Cinayette kamu görevlilerinin rolü anlatıldı

Hrant Dink cinayeti davasında 23. duruşma dün(26 Aralık Pazartesi)görüldü. Davada söz alan sanık Erhan Tuncel’in açıklamaları duruşmaya damgasını vurdu. Dink ailesi avukatlarının, cinayette kamu görevlilerinin rolünün anlatıldığı mütaalalarını verdikleri duruşmada, mahkeme heyeti bir sonraki duruşmayı 10 Ocak 2012 saat 10:00’a erteledi.

Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin tetikçilerin yargılandığı davanın 23. duruşması 26 Aralık’ta görüldü.  İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada savcı Hikmet Usta, TİB kayıtlarının bir örneğini dosyadan alarak incelettirdiğini ve TEM’den aldığı yazı doğrultusunda davadaki 19 sanıkla bir irtibata rastlanamadığını belirtti.   Avukat Fethiye Çetin, TİB’den gelen kayıtların incelenmesi için Emniyet Genel Müdürlüğü’nün Bilişim Şubesine gönderilmesi yönündeki talebini yeniledi ancak mahkeme heyeti geçtiğimiz duruşmada TİB kayıtlarına ilişkin tedbir kararı alındığını söyleyerek bu konuda yeni bir karar alınmasına gerek olmadığını ifade etti. Mahkeme heyeti bir sonraki duruşmayı 10 Ocak 2012 saat 10:00’a erteledi.

Sanıklardan Yasin Hayal ve Erhan Tuncel’in hazır bulunduğu duruşmada Dink ailesi avukatları, cinayette kamu görevlilerinin rolünü anlattığı mütaalalarını verdiler.  Mütalaanın bu duruşmada okunan bölümünde sırasıyla, soruşturma süreci, “Trabzon Jandarma dosyası, Trabzon Emniyet dosyası, İstanbul Emniyet dosyası,  Samsun Emniyet ve Jandarma dosyası, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Türkiye’yi mahkum ettiği karar” başlıkları yer aldı.

Avukatlar,  Trabzon ve İstanbul Emniyeti’nin,  Trabzon Jandarmasının cinayetin öncesinde Hrant Dink’in öldürüleceği bilgisine sahip olmalarına rağmen gerekli önlemi almadıklarını ve bilgi, belge gizleyerek cinayete iştirak ettiklerini belirterek “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi” suçunu işlediklerini belirtti. Avukat Bahri Belen, cinayetle ilgili Trabzon’da yürütülen dava ile İstanbul’daki ana davanın birleştirilmesinin önemini bir kez daha hatırlatarak,  bu yöndeki taleplerinin üç kez reddedildiğini belirtti.  Belen, esas hakkındaki görüşlerinin ilk bölümünü geçen celse okuduklarını söyledikten sonra, “Bu duruşmada, görüşlerimizin ‘Cinayetten sonraki süreç ve kamu görevlilerinin ihmali’ başlıklı bölümü okuyacağız. Soruşturma sürecini, dosyadaki delilleri, tanıkların ifadelerini ve Dink'in öldürülmesi sürecindeki somut detayları anlatacağız” ifadelerini kullandı. 

Avukat Esra Salmanlı, Hayal’in eniştesi Coşkun İğci’nin Jandarma Komutanı Ali Öz’e ve Metin Yıldız’a cinayetten 6 ay önce Hrant Dink’in öldürüleceğini söylediği fakat Öz ve Yıldız’ın bunu kimseye söylememesi için kendisini uyardığını aktardı.  Salmanlı, Jandarma görevlileri Dink’in öldürülmesinin ardından,  cinayetten 6 ay önce alınan bilgiyi,  20 Ocak 2007’de sanki cinayetten sonra alınmış gibi sahte görev sonuç raporu düzenlediklerini de belirtti.

Cinayetin hazırlık sürecinde Trabzon, İstanbul, Samsun Emniyeti ve Trabzon, Samsun Jandarma görevlilerinin rolünü ayrıntılı olarak anlatan avukat Hakan Bakırcıoğlu,  tüm bu süreçte kamu görevlilerinin ortak oldukları cinayetin ardından kendi sorumluluklarını da gizlemek maksadıyla delil kararttıklarını ve sahte belge düzenlediklerini ifade etti. Bakırcıoğlu,  Dink cinayetinin hazırlanması, işlenmesi, cinayetin ardından delillerin gizlenmesi, karartılması ile yargı sürecinde yaşanan paralelliğe dikkat çekti.  

“Davanın gizli tanığı Reşat Altay”

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 23. duruşmada söz alan sanık Erhan Tuncel’in açıklamaları duruşmaya damgasını vurdu. Tuncel, Hrant Dink’in darbeyi kolaylaştırmak için öldürüldüğünü ileri sürerek dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay’ın davanın gizli tanığı olduğunu iddia etti.  Tuncel, Ahmet İlhan Güler, Şahmaz Demirtaş, Emin Aslan, Selim Kutkan, Reşat Altay ve ekibinin dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Ramazan Akyürek, İstanbul Valisi Muammer Güler ve İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer’i kusurlu gösterip görevden alınmalarını sağlamak ve böylelikle darbeye zemin oluşturmak amacıyla cinayete göz yumduklarını iddia etti.  Tuncel ayrıca Yasin Hayal’in eski avukatı Fuat Turgut ve şimdiki avukatı Eda Salman tarafından gerçeklerin manüpüle edildiğini belirtti.

Tuncel’in açıklamalarının ardından görüştüğümüz avukatı Erdoğan Soruklu, Tuncel’in Emniyet içi hesaplaşmaları bildiğini ve buna dayanarak Reşat Altay’ın gizli tanık olduğunu ifade ettiğini söyledi.

Öte yandan Ramazan Akyürek’in İstihbarat Daire Başkanlığına atanmasının ardından Mayıs 2006’da  Trabzon Emniyet Müdürlüğü görevine gelen Reşat Altay, cinayete ilişkin olarak verdiği ifadesinde  görev süresi boyunca kendisine Hrant Dink’in öldürüleceğine ilişkin herhangi bir bilgi verilmediğini bu konuda yapılan daha önceki çalışmaların ve istihbarat paylaşımının kendisinden gizlendiğini iddia etmişti.

Dink ailesi avukatlarının bugüne dek verdikleri mütalaalarının tümüne ulaşmak için tıklayınız

 

 

 

 

Kategoriler

Güncel Dink Davası