Selahattin Demirtaş'dan Diyanet'e: ''Soruyorum helal midir Roboski''

BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş partisinin grup toplantısında Diyanet İşleri'ne, 'Diyanet İşleri Başkanı, Kürtaj ile ilgili fetva veriyor ve dinen caiz değil diyor. Peki Roboski nedir. Soruyorum helal midir Roboski? Kuran'ın neresinde böylesi bir katliama sessiz kalın denilmiştir' diye sordu. Demirtaş, CHP'nin önerisinin 'önemsenmesi gerektiğini' belirtti.

Partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmasına, Bursa'da bedenini ateşe vererek yaşamını yitiren Mehmet Şerif Saklı'ya değinerek başlayan BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, 'Saklı İmralı'da devam eden tecridi protesto ederek bedenini ateşe verdi, kendisine Allahtan rahmet, ailesine başsağlığı diliyorum' dedi.

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'in kürtaj açıklamalarına cevaben, 'Peki Roboski nedir. Soruyorum helal midir Roboski' diye konuştu.

5 Haziran’ın Dünya Çevre Günü olduğunu anımsatan Demirtaş, hükümetin çevre politikalarını eleştirerek, ”Doğaya baktıkları zaman rant görüyorlar” dedi.

Sadece AK Parti döneminde 2 bin HES projesinin temelinin atıldığını ifade eden Demirtaş, ”Bazı yerlerde tarihi ve kültürü yok etmek istiyorlar” diye konuştu.

'Gençler kendilerine zarar vermesin'

Gençlere çağrı yapan Demirtaş, 'Kendisine ve başkasına zarar verecek eylemi parti olarak uygun bulmuyoruz. Genç bedenleri ile daha aktif çalışma yürütebilirler. Partimizin kapısının onlara açık olduğunu hatırlatmak istiyorum. Bu tür eylemler ile kendilerine zarar vermesinler. Ancak bu hukuksuzluğun hangi boyuta geldiğini hükümet anlasın' dedi. Demirtaş, konuşmasının devamında 'KCK' adı altında yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Muharrem Erbey'in yazdığı mektuba değinerek, 'O koşullarda bile yazılan bu mektuptan dolayı arkadaşlarımızı selamlıyoruz' dedi.

Diyanet'e 'Roboski nedir' sorusu

''O insanların orada ne işi var' dediler. Anladık ki Roboski katliamı AKP'nin planlı bir katliamıdır' ifadelerini kullanan Demirtaş şöyle devam etti: 'Diyanet İşleri Başkanı, Kürtaj ile ilgili fetva veriyor ve dinen caiz değil diyor. Peki Roboski nedir. Soruyorum helal midir Roboski? Kuran'ın neresinde böylesi bir katliama sessiz kalın denilmiştir. Kürtaj ile ilgili fetva verirken iyi değil mi? Kuran, devlet için indirilmemiştir. Ama siz devlet için kullanıyorsunuz. Bundan dolayı sivil Cuma'lara yöneliyorlar. Bundan dolayı rahatsızlar. Çünkü istiyorlar ki din kendi ellerinde kalsın. Roboski ve kürtaj tartışmasında bu net bir şekilde ortaya çıktı.'

CHP'nin Kürt sorununa çözüm önerisi

CHP’nin Kürt sorunu ile ilgili önerisini kendilerine geldiği zaman tartışacaklarını belirten Demirtaş, ”Şimdiye kadar Kürt sorunu dahil bütün temel soruların çözüm yönetimi olarak diyalog ve müzakereyi esas ve tek yöntem olarak kullanılmasını savunduk” dedi.

'Kürt sorununun ortaya çıkmasında önemli sorumluluğu olan CHP’nin bugün çözüm için bir formül arayışına giriyor olmasının önemsenmesi gerektiğini” dile getiren Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü: ”CHP’nin yapacağı girişim, yıllardır savunduğumuz yöntemlerle uyuşuyorsa, diyaloğa açığız. Meseleye hak ve özgürlükler noktasından bakarsak, geçmiş ve tarihle yüzleşerek, hataları ortaya koyarak sanıyorum ki mesafe kat edebiliriz. Bunun dışındaki yöntemler savaşa ve şiddet yöntemleridir.

AKP’nin elinde ölümleri, savaşı durduracak tek bir projenin olmadığı ortaya çıktı. İktidara çağrı yapıyoruz; elinde BDP’yi suçlama dışında bir argümanın var mı? Senin çözüm yöntemin nedir, takvimin, projen nedir? Bunu bilen var mı, yok, çünkü proje yok. Başbakan ’Kürt sorunu bitmiştir, zaten çözülmüştür’ diyor. Arkasından ’BDP samimi olursa onlarla müzakere ederiz’ diyor. Kürt sorunu bitmişse biz seninle hangi konuyu müzakere edeceğiz? Ortada ilkesizlik, çapsızlık, tutarsızlık var.

'Başbakan Kürt sorununun bitmediğini biliyor'

Çünkü Kürt sorunu, özgürlük, demokrasi diye bir derdi yok. Ama Başbakan Kürt sorununun bitmediğini çok iyi biliyor ki CHP’nin girişimlerine açık oluyor, BDP’ye çağrı yapıyor. Önce AKP’nin ilkesizliği bırakması lazım. İkincisi partimize dönük üslubunu düzeltmesi lazım. BDP, senin ağzında pelesenk edeceğin bir parti değildir. Türkiye’nin dördüncü partisidir. Partimizin ismini ağzına alırken, bizimle ilgili konuşurken daha dikkatli olacaksın. Bizimle görüşeceksen önce üslubunu değiştireceksin, bu partinin seçmenlerinin iradesine dikkat edeceksin.” Demirtaş, 'Yapamıyorsan bırakırsın Başbakanlığı. Çok şükür İngilizce de öğrenmişsin, bak ’One minute’den sonra ’I love you’ da diyebildin, başka iş bulursun. Sinirlerin kaldırmıyorsa, siyaseti bırak. Toplumun beklentilerine cevap veremiyorsan, git evde otur. Seni kimse zorla Başbakan yapmıyordur. Ama o koltuğu işgal ediyorsan hakkını ver. 10 yıldır neyi çözdün? Hiçbirisi çözülmedi. 10 yılda Türkiye, sivil dikta rejimine dönüştü' dedi. Başbakan Erdoğan'ın önünde 2 yol olduğunu söyleyen Demirtaş, bunlardan ilkinin halkın özgürlüklerini tanımak ikincisinin ise zor yöntemini kullanmak olduğunu belirterek, 'Kendisi ikinci yolu seçti. Kimden bahsederse hakaret ediyor. Sonra da 'Biz 74 milyonu kucaklıyoruz' diyor. O hakaret ettiklerin kim? Halkın bu aldatmaca dilini iyi görmesi lazım. Başbakan tarafından hakarete uğramayan kesim kalmadı' şeklinde konuştu.

'Diyarbakır boştu'

Başbakan Erdoğan’ın Diyarbakır gezisinden sonra ”bravo usta” dediğini ifade eden Demirtaş, ”Yalan konusunda da ustalaştılar. ’Diyarbakır halkı büyük bir coşkuyla karşıladı’ diyorlar. Biz de Diyarbakır’daydık. Nerede o coşku nerede o kalabalık biz göremedik? Geçtiği bütün yollar bomboş. 5 bin kişilik kapalı spor salonu dolmamış. Moraller bozulmuş. Urfa’da da tablo öyle. Mesajı doğru okumak yerine çarpıtıyorlar” dedi.

'Doğaya bakınca rant görüyorlar'

Demirtaş, bugünün Dünya Çevre Günü olduğunu hatırlatarak, Meclis çatısı altında sadece son dönemde 23 tane araştırma önergesi verdiklerini, ancak bunların hiçbirinin gündeme alınmadığını söyledi. Demirtaş, AKP hükümetinin doğayı rant kapısı olarak gördüğünü belirterek, 'Bir dereye baktıklarında biz bundan ne kadar para kazanabiliriz diye düşünüyorlar. Şehircilik bakanı bir arsa gördüğünde buradan kaç bina çıkar diye düşünüyor. Aslında çevre bakanı değil beton bakanı' dedi.

Türkiye'de AKP hükümeti döneminde 2 bin Hidroelektrik Santrali (HES) projesinin temelinin atıldığını söyleyen Demirtaş, Türkiye'de ne kadar çok tahribatın yapıldığını HES direnişlerinin ortaya çıkardığını belirtti. HES adı altında doğanın tahrip edilmemesi için yapılan direnişlere katılan yurttaşların çoğunun yargılandığını ve bu sayının 2 binden fazla olduğunu vurgulayan Demirtaş, bu yurttaşların istediği tek şeyin doğaya dokunulmaması olduğunu söyledi.

'Askeri gerekçelerle baraj yapıyorlar'

AKP hükümetinin bazı yerlerde askeri gerekçelerle baraj yaptığını vurgulayan Demirtaş, 'Şırnak, Bingöl ve Hakkari'de bunu yapıyorlar. O nedenle toplum bu konularda daha fazla duyarlı olmalıdır. Tabiat insanlığa miras değildir gelecek nesillere bırakılacak emanettir. Bütün insanlığın ortak malıdır. Böyle bir durumda hiçbir iktidar bu kadar pervasızca uygulamalar yapamaz' dedi.

MHP 'milli mesele' diye yasayı onayladı

Demirtaş, hükümetin ortaya koyduğu çevre politikalarının katliam olduğunu vurgulayarak, 'Akkuyu'da nükleer santral yapacaklar. Bunu da enerji açığından kaynaklı diye söylüyorlar. Bu böyle değil resmen nükleer silah yarışıdır. Bu konuda MHP ikiyüzlüdür. Yerelde kendi partilileri protestolara katılırken, Meclis'te grupları yasayı onayladı. Çünkü sadece askeri yöntemleri göz önüne alıyorlar ve 'Milli mesele' diye yaklaşıyorlar' ifadesini kullandı.

THY çalışanlarının grevine destek

THY çalışanlarının grev yaptıklarından dolayı mesaj ile işten atıldığını hatırlatan Demirtaş, 'Emekçiler güçlerini iyi görmeliler. Üreten siz iseniz yöneten de siz olabilirsiniz. Biz THY çalışanlarının bütün haklarını savunuyoruz. Ama bilin ki AKP bu konuda da sizi yanılttı. Sizden oy alırken biz grev hakkını tanıyacağız dediler. Anayasa değişikliğini bunun üzerine inşa ettiler. AKP'ye oy verenler verdikleri oyun nasıl kötüye kullanıldığını bundan sonra daha emin adımlarla görmeliler' dedi. Demirtaş, hükümetin bir yandan dünyanın en hızlı büyüyen ekonomisi olduğunu ilan ettiğini, ancak bir yandan da işçilere ve memurlara yaptıklarının ortada olduğunu söyledi. AKP hükümetinin Cumhuriyet tarihinde toplu sözleşmede en düşük zammı verme şampiyonu olduğunu vurgulayan Demirtaş, 2012'de yüzde 4'lük zam ile bu şampiyonluğun AKP tarafından alındığını söyledi. Demirtaş, 'Muhalif bütün sendikalar AKP iktidarı ile tasfiye sürecine tabi tutuldu. AKP'nin beslediği sendikalar ise olağanüstü büyüme gösterdi. Mesela Memur-Sen, AKP'nin iktidara geldiği güne kadar 41 bin üyeye sahipti. AKP'den sonraki 9 yılda üye sayısı 515 bine çıktı. Hak-İş, AKP'den önceki 27 yılda 309 bin üye yaptı AKP döneminde ise 500 bine çıktı. Kamu-Sen ve KESK'in ise üye sayısı düştü. AKP'nin sendikaları işyerlerinde yöneticiler eliyle yöneticileri tehdit ediyor. AKP sendikası üyesi olmayanlar fişlendi, coplandı. Sendika binaları basıldı' dedi.

Yeşiller Partisi Sözcüsü Ümit Şahin konuştu

Demirtaş, konuşmasının ardından Dünya Çevre Günü dolayısıyla kürsüye Yeşiller Partisi Eş Sözcüsü Ümit Şahin'i davet etti. Şahin, yaptığı konuşmada Türkiye'de yaşanan doğal tahribata vurgu yaptı.

Kategoriler

Güncel Gündem