Müziğe gönül veren Hagop Çavuşyan’a gönlümüzü açalım

Hagop Çavuşyan, televizyondan 70 milyona sesini duyurmayı başardı, bir bize duyuramadı sesini. Müziğe her şeyini vermiş bu güzel insanı size tanıtmak için Enez’e gittim.

Hayatta kendimde cevabını sık sık aradığım sorulardan biri şudur: “Ben delice miyim, yoksa verimli bir buğday tanesi mi?” Delice, buğday tarlasına düştüğünde tüm buğday tanelerine meydan okur. Asi, hoyrat ve hırçındır. Bilmez ki meydan okudukça kendi yalnızlığına boğulur. Buğday tanesi yere düşse savrulur, ölür ama toprakta coşar, çoğalır, bereketli, verimli olur, en önemlisi de asla yalnız kalmaz. Verimli insanlar olmalıyız. Savrulurken sağa sola, başak misali, iyi işlerimiz saçılmalı dört bir yana. Hagop Çavuşyan, iyi işleri bol olan, ama maalesef semeresini az alan bir arkadaşım. Neden yeteri kadar sahip çıkamıyoruz, iyi işler başarabilenlere? Senelerdir bilirim, hayali bir albüm çıkarmak. “Ah! Bir çıkarabilsem, çok güzel olacak” der; yaklaşık 25 senedir bunu hep der. Televizyondan 70 milyona sesini duyurmayı başardı, bir bize duyuramadı sesini. Müziğe her şeyini vermiş bu güzel insanı size tanıtmak için Enez’e gittim. Denizin dibinde, minik güzel bir kampı var Hagop ve eşi Dilek’in. Geceleri ay ışığında küçük çadırların yanındaki yemek alanında Hagop şarkı söylüyor, mehtaba karşı onu dinliyoruz, dinledikçe muhabbet büyüyor. Bu muhabbetten size düşen payı umarım beğenirsiniz.

Seni bildim bileli, baban ve maman gibi sen de Kilise’nin içerisindesin. Sesinin tonu, yıllandıkça değeri artan bir şarap misali, ayinlere değer katıyor. Müziğe ilgin aileden mi?

Annem Alis Çavuşyan 1972’den beri Asoğik Korosu üyesi. Jirayr Aslanyan’dan ders almış. Ben ilk kez beş yaşındayken, babam Uraragir Tıbir (muganni) Garbis Çavuşyan’ın yanında Bakırköy Kilisesi’nde şabik giymeye başladım. Babam o zamanlar Bakırköy Kilisesi’nin ikinci yerajışdabediydi (başmuganni). Ses eğitimini Hovsep Bıdılikyan’dan ve Jirayr Arslanyan’dan almış, Batı Notası’nı Arslanyan’dan öğrenmiş. Ben dokuz yaşındayken, Narlıkapı Kilisesi’ne yerajışdabed olarak atandı.

Ben de, sekiz yaşından 12 yaşıma kadar her pazar babamla birlikte kilisedeydim; Bıdılikyan’dan ders aldım – bu benim ilk ses eğitimimdir. 1980’de, 16 yaşındayken Maral Müzik ve Dans Topluluğu’nda yer almaya başladım. Rahmetli Benon Kuzubaş’la çalıştım. Ermeni halk danslarını ve folkloru çok sevdiğim için ilk dört sene dans ettim, sonra koroya katıldım.

Müzik öyle bir şey ki, hayat boyu öğrenmekle bitmez. Ben 49 yaşındayım ve 22 yaşından beri Sanat Müziği dersleri alıyorum. 12 sene musiki okullarında eğitim gördüm. 1989-1994 yılları arası Üsküdar Musiki Cemiyeti’nde ders aldım. Orada Yıldırım Gürses öğretmenimdi; ondan, altı ay özel şan eğitimi aldım. Ardından, 1994-2001 arasında Aksaray Müzik Severler Derneği’ne devam ettim. Bakırköy Sanatçılar Derneği Korosu’nda ve Aşiyan Musiki Cemiyeti Korosu’nda hem korist, hem solist olarak yer aldım. 2001’de 12 senelik ses eğitimime son verip, sadece üyesi olduğum derneklerin konserlerinde aktif olarak yer aldım. 2007’ye kadar bu böyle devam etti.

Geçen sene Aşiyan Musiki Cemiyet’iyle Cemal Reşit Rey’de ‘Türk Müziğinde Ermeni Bestekârlar’ başlıklı bir konser verildi. O konsere hem solist, hem korist olarak katıldım. Toplumsal işlerde var olmayı seviyorum. 1992’den bu yana profesyonel olarak sahnede çalışıyorum.

Kilisede mugannilik de yapıyorsun... Ortaköy Kilisesi’nde ne zamandır hizmet veriyorsun?

Evet, dört senedir Ortaköy Kilisesi’ndeyim. Yıllar sonra rahmetli babamın vasiyetini yerine getiriyorum. Babam her zaman Kilise’de olmamı, her yaşımda Kilise’ye hizmet etmemi isterdi. Kilisenin yerajışdabedi Rober Doğanay, kendini çocukların ses eğitimine adamış bir insan. Pazar günleri bazı çocukları yanıma veriyor. Ben okurken çocuklar ses tonlarını oturtmaya, doğru notaları basmaya gayret gösteriyorlar. Sesini sevdiğim çocuklara bir şeyler göstermek hoşuma gidiyor.

İlk olarak ne zaman bir ses yarışmasına katıldın?

2008’de ‘İşte Star’ ses yarışmasına katıldım. Yarışma gereği her hafta farklı kişiler, Muazzez Abacı, Selami Şahin, Erol Büyüykburç, Müslüm Gürses, Deniz Akel, Hakan Aysev, Yeşim Salkım, Yeliz gibi sanatçılar jüri üyeliği yaptı. Sekiz hafta yarıştıktan sonra, halkın sms oylarıyla birinci seçildim.

Albüm yapma konusunda bir girişimin oldu mu?

Her müzisyenin hayali, işlerini sergileyeceği bir albüm çıkarmaktır; benim de öyle. Bu sekiz sene zarfında arzum daha da alevlendi. Türkçe ve Ermenice geleneksel şarkılardan oluşan, geniş bir albüm çıkarmayı düşünüyorum. Ama bunun için maddi güç gerekiyor. Bu konuda camiamın desteğini bekliyorum.

Seni son olarak ‘Rising Star’ ses yarışmasında seyrettik...

O yarışmada çeyrek finale yükseldim. Şarkıya her zaman okuduğum notadan çalıştım. Fakat maalesef, yarışmada yanlış tondan giriş yaptım, konsantrasyonumu kaybettim, şarkının hakkını veremedim ve elendim. Tanıdığım birçok insan şaşırdı, inanamadı. Çünkü bu ve daha tiz perdelere, hem sahnede, hem kilisede her zaman çıkıyorum. Bu kadar sene içinde ilk defa başıma geldi.

Tekrar bir yarışmaya katılmayı düşünür müsün?

Evet, kesinlikle... Yarışmalar vizyonumu, yapmak istediğim işi ortaya çıkarmak için bir vitrin. Rising Star yarışmasında elendikten sonra, hemen O Ses Türkiye yarışmasına başvurdum ve ön elemeleri başarıyla tamamladım. Bu vesileyle en yakın zamanda sesimi tekrar duyurmayı hedefliyorum. Bu yarışmada kendimi ispatlamak, daha iyi tanıtmak istiyorum. Birçok insan bana tekrar yarışmam konusunda destek oluyor.

Bir hayran kulübün mü var?

Evet, sosyal medyada adıma kurulmuş bir hayran kulübü var. Beni takip eden bir kitle var yani. Genellikle yurtdışında bulunan Ermeniler bana destek veriyor. Bu yarışmalardan sonra ABD’den, Avusturalya’dan ve bazı Ermeni kuruluşlarından birçok konser teklifi aldım. Ermeni cemaati kendi starına sahip çıkar. Vermek istediğim şeyi algıladıklarını düşünüyorum. Bu yarışmalar bizim için bir vitrin. Kendimi ve cemaatimi yüzümün akıyla temsil etmeye çalışıyorum.

‘Türk Sanat Müziği’ olarak anılan müziğin standardının Ermeni tohumlarından çıkıp oluştuğuna inanıyorum. Bu alanda birçok Ermeni bestekâr var. Tatyos Efendi, Bimen Şen, Kemani Sarkis, Udi Hrant, Udi Boğos, feyz aldığım, eserlerini bildiğim sanatçılar. 

Etiketler

Hagop Çavuşyan


Yazar Hakkında