Bu memlekette uykumuz hep kaçık

Son yılların sözünü esirgemeyen rock müzik gruplarından Redd, geçen ay çıkardığı ‘Hayat Kaçık Bir Uykudur’ adlı albümle tekrar adından söz ettiriyor. Eleştirmenlerden tam not alan Redd’in gitaristi Güneş Duru, grubun serüvenini anlattı.

VARTAN ESTUKYAN
vartan@agos.com.tr

Son yılların sözünü esirgemeyen gruplaRdan Redd, geçen ay çıkardığı ‘Hayat Kaçık Bir Uykudur’ adlı albümü ile müzik marketlerde en çok satanlar listesine oturdu. Şimdiden, bir önceki albümleri ‘21’den daha fazla satan rock grubu, şarkılarında hayata dair ince mesajlar vermeyi ihmal etmiyor. Albümle müzik eleştirmenlerinden tam not alan Redd, memlekette insanların uykusunu kaçıran gerçekleri müziğiyle dile getirmekte kararlı.

Redd, televizyonlarda çok sık göremediğimiz gruplardan biri. Zira bazı şarkılarındaki sözler, ‘etliye sütlüye’ dokunmak istemeyenlerin canını sıkıyor, onlarda belli korkular yaratıyor. Bu durum, memlekette televizyonların eleştiriye ne kadar kapalı olduğunu gösteriyor. Son olarak gazeteci Ahmet Şık’ın tutuklanmasına tepki olarak yaptıkları ‘Masal’ şarkısına çektikleri video klip, özel bir televizyon kanalı tarafından sansürlendi. Grup üyelerinden Güneş Duru, ‘piyasa’nın kendilerine karşı olan tavrını şu sözlerle değerlendirdi: “Türkiye’de rock grupları, zamanla, daha önce var olmayan ‘arabesk-rock’ türünü ortaya çıkardılar. Baktılar ki bu ‘tarz’, radyolarda çok daha fazla dinleniyor, televizyonlarda çok daha fazla izleniyor, kendi müziklerinden vazgeçip, daha fazla ‘marka’ olmak için bu tarz müzik yapmaya başladılar. Biz, hem müziğimiz, hem de politik duruşumuzdan ötürü zamanla radyo ve televizyonlarda yer alamaz olduk.”

‘telveD litaK’

Redd zaten, bir müzik grubu olmanın yanı sıra, toplumsal meselelerdeki farklı duruşlarıyla da belli bir hayran kitlesine sahip. Grup, özellikle gazeteci Ahmet Şık ve Nedim Şener’in tutuklu kaldıkları süre boyunca onlara verdikleri destek ve sergiledikleri tavırla da ‘ülkede bazı şeylerin ters gittiğini’ ifade eden sanatçılar arasında ön sıralarda yer aldı.

‘Hayat Kaçık Bir Uykudur’ albümünde bu tavrın devam ettiğini görüyoruz. Özellikle ‘telveD litaK’ şarkısında Uludere Katliamı’na dikkat çeken grup, Sivas Madımak Oteli’ndeki bazı zanlıların zamanaşımı nedeniyle cezasız kalmasını da eleştiriyor.

Redd’in geri vokalisti ve gitaristi Güneş Duru, ikiz kardeşi olan vokalist Doğan Duru ile bir işçi ailesinde doğmuş. Grubun diğer üyelerine nazaran daha politik olmalarını aile geçmişine bağlayan Güneş, diğer arkadaşlarının da zaman içinde kendileriyle birlikte politik tutum takındıklarını söylüyor.

Aynı zamanda arkeolog olan Duru, hayatın, tek bir işe odaklanmak için kısa olduğunu da ifade ediyor: “Bence, bir insan, tek bir işe odaklanıp o işte en iyi olma çabasıyla yaşarsa, hayatın tadını tam anlamıyla çıkartmış sayılmaz. Ben hiçbir zaman böyle yaşamadım. Zaten grup üyelerinin hiçbiri de sadece müzikle ilgilenmiyor. Doğan, yüksek lisansını sanat eleştirmenliği üzerine yaptı, Berke, bir üniversitede mimari çizim dersi veriyor, İlke iç mimarlık okudu, ben de arkeoloji mezunuyum. Gitar çalmaya ise lise yıllarımda başladım. Hiçbir zaman ‘en iyi gitarist’ olma gibi bir düşüncem ve hedefim yoktu. Müzik benim için bir ifade biçimi, örneğin 20 yıldır yaptığım arkeoloji de aynı şekilde.”

‘Bir şeyler ters gidiyor’

Güneş ve Doğan Duru, 1980 yılına kadar sol görüşte olan, ancak 80’den sonra tabiri caizse evde kimsenin ağzını bıçak açmadığı bir ailede büyümüş. Zaten Güneş de, politikayla üniversitede tanıştığını söylüyor: “Her ne kadar babam 1980 yılına kadar sol görüşlü bir işçi olsa da, benim politikayla tanışmam da yine arkeoloji sayesinde oldu. Ben, Ankara’nın doğusuna ilk kez üniversitedeyken bir kazı için gitmiştim. Ve o an anladım ki, burada bazı şeyler ters gidiyor. Bunu, kazılar boyunca çektiğim fotoğraflarda çok daha net gördüm. Babam gençliğinden beri ilgiliydi, epey aktifmiş fakat 80 darbesi sonrası TV’ye çıkan liderlere kendi halinde çıkışmanın ötesinden bir eylemi olmadı. Biraz böyle bir ortamda büyüdük, apolitikliğe yakın,  sol duyarlılığı olan bir aile yapısı. Sanırım, uzun süre uzaktan izledikten sonra kendim keşfettim her şeyi. Türkiye’nin farklı yerlerinde çalıştım, küçücük köylerde, mezralarda.

Orada gördüklerim, beni emek, hak ve özgürlükler anlamında teoride okuduğum şeylerden daha fazla etkiledi. Böyle sürüp gitti, üzerine bir de yaşadığınız ülkenin saat başı değişen gündem bombardımanı da eklenince içinizdeki tepkisel yanı daha çok ortaya çıkarıyorsunuz ister istemez. Bu tam siyasi bir ilgi değil belki de, herkesin sahip olması gereken bir farkındalık ve vicdan meselesi olarak özetlenebilir.”

‘İzlanda’da post-rock grubu olurduk’

Güneş Duru, Türkiye’nin yaşadığı siyasi ve kültürel çalkantıların, ister istemez müzik tarzlarını etkilediğini söylüyor: “Eğer İzlanda veya Lüksemburg gibi bir yerde yaşasaydık, çok rahat bir post-rock grubu olurduk. Yani, şarkı sözlerinin az olduğu, ağırlığın melodiye verildiği bir grup. Ancak Türkiye’de söylenecek söz o kadar çok ki, bizim böyle bir grup olma ihtimalimiz hiç yok.”

‘Hayat Kaçık Bir Uykudur’, iki ayrı kapakla satışa sunuldu. Duru, dinleyicilerine bir mesaj vermek istediklerini ifade ediyor: “Albüm iki farklı kapakla çıktı piyasaya.

Birincisi normal, diğeri ise sınırlı sayıda çıkan konsept albüm. Aralarındaki tek fark ise kapakları.

Birinin kapağında tribal şekiller varken, diğeri sade bej renginde. Ancak, bej renkli kapağı kazıdığınızda, normal albümdeki gibi tribal şekiller karşınıza çıkacak.

Burada dinleyicilerimize vermek istediğimiz asıl mesaj ise, ‘Berrak gözüken her şeyin, kazıdığınızda aslında berrak olmaması ve her şeyin karmaşık bir halde olduğuydu.”

Kategoriler

Kültür Sanat Müzik