Dink davasındaki skandalı avukatlar gözler önüne serdi

Dink cinayeti davası skandal bir kararla sonlandırıldı ama Dink ailesinin temyiz dilekçesi dava sürecindeki skandalları da ortaya çıkarmaya devam ediyor. Dilekçede tespit edilen birçok skandalın yanı sıra Dink ailesinin avukatları Öz ve Akyürek için aslında şüpheli durumunda olmalarına rağmen soruşturmanın sürdürülmesinde aktif rol oynadıklarını gözler önüne serdi.

Hrant Dink’in ailesi ve Agos gazetesi adına Dink cinayeti davasında yargılanan 20 sanık hakkında İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nce verilen kararın bozulması talebiyle verilen temyiz dilekçesi, mahkeme kararındaki yeni skandalları ortaya çıkardı. Dilekçede, mahkemenin çok önemli konuları araştırmadan karar verdiği belirtildi. Dilekçede vurgu yapılan eksik soruşturma konularından bazıları şöyle:

- Samast’ın cinayet mahallinde tek başına olup olmadığı, öncesinde keşif yapıp yapmadığı, İstanbul’a hangi tarihte ve hangi vasıta ile geldiği, silahı nereden temin ettiği, İstanbul’da bulunduğu süre içinde kimlerle görüştüğü, nasıl kaçtığı araştırılmadı. Metro Turizm’le İstanbul’a geldiğini söylemesine karşın Metro Turizm kayıtlarında böyle bir bulguya rastlanmadığı halde soruşturma orada bırakıldı. Silahı aldığını söylediği kişinin öldüğü iddiasının ilerisine gidilmedi.

- Silahın Ardeşen el yapımı olduğunun yakalanmadan önce Trabzon Jandarması tarafından bilindiği ortaya çıkmasına rağmen jandarmanın sanıklarla irtibatını gösterebilecek araştırmalar yapılmadı.

- Polisin, cinayet mahalli çevresindeki bütün mobese ve güvenlik kamera kayıtlarını toplamasına rağmen görüntülerin önemli bir kısmının yok edildiği, dosyaya konmadığı, çok önemli bulguların soruşturulmadığı ortaya çıktı.

- Cinayetin perde arkasındaki örgütün ortaya çıkarılabilmesi için tüm delillerin toplanması, parçaların birleştirilmesi, örgütü deşifre edecek tüm ipuçlarının değerlendirilmesi gerekirdi. Bu nedenle, cinayete ilişkin dava ve soruşturmaların tek elden yürütülmesi önemliydi. Ancak birleştirme talepleri her seferinde reddedildi.

- Yasin Hayal sürekli takip edildiği halde, İstanbul’a geldiği ve Agos ile ev arasında kroki çalışmasının yapıldığı bir dönemde, takibe ara verilmesinin nedenleri üzerinde durulmadı.

- Sanıklar ile jandarma görevlileri arasındaki ilişkinin tespiti bakımından, Jandarma arşivlerinde bir çalışma yapılmadı.

- Trabzon’da görevli astsubay Satılmış Şahin ile sanıkların ilişkileri araştırılmadı. Şahin’in cinayetten bir gün önce İstanbul’da bulunduğu ve cezaevine tutuklu götürdüğüne ilişkin ek bir inceleme yapılıp yapılmadığı, gerçekten mahkum götürüp götürmediği, götürmüş ise bunun asli görevi olup olmadığı araştırılmadı.

Mahkemenin unutkanlıkları

Temyiz dilekçesinde, daha önce sanıklardan Coşkun İğci hakkında karar vermeyi unuttuğu ortaya çıkan mahkemenin yeni “unutkanlıkları” da sıralandı. Dilekçede, gerekçeli kararda sanık Osman Hayal hakkında verdiği kararın gerekçesini, davanın müdahilleri olan Agos ve Birgün gazetelerinin adını yazmayı da unuttuğu belirtildi.

Mahkemenin farklı tanıkları aynı kişiymiş gibi yazıp değerlendirmeyi ona göre yaptığı belirtilen dilekçede “Trabzon İl Jandarma Komutanlığında görevli Veysel Şahin ile aynı adı taşıyan jandarma haber elemanı Veysel Şahin’in iddialarını araştırmadığı gibi kararında bu iki tanığı aynı kişiymiş gibi alt alta yazdığı” vurgulandı.

Soruşturmayı suçlananlar yürüttü

Dilekçede dikkat çekilen önemli bir konu da cinayetin soruşturma usulüne yönelik oldu. Dilekçede şöyle denildi: “Yargılamada maddi gerçeğin ortaya çıkarılabilmesi ve cinayet saikinin belirlenebilmesi açısından çok büyük önem taşıyan deliller toplanmamış, kimi deliller yok edilmiş, çok önemli deliller savcılardan dahi gizlenmiş, hatta deliller üzerinde oynandığı gibi sahte deliller üretilmiş, ancak delilleri toplamayanlara, gizleyenlere, yok edenlere dokunulamamıştır.

Tüm soruşturmalar olaya karıştığı iddia edilen görevlilerin, amirlerin, müdürlerin ve komutanların sunduğu bilgi ve belgeler esas alınarak yapılmıştır. AİHM, suça karıştığı iddia eden kamu görevlisinin arkadaşlarının yaptığı soruşturmayı bile etkin soruşturma olmamasına kanıt gösterirken bu davada, daha vahim bir durum gerçekleşmiş ve soruşturulan devlet görevlilerinin iş arkadaşları değil, bizzat kendileri soruşturmaya dahil olmuşlardır. Örneğin Trabzon İl jandarma komutanı Albay Ali Öz, olayın sorumlusu olarak soruşturulmuş, hakkında açılan ceza davasında mahkzm olmuş, ancak aynı kişi, Mahkeme dosyası başta olmak üzere bütün soruşturmalar sırasında savcıların sorduğu soruları cevaplandırmış, dosyaya delil sunan kişi olmuştur.

Ayrıca, cinayet anında Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı olan Ramazan Akyürek, cinayet planlarının yapıldığı dönemde Trabzon Emniyet Müdürüdür. Bu kişi de soruşturulan kişilerdendir ancak kovuşturmanın önemli bir aşamasına kadar dosyaya delil sunmaya, talepleri göndermemeye, ara kararları yerine getirmemeye devam etmiştir.”

DDK raporu Yargıtay’a sunuldu

Mahkemenin kararını verdiği tarihten sonra yayınlanan Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu Raporundaki değerlendirmeler ve ulaşılan tespitlerin, kendilerinin haklılığını, görüşlerini ve taleplerini bir kez daha teyit ettiği belirtilerek, Yargıtay’a DDK raporu da sunuldu.

 

(Kemal Göktaş - Gazetevatan)

Kategoriler

Güncel Dink Davası