Suriye can almaya devam ediyor

Esad'a bağlı rejim güçlerinin, Mearezefe bölgesinde 80 kişiyi katlettiği bildirildi. Ülke genelindeki operasyonlarda ise hayatını kaybedenlerin sayısının 140 olduğu belirtildi. Hama'nın Kubeyr köyündeki görgü tanıklarından Ebu Talal, BM uluslararası gözlemci heyetini defalarca arayarak koruma talep ettiğini, ancak gözlemcilerin her seferinde 'Biz sizi koruyamayız, o bölgeye gelemeyiz' dediğini açıkladı.

Suriye Genel Devrim Konseyi, Esad'a bağlı güçlerin Hama'nın Mearezefe bölgesinde düzenlediği operasyonda yaklaşık 80 kişinin katledildiğini bildirdi.

Ölenlerden bazılarının idam edildiğini belirten konsey, 35 kişinin ise aynı aileden olduğunu kaydetti. Konseyin açıklamasında, Lazkiye'de aynı aileden 13 kişi, İdlib'te 10, Deyr Ez Zor kentinde 6, Humus'ta 7, Şam'ın banliyölerinde 4, Halep'te 3 ve Dera kentinde 1 olmak üzere ülke genelinde ölü sayısının 130'a yükseldiği ifade edildi.

Ana muhalefet koalisyonu Suriye Ulusal Konseyi'nden bir sözcü, Kubeyr ve Marzaf köylerinde yapılan saldırıda hayatını kaybedenler arasında 20'den fazla çocuğun ve 20 kadının olduğunu öne sürdü.

Suriye devlet televizyonu ise, güvenlik güçlerinin 'teröristler gruplar' yaşanan çatışmanın ardından köyde cesetler bulduğunu ileri sürdü.

BBC’nin Beyrut muhabiri Jim Muir, her iki iddianın da bağımsız kaynaklar tarafından henüz doğrulanmadığını ve saldırı ile ilgili herhangi bir görüntünün de olmadığını kaydetti.

Ancak Muir, Hule katliamı ile ilgili haberlerin de benzer bir şekilde ortaya çıktığını ve muhalifler tarafından verilen bilginin daha sonra BM gözlemcileri tarafından doğrulandığını belirtti.

İki hafta önce Hule’de 108 kişi öldürülmüştü.

Görgü şahitleri saldırıdan hükümet yanlısı milisleri sorumlu tutarken, hükümet ülkeye dış müdahale olmasını isteyen “silahlı grupları” olduğunu iddiasında.

Öte yandan İstanbul'da 5 Haziran'da birçok ülkenin dışişleri bakanlarının katılımıyla olağanüstü Suriye toplantısı düzenlendi.

'Şabiha' milisleri yaptı

Muhalif gruplar Çarşamba akşamı Hama şehrinin 20 km. kuzeybatısında bulunan Kubeyr ve Marzaf köylerinin güvenlik güçleri tarafından bombardıman altına alındığını bildirdi.

Ölümlerden çoğunlukla “şabiha” olaran bilinen hükümet yanlısı milislerle birlikte hareket eden civardaki köylerden gelenler sorumlu tutuluyor.

'Sağlık hizmetine erişemiyoruz'

Muhalif gruplar yakın mesafeden ateş açıldığını ve birçok kişinin bıçaklanarak öldürüldüğünü ve bazı evlerin ateşe verildiğini öne sürdü.

Hama'da BBC'ye açıklama yapan bir muhalif, köydeki herkesin öldürüldüğünü, çok az kişinin kaçabildiğini ve olayı onların aktardığını söyledi. Yaralıların da tedavi altına alınmadığını belirten muhalif, çok yoksul olduklarını ve bedevi oldukları için herhangi bir sağlık hizmetine de erişemediklerini söyledi.

Yerel Koordinasyon Komiteleri Kubeyr’de 35’i aynı aileden, 78 kişinin öldürüldüğünü söylüyor.

Görgü tanığı Ebu Talal katliamı anlattı

Hama'nın Kubeyr köyünde 80'den fazla kişinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan katliamın görgü tanığı, köyde yaşayanlardan Ebu Talal, katliamın tüm ayrıntılarını anlattı.
         
AA muhabirine telefonla bilgi veren Ebu Talal, 'Esed yönetimine bağlı ordu birlikleri, Şebbiha milisleriyle birlikte köyümüze saldırdı. Önce köy halkını bir meydanda topladılar. Daha sonra herkesi tek tek bir eve götürdüler. Katliamı evde bıçaklama ve yakın mesafeden ateş etme yöntemleriyle gerçekleştirdiler' dedi.
         
Öldürülenlerin tamamının 4 aileye mensup, 30'unun çocuk, 10'unun ise kadın olduğunu belirten Ebu Talal, katledilen 86 köylünün 60'ının kimliğinin tespit edilebildiğini, 26'sının ise cesetler yakıldığı için tanınmaz halde olduğunu söyledi.
         
Ebu Talal, köy sakinlerinin BM uluslararası gözlemci heyetini defalarca arayarak koruma talep ettiğini, ancak  gözlemcilerin her seferinde 'Biz sizi koruyamayız, o bölgeye gelemeyiz' cevabını verdiklerini iddia etti.

Yerel Koordinasyon Komiteleri Çarşamba günü ülke genelinde hükümet yanlısı gruplar tarafından öldürülen kişi sayısının son saldırı ile birlikte 140’a çıktığını belirtti.

BM gözlemcilerine çağrı

İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, BM gözlemcilerini beklemeden ölümlerin yaşandığı köylere gitmeye çağırdı.

297 silahsız gözlemci Nisan ayının ortalarında kabul edilen BM özel temsilcisi Kofi Annan'ın barış planının uygulanıp uygulanmadığını gözlemlemek için Suriye'ye gitmişti.

Annan yeni grup kuracak

Perşembe günü Annan'ın BM Güvenlik Konseyi'ni Suriye'de şiddeti sona erdirmek için yeni bir grup kurmaya çağıracağı bildirildi. Yeni grupta konseyin daimi üyeleri ve önemli bölgesel güçlerin olması bekleniyor.

BBC'nin New York'ta BM genel merkezindeki muhabiri Nada Tawfik, Annan'ın Türkiye ve İran gibi ülkeleri Suriye'de siyasi bir çözümün hızlandırılması çabalarına destek vermeye çağıracağını aktardı.

Ancak ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton İran gibi bir ülkenin bu sürece dahil edilemeyeceğini söylemişti.

İstanbul'da muhalefet toplantısı yapılacak

Amerika Dışişleri Bakanlığı ile Türkiye'nin eş başkanlığını yürüttüğü Terörizmle Mücadele Küresel Forumu'ndan (TMKF) 6 Haziran'da bir araya gelen dışişleri bakanları Suriye'deki durumu masaya yatırdı.

Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Selçuk Ünal, toplantıya 14 ülkenin bakanlık düzeyinde katıldığını belirtip 'Toplantının herhangi bir formatı yok. Görüş alışverişinde bulunulacak. Son dakikada ortaya çıkmış bir şey değil' diye konuşmuştu.

Ünal ayrıca, İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague ve Fransa Dışişleri Bakanı Alain Juppe'ün yalnızca Suriye toplantısı için İstanbul'a geldiğini belirtti.

Dışişleri Bakanlığı toplantı sonrasında yaptığı açıklamada Suriye muhalefetine destek sağlamak amacıyla bir Koordinasyon Grubu toplama konusunda anlaşmaya varıldığını söyledi.

Açıklamada ayrıca 15-16 Haziran tarihlerinde İstanbul’da yapılacak ve tüm muhalefeti kapsayacak koordinasyon toplantısına bir temsilci gönderilmesine karar verildiği de aktarıldı.

Toplantıya Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun yanı sıra Katar Başbakanı ve ABD, İngiltere, BAE, Türkiye, Tunus, Suudi Arabistan, Fas, Ürdün, İtalya, Almanya, Fransa, Mısır Dışişleri Bakanları, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton ile Kuveyt ve İspanya’dan üst düzey temsilciler katıldı.

(vE)