Anlamayan kalmasın

KADRİYE AYDIN 

Andrej Blatnik’in yeni kitabı ‘Anlıyorsun Değil Mi?’ en uzunu iki sayfa olan, bazen metaforik, bazen tekinsiz, kimi zaman kırık bir aşka dair, çoğu zaman da rastlantıların, ayrılıkların, birlikteliklerin anlatıldığı elli kadar kısa öyküden meydana geliyor. Öyküler genellikle belli bir ana odaklanmakla beraber okuyucuların kafasında o anın öncesi ve sonrasına dair yepyeni başka öyküler oluşuyor. Böylece her öykü okuyucuların da hayal gücünü okuma eylemine dahil ederek dallanıp budaklanıyor, her okumada ve her okuyucunun aklında yeni öyküler yaratılmasını sağlıyor. Bu nedenle de bir çırpıda okunabilen bir kitap değil ‘Anlıyorsun Değil Mi?’. Her öyküden sonra derin bir nefes almak ve en azından birkaç dakika öykü üzerinde düşünmek gerekiyor. Böylece okuyucunun kısa ama yoğun bir edebi macera yaşamasını sağlıyor.

O kız Mick Jagger’ın kulağına ne fısıldadı?

‘Stones Grubu Büyükannemle Tanıştığında’ isimli öyküde bir Stones konseri kaydında (Rolling Stones yazmasa da okuyucu için bu çok nettir) yazarın büyükannesinin – o zaman genç bir kızdır – korumaları atlatarak sahneye çıktığı görülür. Genç kız Mick’in kulağına bir şeyler fısıldar, Mick de keyifle sırıtır. Ancak kimse genç kızın Mick’in kulağına ne fısıldadığını bilmez, kız bunu tüm hayatı boyunca bir sır olarak saklar. Bu çılgın kız artık yaşlanmıştır ve konuşamamaktadır; bu sorunun yanıtını öğrenme şansımız kalmamıştır. Yazar bu olaydan bazı sonuçlara varır, kendisi için kârlı çıkabilecek bazı sonuçlara. Ancak bu çıkarımların doğru olması gerekmez. Biz okuyucular da farklı çıkarımlara ya da varsayımlara varabiliriz veya olay öncesine dair bambaşka hikâyeler yazabiliriz.

‘Ve Uyuyamadığım İçin’ isimli öyküde ise birkaç aydır görüştüğü sevgilisinin evinde geçirdiği ilk geceden sonra, sevgilisini terk eden bir kadının hikayesini okuruz. O evde kendine yer olmadığını hisseder kadın ve o gece uyuyamaz. O evde daha fazla kalamayacaktır. O andan sonra hikayenin akışı okuyucunun hayal gücüne kalır. Neden uyuyamamıştır kahraman? Daha önceki ilişkilerinde de aynı sorunlar olmuş mudur? Yoksa adamın evi istisnai bir şekilde eşya kalabalığı mı barındırmaktadır? Bunlar ve bunun gibi sorular okuyucunun kafasında yankılanmaya başlar. Her soruya verilecek pek çok yanıt vardır; her yanıtla birlikte hikaye başka bir hikâyeye evrilebilir.

‘Çatlaklar’ isimli öyküde mutlu bir hayatı olan bir adam bir akşam arabasıyla eve dönerken bir çocuğa çarpar. Onu kimse görmemiştir ve çocuk ölmüştür. “Aklından, bir zamanlar bir karın olduğu, çocukların olduğu geçiyor, mutlu ölebilirdin. Artık olaylar farklı gerçekleşecek. Sonu mutlu bitmeyen çok öykü var. Bu da onlardan biri,” cümleleriyle biter öykü. Kimseye haber vermeden kaçabilir adam ya da birilerinden yardım ister. Bu sefer hikayenin nasıl biteceğine dair bir ipucu verir yazar okurlara, her halükarda hikâye mutlu bitmeyecektir.

Dedalus Kitap’tan çıkan ‘Anlıyorsun Değil Mi?’ kısa fakat yoğun öyküleri ile okuyucuyu avcunun içine alan bir kitap. Oldukça güzel bir çeviriyle Türkçeye aktarılan kitapta Blatnik okuyucularına oyunlar oynar; bu kısacık öykülerde yazarın okuyucuya gerçekleri olduğu gibi verdiğini varsayarsanız bir anda sürprizle karşılaşabilirsiniz. Bu kısacık öykülerin tadına tamamen varmak isteyen okurlarından belli bir zihinsel bir çaba talep etmektedir yazar. Öykülerin okunmasını, üzerinde düşünülmesini ve hatta bu öykülerden yeni öyküler yaratılmasını ister gibidir. İşte bu noktada da kitabın asıl eğlencesi başlamaktadır. 

Anlıyorsun Değil Mi?
Andrej Blatnik
Çeviri: Sina Baydur
Dedalus Kitap
88 sayfa.