‘Örgüt yok’ kararına raporlu temyiz dilekçesi

Hrant Dink cinayeti davasındaki skandal karardan 4 ay 13 gün sonra, Dink ailesi ve Agos adına Yargıtay’a temyiz dilekçesi verildi. Dilekçede, davada yargılanan 20 sanık hakkında Mahkeme’nin verdiği kararların bozulması istendi. Devlet Denetleme Kurulu Raporu’ndaki tespitlerin, avukatların davanın başından beri vurguladığı pek çok gerçeği teyit ettiği belirtilen dilekçeyle birlikte, Yargıtay’a bu rapor da sunuldu.

FUNDA TOSUN
fundatosun@agos.com.tr

Hrant Dink cinayeti davasındaki skandal karardan 4 ay 13 gün sonra, Dink ailesi ve Agos adına Yargıtay’a temyiz dilekçesi verildi. Dilekçede, Dink davasında yargılanan 20 sanık hakkında İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği bazı kararların bozulması istendi. 

Dilekçede, sanıklara “örgüt” suçundan ceza verilmemesine itiraz edilirken, Erhan Tuncel’e “cinayete azmettirme” suçundan verilen beraat kararının da bozulması istendi.

Karardan sonra yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu Raporu’ndaki değerlendirmeler ve ulaşılan tespitlerin, Dink ailesi avukatlarının davanın başından beri vurguladığı pek çok gerçeği teyit ettiği belirtilen dilekçeyle birlikte, Yargıtay’a DDK raporu da sunuldu.

Dink ailesi avukatları, sanık Yasin Hayal’e ‘terör örgütü yöneticisi olmak’, sanık Erhan Tuncel’e, ‘Terör örgüt yöneticisi olmak ve tasarlayarak adam öldürmeye azmettirmek’, sanıklar Osman Hayal, Coşkun İğci, Zeynel Abidin Yavuz, Mustafa Öztürk ve Tuncay Uzundal’a , ‘Terör örgütü üyesi olmak, tasarlayarak adam öldürmeye yardım etmek’, sanıklar Ersin Yolcu ile Ahmet İskender’e, ‘Terör örgütü üyeliği’, diğer 9 sanığa ise ‘Terör örgütüne yardım ve yataklık’ suçlarından ceza verilmesi gerektiğini belirtti.

Dilekçede 19 sanık hakkında mahkemece verilen karara tek tek itiraz edildi. Bütün sanıklar hakkında verilen kararların usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenle kararın bozulması gerektiğini belirten avukatlar, bütün sanıkların ‘örgüt’ suçundan ceza alması gerektiğini vurguladı.

Mahkemenin  unutkanlıkları!

Yargıtay Başsavcılığı’na iletilmek üzere 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunulan temyiz dilekçesinde, daha önce sanıklardan Coşkun İğci hakkında karar vermeyi unuttuğu ortaya çıkan mahkemenin yeni “unutkanlıkları” da sıralandı. Dilekçede, mahkemenin, gerekçeli kararda sanık Osman Hayal hakkında verdiği kararın gerekçesini, davanın müdahilleri olan Agos ve Birgün gazetelerinin adını yazmayı unuttuğu da belirtildi.

Mahkemenin farklı tanıkları aynı kişiymiş gibi yazıp değerlendirmeyi ona göre yaptığı belirtilen dilekçede, “Mahkemenin, Trabzon İl Jandarma Komutanlığında görevli Veysel Şahin ile aynı adı taşıyan jandarma haber elemanı Veysel Şahin’in iddialarını araştırmadığı gibi, kararında bu iki tanığı aynı kişiymiş gibi alt alta yazdığı” vurgulandı.

Sanıkların, cebir ve şiddet kullanarak baskı, korkutma, sindirme, tehdit yoluyla farklı etnik ve dinsel grupların temel hak ve özgürlüklerini yok etmek amacıyla bir araya geldikleri, kamu barışını bozacak nitelikte, zamana yayılan biçimde eylemler gerçekleştirdikleri halde “örgüt” suçundan beraat kararı verildiği belirtilen dilekçede, bu kararın bozulması ve sanıkların “terör örgütü kurmak, yönetmek ve üye olmak” suçlarından cezalandırılmaları istendi. Dilekçede verilen kararın isabetsiz ve yasaya aykırı olduğunun altı çizildi.

Tuncel cinayetin failidir

Erhan Tuncel’in cinayetin faili olduğunun altı çizilen dilekçede, Tuncel’in, Hrant Dink cinayetindeki rolünün yanı sıra 2004 yılında gerçekleştirilen Mc Donalds bombalama eylemini de  Yasin Hayal ile birlikte yaptığı hatırlatıldı. Dilekçede, Tuncel’in, Hrant Dink cinayetinin işlenmesine “olur” veren Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü’nün istihbarat elemanı olduğu hatırlatılarak, tam da bu nedenle Tuncel’in cinayeti işleyen yapı içerisinde yer aldığı vurgulandı.

Dilekçede, mahkemenin Yasin Hayal hakkında hangi bilimsel veriden hareketle “kriminal suçlu tipi” olduğu kanaatine ulaşıldığı sorgulanarak, her fırsatta tüm değerlendirmelerin nedeninin buna dayandırılması anlaşılamadığı belirtildi ve bu tavrın bir tür “delidir ne yapsa yeridir” mantığı olduğu ifade edildi.

MAHKEME BU HUSUSLARI SORUŞTURMADI

  1. Samast’ın cinayet mahallinde tek başına olup olmadığı, öncesinde keşif yapıp yapmadığı, İstanbul’a hangi tarihte ve hangi vasıta ile geldiği, silahı nereden temin ettiği, İstanbul’da bulunduğu süre içinde kimlerle görüştüğü, nasıl kaçtığı araştırılmadı. Silahı aldığını söylediği kişinin öldüğü iddiasının ilerisine gidilmedi ve silahın nereden temin edildiği araştırılmadı. Cinayette kullanılan silahın Ardeşen el yapımı olduğunun yakalanmadan önce Trabzon İl Jandarma Komutanlığı tarafından bilindiği ortaya çıkmasına rağmen, jandarmanın sanıklarla irtibatını, eylemle bağını gösterebilecek araştırmalar yapılmadı.
     
  2. Polisin, cinayet mahalli çevresindeki bütün MOBESE ve güvenlik kamera kayıtlarını toplamasına rağmen görüntülerin önemli bir kısmının yok edildiği, dosyaya konmadığı, çok önemli bulguların soruşturulmadığı, yargılamanın sonraki aşamalarında ortaya çıktı.
     
  3. Çok önemli bir delil olmasına rağmen, sanık Samast’ın cep telefonu ve SİM kartına ilişkin ifadeler arasındaki çelişki ve karmaşıklık çözümlenmedi, işin gerçeği araştırılmadı.
     
  4. Samast, cinayetten hemen önce, bir saatten fazla zamanını Agos’un bulunduğu Sebat Apartmanı’nın yanındaki Şafak Sokak’taki dışarıdan internet cafe olduğu anlaşılamayan ve bir polis memuru tarafından işletilen yerde,  kendi ifadesine göre, arkadaşlarıyla chat’leşmişti.  Kritik İnternet Cafe’nin bilgisayarlarına ve hard disklerine cinayetten hemen sonra Emniyet birimlerince neden el konulmadığı araştırılmadı ve soruşturma bu yönde derinleştirilmedi. Bilgisayarların kayıtlarına ise halen ulaşılamadı.
     
  5. Cinayetin ardından Ogün Samast, Şafak Sokak’ta koşarken Saray Kumaşçılık kameralarına takıldı. Samast’ın hemen arkasından onu izleyen ve uzaklaştığını gördükten sonra, sokağın köşesindeki inşaatın kapısından içeri girip kaybolan iki kişiye ilişkin hiçbir araştırma yapılmadı. Oysa davranışlarıyla şüphe çeken bu iki kişinin eşkâli, Samast’ın yalnız olmadığını söyleyen kimi tanıkların anlatımlarıyla da örtüşüyordu. Bu kişilerden birinin sanıklardan Yasin Hayal’in ağabeyi Osman Hayal olduğuna ilişkin tespitler ise dikkate alınmadı.
     
  6. Cinayet mahallindeki Yapı Kredi Bankası güvenlik kamerasının tam da cinayet gününün bir gün öncesi (18 Ocak 2007) ve cinayet gününde (19 Ocak 2007) arızalı olduğu tespit edildiği halde bu arızanın sebebi ve tesadüf olup olmadığı araştırılmadı.
     
  7. Sanıklardan Tuncay Uzundal’ın evinde yapılan aramada ele geçen ajandanın 19 Ocak sayfasının tamamen koparılmış olduğu görüldü. Ancak, tam da 19 Ocak tarihli sayfanın koparılmış olması üzerinde durulmadı, kayıp sayfa ve bunun sebebi araştırılmadı.
     
  8. Bu cinayetin perde arkasındaki örgütlü yapının ortaya çıkarılabilmesi için olayı temsil eden tüm delillerin toplanması, bütünü temsil etme ihtimali olan tüm parçaların birleştirilmesi, örgütü deşifre edecek tüm ipuçlarının değerlendirilmesi gerekirdi. Bu nedenle, cinayete ilişkin tüm dava ve soruşturmaların tek elden yürütülmesi maddi gerçeğe ulaşmak için önemliydi. Trabzon’da görülen davalarla ana dava birleştirilmedi.
     
  9. Dava başından beri talep edilen TİB kayıtlarının incelenmesi beklenmeden mahkeme, davayı uzatacağı gerekçesiyle, konuyu araştırmak yerine talepleri gereği için savcılığa gönderdi ve bu araştırmanın sonucunu beklemeden kararını verdi.
     
  10. Trabzon Emniyet Müdürlüğünden gönderilen ve Erhan Tuncel ve Yasin Hayal’e ait toplam 6250 ses veri dosyasının titiz bir çalışma ile incelenmesi sağlanabilirdi. Dosya, delil değerlendirmesi açısından bu yönüyle de eksik bırakıldı.
     
  11. Sanık Yasin Hayal’in sürekli ve kesintisiz bir şekilde takip altında olduğu halde, İstanbul’a geldiği ve Agos ile Hrant Dink’in evi arasında güzergâh ve kroki çalışmasının yapıldığı bir dönemde teknik takibe ara verilmesinin nedenleri üzerinde durulmadı.
     
  12. Erhan Tuncel ve Yasin Hayal’in Trabzon Emniyet ve Jandarma ilişkileri derinlemesine araştırılmadı, dönemin TEM Şube Müdürü Yahya Öztürk’ün ifadesi alınmadı, Yasin Hayal’in babası Bahittin Hayal ile yüzleştirilmedi.
     
  13. Sanıklar ile Jandarma görevlileri arasındaki ilişkinin tespiti bakımından, Jandarma arşivlerinde bir çalışma yapılmadı.
     
  14. Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü görevlilerinin sanıklara ait görüşme dökümlerini tam ve eksiksiz göndermedikleri, birtakım hususları gizledikleri duruşmalar sırasında bütün açıklığı ile ortaya çıkmasına rağmen bu hususlarla ilgili araştırma ve soruşturma yürütülmedi.
     
  15. Trabzon Jandarma Komutanlığı İstihbarat arşivlerinin Dink cinayetinden sonra İstihbarat Şube Müdürlüğü personeli tarafından delilleri karartacak şekilde yeniden düzenlendiği anlaşılmasına rağmen bu konu da araştırılmadı.
     

Trabzon İli Merkez Jandarma Karakol Komutanlığında görevli Asayiş Tim Komutanı Astsb.Çvş. Satılmış Şahin ile sanıkların ilişkileri araştırılmadı. Satılmış Şahin’in cinayetten bir gün önce 18.01.2007 tarihinde İstanbul’da bulunduğu ve cezaevine tutuklu götürdüğüne ilişkin ek bir inceleme yapılıp yapılmadığı, Cezaevine 18.01.2007 tarihinde gerçekten de mahkûm götürüp götürmediği, götürmüş ise bu görevin Satılmış Şahin’in asli görevi olup olmadığı hususu da araştırılmadan karar verildi.