ihlallerinin durmasını istedik. Bildiri için bize kızabilir, bizi sevmeyebilirsiniz ama bildirimizde hiçbir şekilde terör örgütü propagandası yer almıyor. İddianamede söylediklerimiz değil, söylemediğimiz şeyler yüzünden de yargılanıyoruz. Bu hukuken mümkün değildir."

‘İddianamenin hiçbir dayanağı yok”

Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan ise “İddianamede hiçbir şey görmüyoruz, böyle bir iddianameyle nasıl insan tutuklanır? İddianame biterken sadece son kısımda suçlama yer alıyor ama herhangi bir dayanağı bulunmuyor. Bizi tutuklarken hedeflenen ortamı susturmakken, insanların bize desteğiyle tam tersi olmuştur. İnsanların eşit olarak yaşadığı demokratik bir ülke talep ediyorum” dedi.

“Yine olsa yine imzalarız”

Esra Mungan'dan sonra ifadesini veren Kıvanç Ersoy ise şunları söyledi: “Barışı savunduğumuz ve barışçıl iki yöntem olan imza atmak ve basın açıklaması yaptığımız için tutuklandık. Kaçma şüphesiyle tutuklanmayı hakaret sayıyoruz ama elinizde başka da bir şey olmadığı için bu gerekçeyle tutukladınız. Kanımızla duş almak isteyenler dışarıda iken korkmuyoruz, yine olsa yine imzalarız. İddianame anayasayı ihlal etmektedir. Bildiri barışı, ölüme karşı yaşamı savunmaktır. Talimat aldığımız iddia edilen Bese Hozat'ın adını hayatımda ilk defa savcılıkta duydum..."

Kategoriler

Güncel Türkiye Gündem



Yazar Hakkında