Diyanet İşleri Başkanlığı: ''Kürtaj haram ve cinayettir''

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, kürtaj tartışmasında kurumun tutumunu ifade eden bir açıklamada bulundu. Görmez açıklamasında kurumun yıllardır değişmeyen görüşünün 'meşru mazeret olmadan doğumun engellenmesinin doğru olmadığı' yönünde olduğunu söylerken, tecavüz konusunda, 'her bir özel durum için özel hüküm gerekebileceğini' belirtti.

Kürtaj tartışmalarıyla ilgili Diyanet İşleri Başkanlığı'nın kurumsal tutumunu ifade eden bir açıklama geldi. Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın başlattığı kürtaj tartışmasıyla ilgili kurumunun görüşlerini açıkladı. 

Diyanet İşleri Başkanı kürtajın 'haram ve cinayet' olduğunu ileri sürerken, 'her bir özel durum için özel hüküm gerekebileceğini ve söz konusu özel hükmün dini bilginler, psikiyatristler, adli tabipler gibi farklı ihtisas sahiplerinin ahlak çerçevesinde birlikte verebileceklerini' ifade etti. 

Kurumun yıllardır değişmeyen görüşünün 'meşru mazeret olmadan doğumun engellenmesinin doğru olmadığı' yönünde olduğunu söyleyen Mehmet Görmez, 1993 yılında Bosna'da tecavüz edilen kadınların kürtaj yaptırıp yaptıramayacağına dair soruya Diyanet'in bir üyesinin şerhi ile yeşil ışık yaktığını belirtti.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kürtaj konusundaki tutumunu için Görmez, 'AİHM, bu tartışmaların içine girmemek için yaşamın ne zaman başladığının belli olmadığı bahanesinin arkasına saklandığı ortadadır' dedi. 

Görmez, 'İslam dini, Katolik öğretilerinin tam aksine, anneyle cenin arasında yer aldığında annenin yanında yer almıştır' ifadesinde de bulundu.

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'in açıklamaları:

'Toplumun temeli ailedir'

'Toplumun temeli ailedir. Ailenin devamlılığını çocuk sağlar. Dinimiz evlenip çoğalmayı teşvik etmiştir. Çocuk aileye ve topluma Allah'ın emanetidir. Her aile bakıp yetiştirebileceği sayıda çocuk yetiştirmelidir. Çocuk istenmediği durumlarda, karı kocanın ortak istekleriyle gebeliği önleyici tedbirler alınması caizdir.

Kürtaj haram ve cinayettir. Çocuk düşürmek ve aldırmak gebeliği önleyici tedbirlerden değildir. Çocuk aldırmak cinayet hükmündedir.

Bütün dinler aynısını söylüyor

Sadece Müslüman ilim adamları değil, bütün ilahi dinler, ahlaki sistemler, bütün tabii hukuk sistemleri, biyolojik varlığın insan olduğunu, bu savunmasız varlığın tıpkı doğmuş yetişmiş bir insan gibi yaşama hakkına sahip olduğunu bu varlığın da yaşama hakkının olduğunu söylemeye devam edeceklerdir.

'Kürtaj insan yaşamına kastetmek'

Aynı şekilde, bilim adamları, genetik uzmanları bize kesin bilimsel verilere dayanarak, döllenmiş yumurta hücresinin anneden bağımsız bir sistem olduğunu, her ikisinin ayrı birer kalbi olduğunu, kan dolaşım sistemi olduğunu, anneye bağlılığın sadece beslenme olduğunu söyledikleri müddetçe, sadece Diyanet değil, bütün dinler, hukuk sitemleri için kürtajın bir insan yaşamına kast etmek olduğu görülmektedir.

Sorun bilimin ortaya koyduğunu meseleyi kabul edip etmeme meselesidir.

'Beden mülkiyet değil emanet'

Bedenimiz ve hayatımız bize mülkiyet olarak değil, emanet olarak verilmiştir. Onu yaşamak ve yaşatmak en iyi şekilde muhafaza etmek görevimizdir. Hukuk diliyle, hayat hakkı vazgeçilen bir hak değildir.

Anne karnındaki ceninin de yaşam hakkı vardır. Ne annesinin ne de babasının, onun üzerinde mülkiyet hakkı olmadığı gibi vazgeçme yetkisi de yoktur.

'Benim bedenim' deme hakkına sahip değil

Beden benim değil mi, ben onu istediğim gibi kullanırım. Bebek de yaparım, istersem onu da atarım” demeye sahip değildir. Karnındaki bebeğin gerçek anlamda sahibi değildir. Keyfi olarak, öldüremez, onu yaşatmakla görevli bir emanetçidir.

Her bir özel durum için özel hüküm

İstisnai konularda konuşmak tarih boyunca zor olmuştur. Tecavüz gibi cinsel saldırıların sonuçlarını ortadan kaldırmak, ceninde ortaya çıkan ağır hastalıklar gibi konularda genelleme yapmak yerine her bir özel durum için özel hüküm gerekebileceğini ve söz konusu özel hükmün dini bilginler, psikiyatristler, adli tabipler gibi farklı ihtisas sahiplerinin ahlak çerçevesinde birlikte verebileceklerini ifade etmek istiyorum.

Yasalarla ve yasaklarla çözüm bulunamamıştır

İslam dini, Katolik öğretilerinin tam aksine, anneyle cenin arasında yer aldığında annenin yanında yer almıştır. Herkesin içine düştüğü bir hataya değinmek istiyorum. Kürtajı sadece kadın meselesi olarak ele alınması yanlış olur. Bu sorunun en büyük ızdırabını çekenler hep kadınlar olmuştur.

Tarihi tecrübe göstermiştir ki bu konu sadece yasalarla ve yasaklarla çözüm bulunamamıştır.